Fenerbahçe'de 6. sezonunu geçiren Alex de Souza bu sürede öyle büyük işler yaptı, takımını öyle zaferlere taşıdı ki; taraftarlar, 2 gol atıp rekoru getirdiği Gençlerbirliği zaferi sonrasında yönetimden bir istekte bulundu: “Alex’in heykeli dikilsin..."
Başkan Aziz Yıldırım ve kurmaylarının, bu talebi nasıl değerlendireceği merak konusu; ancak rakamlar, Sambacı’nın Fenerbahçe için vazgeçilmez olduğunu kanıtlıyor. Fanatik Gazetesi'nde yer alan habere göre; Kısa kısa notlarla Fenerbahçeli Alex de Souza...
Avrupa’da en çok forma giyen Fenerbahçeli unvanına Rüştü ile birlikte ortak olan Alex, bu kulvarda takımının en golcü ismi...
Lig, kupa ve Avrupa’da onun forma giydiği 229 karşılaşmada Fenerbahçe, rakip ağlara toplam 485 gol bıraktı. Bu gollerin 108’ini atan, 95’inde asist yapan Brezilyalı, toplam 203 golde pay sahibi oldu. Bu da yüzde 41’lik bir oran.
Alex, Fenerbahçe’nin lig tarihindeki en golcü 3. futbolcusu konumunda. İlk sırada, 209 maçta 140 golle Kral Aykut Kocaman var. Onu 193 maçta 87 golle Cemil Turan takip ediyor. Alex’in ise 155 karşılaşmada 84 golü var. Sambacı, 4 gol daha attığı takdirde, Turan’ı geçip, 2. sıraya yerleşecek. Alex’in ardından 4. sırada, onun hayran olduğu isim, futbolun ordinaryüsü Lefter bulunuyor. (151 maç, 74 golle)
Alex’in heykelinin dikilmesi için yönetime seslenen taraftarlar, bir de benzetmede bulunuyor: “Eskiden ‘Ver Lefter’e yaz deftere’ derdik, şimdi ise ‘Ver Alex’e, rekoru yaz tarihe’ diyoruz.”
Farklı bir adam Alex!
Fenerbahçe tarihine adını altın harflerle yazdıran, her gün yeni bir rekoru omuzlarına takan Alex de Souza aslında tam bir ev kuzusu, hanım evladı, asla barajı bozmayan, soğukkanlı bir dindar.
Fenerbahçe tarihine bir kaç kez girmeyi başardı Alex de Souza... “Misyonu sona erdi” yaklaşımlarına rağmen, o ve yönetim bu birliktelikte ısrar etti. Çoğu kez, yaptıklarına rağmen yapmadıkları ile yargılandı. İnsafsız eleştirilere uğradı. “Koşmuyor” diye topa tutuldu.
“Fenerbahçe’nin el freni” bile dendi. Zico’nun, Aragones’in ve tabii ki onu keşfedip Türkiye’ye isteyen Daum’un hep vazgeçilmezi oldu. Buna rağmen sezon başı kaptanlığı bile sorgulandı. İstatistikleri alt üst etti. Her sezon Türkiye’ye gelen onlarca yeni oyuncuya rağmen sezonun en iyi transferi olduğunu kanıtladı. Fenerbahçe’de Başkan Aziz Yıldırım’dan sonra sayılan, “En önemli kişi” olmayı başardı. Alex, yaşlandıkça parıldadı. Türkiye koşullarını özümseyip, Türkiye’nin en becerili oyuncusu unvanını kimselere bırakmadı.
Kendisine değer vermeyen Brezilya Milli Takımı yetkilileri dışında sıkıntısı olmayan “Cool” Alex’in en büyük yöneticisi ise sadece çocukluk aşkı, iki kızının annesi ve Daianne oldu. Ev kuzusu, aile düşkünü Alex’in Tanrı’dan sonra taptığı karısı Daianne, onu O yapan futbol topunun bile önünde duruyor. Dinini olabildiğince yaşayan, ama bağnazlıktan kaçınan Alex’in “İsa’nın Atletleri” katı grubuna üye olduğu bile tartışılıyor. Ama Alex çevresine İsa’nın bağımsız bir inanırı olduğunu söylemekten çekinmiyor. Daianne’sinin sözünden asla dışarı çıkmıyor.
Soğuk tavırları ile hem beğeni toplayan, hem de “kendini beğenmiş” yakıştırmasına maruz kalan Alex’in topa yapılan baraj gibi insanlarla ciddi bir mesafesi var. Kimsenin fazla samimi olamadığı, yöneticilerin emir ile hareket ettiremediği, kendi kuralları olan Alex’in büyük tutkusu eşi Daianne ise futbola başladığı Coritiba Kulübü’nün o zamanki zengin başkanın kızı.
Sözünü ömür boyu tutuyor
Alex, Daianne ile futbola aynı anda aşık oluyor. Daianne ile evleniyor ve Brezilya’nın kalburüstü ailesinin bu sıradışı kızının sözünü ömür boyu tutmaya karar veriyor. Yani Daianne’nin biçimlendirdiği yaşam tarzından yola devam ediyor.
Daianne’nin istemediği bir davet, bir aile, bir yaşam tarzı Alex’in de karşı durduğu şey oluyor. Daianne’nin aile yapısı, Alex’in öyle herkesle oturup kalkmasına, diğer futbolcularla haşır neşir olmasına izin vermiyor. Statta, tesiste işini yapan Alex, evinin yolunu tutuyor ve Daianne’nin programını uyguluyor. Alex’in attığı gollerden sonra sadece ve sadece eşinin bulunduğu tribüne doğru koşup, her attığı golü O’na armağan etmesinin nedeni de bu oluyor işte.
En yakını bir Türk
Alex’in en yakını ise bir Türk. Tahmin edileceği gibi tercümanı Samet Güzel. Bu genç ile tanışmaları da çok ilginç. Belki de Türkiye’de tutunabilmesine neden olan, kendi keşfettiği bu zeki Türk gencin, ona ilk göz göze gelişte uzattığı bir başka aşkı Coritiba forması. Suadiye’deki bir imza töreninde herkes Alex’e Fenerbahçe forması imzalatmak isterken yanına yaklaşan ve dilini konuşup ona Coritiba forması uzatan Samet’in bu yöntemi, duygusal Alex’i baştan çıkarıyor. Hemen oracıkta Alex telefon numarasını Samet’e veriyor. O’nunkini de alıp, imza töreninden sonra hemen arıyor. Sonra da Samet ile arkadaş olup, Türkiye’de kendi keşfettiği bir Türk’e yaslanıp, yola devam ediyor.
Film izlemeyi seviyor
Samba ve Zico hayranı. Film izlemeye bayılıyor. Sahaya sağ ayağı ile çıkma batıl inancı dışında takıntısı yok. Sağ ayağı ile sahaya bassa da solak. Çok fakir bir ailenin çocuğu. 11 yaşında televizyonla tanışıyor. Ev ve arsa yatırımı yapıyor. Parasının çoğunu bankada tutmaktan yana. Çevresindeki fakir akrabalarına yardım ediyor.
Fenerbahçe takımı ile bu sezon öncesi Almanya’daki hazırlık kampında lunaparka gittiğinde 5 kez skylinera binerek içindeki çocuğu çıkardığı zaman kimse bu duruma inanamadı. Bu durum Alex’in en mutlu sosyal paylaşım anı olarak tarihe geçti.
Türkçe biliyor konuşmuyor
Türkçe biliyor ve konuşabiliyor. Ama kimse ile muhatap olmamak için konuşamadığını söylüyor. Bilica ile oda arkadaşı. Eskilerle samimi değil. Bilica’ya güveniyor. Aynı mahallede oturduğu takım arkadaşı Carlos, Alex’in evinin yerini bile bilmiyor. Brezilyalıların toplu ev gezmelerine katılmıyor. Başkan Aziz Yıldırım’ın evinde ailecek özel olarak ağırlanabilen ender futbolculardan birisi.