Deplasman Seyircisine Legal Karaborsa


Son zamanlarda sıkça maç başına düşen seyirci sayısının düşüklüğünden bahsediliyor, bunun nedenleri irdeleniyor. Ancak bunun sebeplerini merak edenler, taraftarlıktan, bir kulübe bağlı olmaktan ve günümüzün taraftarlık anlayışından bi haber oldukları için ancak bazı içi boş klişeleri sayıp dökebiliyorlar...

Tribünlerdeki şiddetten, statların kötülüğünden, ligin kalitesizliğinden bahsedip duruyorlar.

Bütün bunların seyirci sayısının düşmesine etkisi olabilir.

Ancak hiç faktör, kuralsızlık, keyfiyet kadar etkili olamaz. Futbolumuzun dokularına sirayet etmiş kuralsızlık, keyfilik güven ortamı oluşmasını engelliyor, futbolun marka değerini yerin dibine sokuyor.

Her sezon bir kaç kere Antu.com`da Fenerbahçe taraftarının deplasmanlarda suistimal edildiğini konu alan yazılar yazıyoruz...

Bazı kulüpler Fenerbahçe maçlarını dört gözle bekliyor. Normalde 5 lira olan maç biletlerini keyfine göre istediği fiyattan satıyor.

Anadolu kulüpleri zorda, gelirleri az, zor ayakta duruyorlar ama tek bir maçın hasılatının onları kurtarmayacağını da bilmeliler. Onları bitiren asıl zihniyet bu işte. Günü birlik çözüm üretmeye çalışan yönetimler.

Türk futbolunun makro planlara ihtiyacı var. Futbolun her unsurunun her fiilini kontrol edecek kurallara ve bu kuralların hiç taviz vermeden uygulanmasına ihtiyacı var.

Hemen güncel bir örnek verelim.

Fenerbahçe ligin ilk maçında Denizlispor ile deplasmanda oynayacak. Denizlispor Fenerbahçe taraftarına bir bölümünü ayırdığı tribünün sezonluk kombine kartlarını 100 TL`den satıyor.

Peki Fenerbahçe taraftarına bu tribünden tek maçlık bileti kaça satıyor biliyor musunuz? Yine 100 TL.

Bu tür politikalar kanun ve düzenin olmadığı muz cumhuriyetlerinde belki uygulanabilir ama 100 yılı aşmış kulüplerin olduğu ciddi ülkelerde olmaz.

Olacakları söyleyelim. Ya Fenerbahçe taraftarı ekonomik zorluklar yüzünden bu maça gitmez. Ya da gider Denizli taraftarına satılan ucuz biletlerden alır. Böyle olursa ne olur? Maçın güvenliği tehlikeye girer...

Bu işlere madem futbolu yönetmekle yükümlü Federasyon ve Kulüpler Birliği Vakfı bir standart getiremiyor, işin içine güvenlik gireceği için bizzat Valilikler ipleri eline almalıdır. Bu sayede belki futbolu asıl yönetmesi gerekenler özerkliklerinden utanır ve kalıcı önlemler almak zorunda kalınır.

İnsanları maçlara çekecek önlemler alacağınıza, elinizdeki malı yaygınlaştırıp sürümden kazanacağınıza, statları şenlik alanlarına çevireceğinize, karaborsacılar, fırsatçılar gibi davranırsanız, insanları yolunacak kaz gibi görürseniz, malınızı kimse almaz, maçınıza kimse gitmez.

Sonra da bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan anlı şanlı yorumcular, "Tribün şiddeti, statlar konforlu değil" diye yalan yanlış ahkam keserler.

Taraftarlar böyle kritik konularda renk farklılıklarını unutup uzlaşma zemini bulmalılar ve ortak tepki koyma bilincini geliştirmelilier. Bu haksızlığa bugün Fenerbahçe taraftarı uğruyorsa, yarın Galatasaray ve Beşiktaş taraftarları da uğrayacak. Bu yüzden vakit geçirmeden ortak bir protesto biçimi geliştirmekte fayda var.

Avrupa`nın bir çok ülkesinde statlar dolup taşıyor. İkinci lig kulüpleri bile dolu tribünlere oynuyor ama oralarda taraftarların hakları ve cüzdanları sistem tarafından korunuyor... Bizdeki gibi fırsatçıların keyfine bırakılmış değil.

Çok geç olmadan Federasyonu ve Kulüpler Birliği`nin bu konuya el atıp, deplasman seyircisinin haklarını teminat altına alan, fahiş fiyatlarla kazıklanmasını önleyen tedbirleri almaya davet ediyoruz.

Yoksa daha çok "maçımıza kimse gelmiyor", "yayın gelirleri çok düşük" diye göz yaşı dökersiniz?