ABD Ohio´da 1939 yılında Lewis ailesinin ikiz erkek çocukları oldu, durumları çok kötüydü ve çocuklara bakmaları imkansızdı. Bu yüzden, aile çocuklardan birisini evlatlık olarak vermek zorunda kaldı. 40 yıl sonrasına kadar, iki kardeş biraraya gelemediler ve buluştukları gün gariplik başladı. İki kardeşe de James adı verilmişti, ikisi de avukatlık eğitimi görmüşlerdi, mekaniğe ve de halıcılığa meraklıydılar, üstelik usta derecesinde. huh.gif James kardeşlerin evlendikleri kadınların ikisinin de adları Linda´ydı, ikisinin de birer oğulları olmuştu ve birbirinden habersiz iki kardeş oğullarının adlarını James Allan koymuşlardı, her iki James Allan´da ikişer defa evlenmişti ve ikinci karılarının adı Betty´idi. İnanın dalga geçmiyorum, ikisinin de köpeklerinin adı Toy´du. ve de her ikisi de her yaz Florida, St Petersburg´da tatile gidiyorlardı. İnanmadınız mı? Readers Digest Dergisi, 1980 Ocak sayısını okuyun.. huh.gif

İçinde bulunduğumuz ortamda yaşarken, kesin olarak hiçbirşeyin değişmeyeceğini sanıyor ve birdenbire normaldışı bir olayla karşılaştığımızda şok geçiriyoruz. Oysa, eğer görebilmeyi becersek veya uyarıları kabullenip yaşam yolumuzu değiştirebilsek acaba farklı bir varlık olabilirmiyiz?. Aynen Fransa Devrimi´nin talihsiz kralı 16.Louis gibi; Louis daha çocukken garip bir adam ziyaretine geldi, genç kral adayını uyarmak istiyordu, 21 sayısının Louis için tehlikeli olduğunu söylüyor ve ömür boyu her ayın 21´inde kralın yanında olmak istiyordu, onu ancak böyle koruyacaktı. Louis adamdan hoşlanmadı ve saraydan uzaklaştırdı. Adam giderken 21 sayısının onu öldüreceğini haykırdı. Çok uzun yıllar geçti, Devrim patladı, Kral ve Kraliçe kaçarken Varennes Ormanında yakalandılar, tarih 21 Haziran 1792´idi, 21 Eylül´de Devrim Konseyi Krallığı lağvedip, cumhuriyeti ilan etti ve 21 Ocak 1793´de ise Kral 16.Louis giyotinle idam edildi. huh.gif Acaba 21 sayısının garip raslantısını farketmiş ve o garip ziyaretçiyi hatırlamışmıydı? Peki,o adam kimdi? huh.gif


28 Temmuz 1900´de İtalyan Kralı 1.Umberto sporculara ödül vermek için Roma´dan Milano´ya giderken dinlenmek ve birşeyler yemek amacıyla küçük bir kır lokantasının önünde arabasını durdurdu. Küçük lokantanın sahibi Kralı karşılamaya koştu ve işte o anda herkes şok geçirdi çünkü lokantanın sahibi Kral Umberto´nun sanki ikiziydi, bu kadar benzeyebilirdi. Üstelik onun adı da Umberto´ydu. huh.gif Ama bu benzerlik hiçbirşey sayılmazdı çünkü arkası vardı; Her iki adam da aynı gün, 14 Mart 1844´de aynı kasabada doğmuşlardı, her ikisi de 22 Nisan 1868´de evlenmişlerdi ve her ikisinin de karılarının adı Margherita´ydı huh.gif , her ikisinin de birer oğlu vardı ve her iki çocuğun adı Vittorio´ydu ve Kral Umberto´nun taç giydiği gün, lokantacı Umberto dükkanının açılışını yapmıştı. huh.gif Kral ve Umberto dost oldular, 1866´da savaşda Kral´ın Albay rütbesiyle orduya katıldığı gün, Lokantacı Umberto askere alınmıştı, çavuş olduğu gün ise Kral Alay Komutanı oldu. Kral Umberto çok etkilenerek, bunun önemli bir olay olduğunu belirtti, ayrılırken tekrar görüşmek istediğini lokantacı ikizine söyledi. Ve ertesi gün yardımcıları meclise gitmeye hazırlanırken Kral´a kötü bir haber getirdiler, lokantacı Umberto silahla şakalaşan bir arkadaşının kaza kurşununa kurban giderek yaşamını yitirmişti, Kral çok üzüldü, cenazesine katılacağını söyledi, sarayın merdivenlerinden inerken, üç el silah sesi duyuldu. Suikastçinin ilk kurşunu boşa gitmişti ama diğer ikisi Kral´ın kalbine isabet etti. huh.gif İtalya Kralı 1.Umberto kader ikizinin öldüğü gün yaşamını yitirdi. Aynı gün doğdular, aynı olayları yaşadılar ve aynı gün yaşama veda ettiler, bu kadar raslantının anlamını kim açıklayabilirdi ki? huh.gif


1872 yılında Fransa, Tarazone´da Baron Rodemire de Tarazone öğleyin evinden çıkarken Claude Volbonne tarafından tabancayla öldürüldü, olur ya demeyin çünkü Baron´un babası da yirmi yıl önce aynı şekilde, aynı yerde öldürülmüştü ve katilin adı yine Claude Volbunne´du. huh.gif Her iki suikastçinin birbirleriyle hiçbir ilişkisi yoktu ve çok ayrı kentlerden Marsilya´ya gelmişlerdi. Raslantı işte (!) huh.gif

Başımıza taş yağar mı?

1971´de Avustralya´da Sydney´de gökten altın sarısı yağmur yağmaya başladı, yapış yapıştı ve boyuyordu. Sonradan balarısı polenlerinin buna neden olduğu anlaşıldı. huh.gif

1976´da 3 Mart´da ABD´de Kentucy´de gökten taze et parçacıkları yağmaya başladı. İşin tuhafı gökte bulut yoktu, uzmanlar bunların at eti parçaları olabileceğini söylediler fakat tam bir açıklama yapılamadı. huh.gif

Ama 25 Temmuz 1973´de ABD´de Albany´de saat 16:15´de gökten yağan binlerce kağıt gerçek anlamda bir bilinmeyendir. Üçte ikisi beyaz olan kağıtlarda, hiç anlaşılamayan garip formüller, şekiller ve grafikler vardı, hiçbir uzman bunların ne olduklarını anlayamadı. Kent iki günde ancak temizlendi. Acaba Tanrı notlarını mı düşürmüştü? huh.gif



New York Herald gazetesinin yirmi altı Kasım bin dokuz yüz on bir tarihli nüshasında korkunç bir cinayet haberi yer alıyordu. Sir Edmundbury Godfrey, vahşi bir şekilde öldürülmüştü, cinayetin işlendiği bölgenin ismi Greenberry Hill, yani Yeşil Böğürtlen Tepesi idi. Daha sonra cinayeti işleyen kişiler yakalandı ve asıldılar. Soyadlarını öğrenmek ister misiniz? Green, Berry ve Hill. huh.gif Yani Greenberry Hill’de bu korkunç cinayetleri işleyenler Bay Green, Bay Berry ve Bay Hill. Herhalde Evren’in kozmik şakacısı, burada korkunç bir kelime oyunu yapıyordu!


Detroit’te bir bebek on dördüncü kattan, Joseph Figlock adlı bir adamın üstüne düşer, ancak ikisine de bir şey olmaz ve kurtulurlar. Rastlantı bu ya, aynı adam bir yıl sonra, aynı kaldırımdan yürürken aynı bebek yine on dördüncü kattan onun üstüne düşer ve bebekle adam yine kurtulurlar. huh.gif Tabi bu tip tesadüfler her zaman mutlu sonla bitmiyor. Bermuda’da iki kardeş, tam bir yıl ara ile, aynı yolcuyu taşıyan, aynı şoförün kullandığı, aynı taksinin altında kalarak öldüler.Diğer taraftan, ömürleri bir trajediden ibaret olan insanlar, hatta böyle aileler vardır. Ünlü Kennedy’lerin başına gelenler buna bir örnektir. Bu korkunç trajedilerin şeytan işi olduğu söylenip durmuştur yıllar boyu. Normal ötesi olaylarla ilgilenen birçok ciddi araştırmacının vardığı ortak bir görüş var: Kozmik şakacı her çağda, kendisinden ne bekleniyorsa, o kılığa giriyor. Örneğin Ortaçağ’da karşımıza ya şeytan çıkar, ya da cinler padişahı! Modern çağımızda ise ruh çağırma seanslarında gelen ruhların varlığı söz konusu.


Amerika tarihine damgasını vurmuş olan iki başkan Lincoln ve J.F. Kennedy, birbirlerinden yüz yıl arayla başkanlık yaptılar. Ölümlerinden sonra yerlerini alan yardımcılarının ikisinin de adları Johnson’du, A. Johnson bin sekiz yüz sekiz’de, L. Johnson ise 1908’de doğmuşlardı. Lincoln’ü vuran Booth ve Kennedy’yi vuran Oswald güneyliydiler ve mahkemeye çıkarılmadan vuruldular. İkisi de cinayetlerini bir tiyatro binasında işlediler ve daha sonra bir ahıra kaçtılar. Suikastın olacağı gün Lincoln korumalarından birine “Benim canımı almak isteyen bir adam var, başaracağından da kuşkum yok. Olacağı varsa önüne geçilmez.” demişti; Kennedy ise suikast günü eşine ve yardımcısına “Biri beni bir tüfekle pencereden vurmak isterse, kimse onu durduramaz.Bu yüzden niçin kendimi üzeyim.” demişti.Her ikisi de insan haklarını savunmalarıyla tarih sayfalarında yerlerini aldılar, ikisi de bir Cuma günü, kafalarının arkasından vuruldular ve eşleri de yanlarındaydı. Lincoln’ün vurulduğu yer Ford Tiyatrosu idi, Kennedy ise, Ford tarafından yapılan bir arabada yaşamını yitirdi. Son tesadüf ise ve Kennedy’nin sekreterinin adının Evelyn Lincoln olması ve başkana Dallas’a gitmemesini söylemesiydi. Lincoln’ün sekreterinin adı da aynıydı