Sevmek Ayıp Olur mu?

“Trabzonsporluluk tanımı yarışması yapacağız en sonunda…herkes başka şekilde ifade ediyor…bu takım nereye gitse taraftarı var…nasıl tanımlamalı şaşırıyorsunuz…”

…diyor Sadri Şener bir programda. Haksız sayılmaz…

Trabzonsporlu şudur budur, Trabzonsporlu bunu yapar onu yapmaz, Trabzonsporlu şöyle bakar böyle görür… Ve saire. Ben birkaç Trabzonsporlunun 6 günlük yolculuğunu anlatayım. Hadi beni dinleyin…

Üç polis memuru var bizim ailede. Babam ve iki amcam. Amcalarımın biri İzmir’de diğeri Balıkesir’de görev yapıyor. Özlem var, hasret var… Ani bir kararla yola çıkıyoruz bir gün, Balıkesir’e doğru… Kepsut’a… Bir küçük kasabaya… Çantaya son dakikada sıkıştırılan bir bordo mavi bere…

3 gece 2 günlük bir ziyaret. Vuslat…

İlçe gezilirken dikkatli gözler fark ediyor önemli bir ayrıntıyı: Kepsut tabelası… Algıda seçicilik. Bir metne bak, ilk kendi ismini fark edersin. Neyse…
Nüfus 6100…

Ziyaretin ikinci günü aile toplanıyor, iki araçla pikniğe gidilecek. Ailenin gençleri hazırlığını yapmış, büyük amca ( babam olur kendisi ) tabela önünde kandırılacak ve araç durdurulacak. Fotoğraf alınacak.

Yedi cüce şapkalarından var ya bizim hani, bordo mavi… 7 sevimli cüce…
O da alınmış, ailenin büyüğü babam kendisine bere zerre yakışmasa da takmış başına. Köy kahvesinde insanlar tuhaf tuhaf bakıyorlar. Umurunda mı?...

Tabelaya yaklaşılınca zınk diye duruyor araç. Bir telefon. Öndeki araba da geri çağrılıyor. “Haydi fotoğrafa diyor” babam. Kandırmaya gerek bile kalmadı… “Hayde hayde hayde…”

Fonda Fuat Saka’dan “Düz”… Tulum sesi inletiyor Kepsut’u.

İkinci araç gelince fotolara başlanıyor. Forma getirilmemiş ne yazık… Trabzonspor eşofmanları, bere ve bir adet şapka ile idare ediliyor. Bir de keşan elbette…

Görmek gerek… Koca koca adamlar, kadınlar çocuk gibi, 61’in önünde fotoğraf çekiliyor. Dakikalar geçiyor da geçiyor. Gırgır şamata…

En büyüğü 48 en küçüğü 5 yaşında 12 kişi…

Yoldan nadiren geçen araçların gözü o 12’nin üzerinde… Umurlarında mı?...

Piknik yerinde bordo mavi…

Balıkesir’den İzmir’e uzanıyor yol bu kez. Karşıyaka bordo mavi… 3 genç. Başka Trabzonsporlu yok maçı izleyen. Kafe sahipleri gülümsüyor… 1-1. Azıcık hayıflanma, bolca gurur…

Alışveriş merkezi otoparkı. 3 genç. Fonda Fuat Saka’dan “Burun”. Horon… Yan arabanın plakası. 61… Fotoğraf. Bir güvenlik görevlisi. Şüpheli bakışlar. Elde telsiz. Haber ediliyor. Derken büyükler geliyor. Arabaya atlanıp “toz” olunuyor.

Ekranda TBMM TV. 61. oturum. Hoop bir fotoğraf daha. Bordo mavi…

Ailenin en küçüğü. Metehan. Yaş 5. Tekerlemeyi kendince yorumluyor: Yoğurdu sarımsaklasak da mı yesek sade mi yesek! “Ben sade seviom” diyor gerekçe olarak… Karadenizli… Zeki… Bordo mavi…

Okulunun tek Trabzonsporlusu Mertcan. Metehan’ın ağabeyi. Kocaman gülümseme. Bordo mavi…

Karşıyaka sahili… Gazete bayiinde bir sıra. Trabzonspor dergisi… Bakışlar bordo mavi…

Yaş 48. Başta bere. Bordo mavi.
12 kişi. 12. kişi… Bordo mavi.

Çevre bakmış, garipsemiş. Ama ne?!

Sevmek ayıp mı?

7 cüce…
7. cüce…

Özlenen, beklenen cüce…

Trabzonspor’un ayıbı olmaz ki…