Polenlerin alerjik hastalıklara neden olma potansiyelleri farklıdır. Bunu belirleyen dört önemli faktör vardır:
Alerjenite
Polenin boyutları
Solunan havadaki polen miktarı
Polenlerin havada kalma süreleri

Alerjenite bir antijenin duyarlı kişilerde antikor yapımını uyarabilme özelliğidir. Bir polen ne kadar çok IgE yapımına yol açıyorsa alerjenitesi o kadar fazla demektir. Bir maddenin alerjenitesi kimyasal yapısına bağlıdır.

Polenlerin hastalık yapma potansiyelleri boyutları ile de yakından ilgilidir. Polenler astıma değil daha çok alerjik nezleye neden olurlar çünkü bunların çapı 20-60 mikron arasındadır. Bu boyuttaki polenlerin küçük hava yollarına kadar ulaşabilmeleri mümkün değildir.

Alerjik hastalıklara yol açmada solunan havadaki polen miktarı ve bunların havada kalma süreleri de çok önemlidir. Araştırmalara göre bir polenin alerjiye neden olabilmesi için bir metreküp havada ortalama 25-50 polen bulunması gerekmektedir. Bir çavdar başağının 4 milyon orta boy fındık ağacının 600 milyon ve bir çam kozalağının yılda 5 milyondan fazla tek bir ağacın ise 10 milyardan fazla polen üretebildiğini göz önüne alırsak soluduğumuz havada ne kadar çok çam poleni bulunabileceği daha iyi anlaşılır. Ancak çam polenlerinin alerjeniteleri fazla olmadığı için bunlara bağlı alerjik hastalıklar oldukça seyrektir.

Gösterişli ve renkli bitkilerin daha çok alerjiye neden oldukları sanılır. Örneğin gül nezlesi diye bilinen hastalığa gül polenleri değil aynı mevsimde atmosfere salınan ağaç ve çayır polenleri yol açar.

Kavak huş ağacı kızıl meşe kızılağaç fındık selvi kayın söğüt ıhlamur zeytin karaağaç çınar gibi ağaç polenleri ile çayır salkım otu tatlı ilkbahar otu gibi çayır polenleri; yapışkan otu akkazayağı ve kuzu kulağı gibi yabani ot polenleri ve arpa buğday yulaf çavdar ve mısır gibi tahıl polenlerinin alerji yaratma potansiyelleri yüksektir.

Bazı polenler o kadar büyüktürler ki havada çok kısa süre kalabilirler ve salındıktan hemen sonra toprağa düşerler. Bu yüzden de hastalık yapma özellikleri hiç yoktur.

Hava Koşulları ve Polenler

Ülkemizde bölgelere göre farklılıklar olmakla beraber polenlerin atmosferde en çok bulunduğu dönem nisan-haziran aylarıdır. Sıcak iklimlerde polen mevsimi 8-9 ay sürer.

Atmosferdeki polen miktarları hava koşullarına bağlı olarak değişir. Sıcak kuru rüzgarlı ve fırtınalı günlerde atmosferdeki polen sayısı çok fazladır. Rutubetli ve yağmurlu günlerde ise polenler su ile yere indikleri için havadaki miktarları çok azalır. Birçok hasta yağmur yağdıktan sonra şikâyetlerinin bıçak gibi kesildiğini çok iyi bilir ve çok rahatsız oldukları zaman yağmur yağmasını arzu ederler.


Bitkilerin çoğu polenlerini gün doğumu ile sabah saat 8 arasında bir kısmı öğle saatlerinde bir kısmı ise öğleden sonra salarlar.

Polenler rüzgarın etkisiyle kilometrelerce uzaklara taşınabilirler. Ağaç polenlerine göre çayır ve çimen polenleri çok daha uzak mesafelere yayılabilirler.

Yüksek binalarla çevrili sokaklarda binaların yüzeyi statik elektrik nedeniyle polenleri çekerler. Buna karşılık deniz kenarlarında çok az polen bulunur.

Birçok araştırma hava kirliliğinin polenlere karşı duyarlılığı artırdığını göstermiştir. Özellikle de yoğun trafik olan bölgelerde yaşayan ve dizel partikülleri ile poliaromatik hidrokarbonlara maruz kalan kişilerde polen duyarlılığı daha kolay oluşmaktadır.