porno escort diyarbakır iskenderun escort
Sayfa 5/5 İlkİlk 12345
47 sonuçtan 41 ile 47 arası

Konu: Yılmaz Odabaşı Şiirleri

  1. #41
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Yılmaz Odabaşı - Yakarım Geceleri

    Bu aşkın nüshası rüzgarlarda
    Aslı bende kalacak
    Bizi hasret saracak
    Bulutlar çıldıracak

    Ayrılık başımı döndürüyor
    Kavuşmayı özlettin
    İntiharlar kuşandım
    Bu aşkı sen kirlettin

    Geçtim borandan kardan
    Yitirdim bahçeleri
    Ellerimi tutmazsan gülüm
    Yatamam geceleri

    Bu aşkın nüshası rüzgarlarda
    Kahrı bende duracak
    Sende ihanet gülüm
    Bende matem kalacak

    Bu aşkın efkarı şarkılarda
    Yüzün bende solacak
    Bizi zaman yenecek
    Ve anılar kalacak

    Geçtim borandan kardan
    Yitirdim bahçeleri
    Ellerini tutmazsam gülüm
    Yatamam geceleri


  2. #42
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Yılmaz Odabaşı - Yenik Serçe

    I
    yaban
    ve asi
    dağlara dağılan taylar gibi
    ve yangın
    gençliğinin alazında ışıltılı bıçaklar gibi

    adana'da yollara dizilmiş garlarda
    çığlık çığlığa peronlarda
    çocuklar gibiydi gözleri

    adı nevin
    şarap içer, rüzgâr giyerdi geceleyin...

    II
    o, kanadı kırık bir kuştu
    beyaza vurulmuştu
    kimseler görmnedi bir başka renk sevdiğini
    kimseler
    görmedi kimseler kirlendiğini...

    adı nevin
    hüzün kokar ve korkardı geceleyin...

    III
    kendini martılarla bir tutma derdim; senin kanatların yok. düşersin, yorulursun, beni koyup koyup gitme ne olursun!

    o, kanadı kırık bir kuştu
    gülümserken vurulmuştu
    kimseler görmedi uçtuğunu
    kimseler
    görmedi kimseler öpüştüğünü...

    adı nevin
    özlem tüter ve ç(ağlardı) geceleyin.

    IV
    ışığın diyordu: kırılıp düştüğü yerlerden geliyorum; karanlık kördü ve acımasız... ellerimle kırdım ben de kalan kanatlarımı; kanatlarımı kanatmaktan geliyorum...

    V
    o bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı. sonra da çift çıkardık; kar yağardı, biz dinlemez, çıkardık! o kentte bütün sokaklar biz yan yana yürümeyelim diye dar yapılmıştı, insanlar dar yapılmıştı, çıkardık!

    kar durmazdı, üşüşürdü saçlarına ve hep bir şeylere ağlardı o karlı havalarda... avurtlarına çarpan kar taneleri, gözyaşlarının sıcaklığına çarpıp erirdi... erirdi... biz yan yana, yana yana... yana yana!

    o bir yenik serçeydi sıkılınca ağlamaya çıkardı
    ben yürüsem bütün yollar ona çıkardı...

    VI
    gitti... kanatları yüreğimdeydi
    kalan, elimde minyatür bir kuş şimdi
    yitirdim o aşkın kimliğini
    hükümsüzdür...

    adı nevin,
    ihaneti tutuşturduk bir sabahleyin!


  3. #43
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Yılmaz Odabaşı - Yine Dağdır Dağ

    "bir ölüm uzaklardan vurur yollara bizi
    bilge bir yalnızlığa serer hikayemizi

    kırık bir kırlangıcı dağlara çeker beyaz
    kapanır bir ustura, dindirir öfkemizi..."
    -Sefa Kaplan-


    fırlatmıştım kalbimi uzağa, en uzağa
    denk gelir de rastlar diye bir yıldıza
    yanılıp susturdum ağrımın çağrısını
    çağrımın köhnemiş ağrısını
    "aldırma!" dedim oğlum: yine dağdır dağ
    konup göçen kurdun kuşun rağmına
    ayazda da, güneşte de yine dağ!

    yazılırken
    ayrılık
    kentin küskün ağaçlarına
    tüllerine, pervazlarına ve varoşlarına
    yazılırken
    kederlerin pasına
    yapayalnız yasına
    yazılırken
    bazen şarap tadına
    aşkların büyülü şarkısına
    ihanetin hiç dinmeyen yasına

    ve bir ömür bakılırken
    üç saniyede çekilen fotoğraflara
    "aldırma!" dedim yumruğum vurup omzuma
    yine dağdır dağ!
    ezberinde kaç defnenin, kaç mavzerin masalı
    kaç kurşunun, kaç çığlığın hüsranı?


  4. #44
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Yılmaz Odabaşı - Yüzün Bende Solacak

    bu aşkın nüshası şarkılarda
    aslı bende kalacak
    bizi hasret saracak
    bulutlar çıldıracak

    ayrılık başımı döndürüyor
    kavuşmayı özlettin
    intiharlar kuşandım
    bu aşkı sen kirlettin

    geçtim borandan, kardan yitirdim bahçeleri
    ellerini tutmazsam yatamam geceleri
    bu aşkın nüshası rüzgârlarda
    kahrı bende duracak
    sende ihanet canım
    bende matem olacak

    bu aşkın efkârı şarkılarda
    yüzün bende solacak
    bizi zaman yenecek
    ve anılar kalacak

    geçtim borandan, kardan yitirdim bahçeleri
    ellerini tutmazsam yakarım geceleri!


  5. #45
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Yılmaz Odabaşı - Yüzde Yüz/Süzlük Yeni Bir Yüz Artık

    götürür
    uykulu atları onları
    çarmıhlar çıkmazına"
    -Lorca-

    (artıktık artık):

    uğultuların artığıyız be çocuk
    spermlerin, rahim kanlarının, eski dolunayların
    kesilip yakılmış yapanıl ağaçların, susan dağların
    aldatılmış avuntuların, kirli lavaboların, anlaşılır günahların
    ezberlerin, "ilk"lerin, dinmeyen şehvetlerin
    ve kimsesiz özlemlerin, tanıdık kederlerin, zalim yenilgilerin
    apansız sevinçlerin, gündelik zaferlerin;

    -zaferler tiner gibi uçucu, yenilgiler kalıcıdır...-
    *
    bayat yenilgilerle
    tükürülmüş hayatların gündüzlerinde
    ve miyop gözlerinde, yorgun gölgelerinde
    artık
    artıkların da artığıyız biz
    geceleri bir yıldız ansızın kayarken gökte
    düşün ki milatların tortusuyuz biz...
    *
    daha yorulur günler, güller anısı, dikeni kalplerimizde
    hasretim tabutunu da taşır
    kaç bahar vurulur hırslı, telaşlı günlerimizde?

    bakabilsek utanacak, duyabilsek ağlayacaktık
    ne upuzun yaşayacak cesaretimiz
    ne an'lara, günlere iz bırakacak sabrımız kaldı
    herkes geldi ve gitti
    vicdanlarımızda yalan yanlış nice iz kaldı...
    *
    çok inançlar: kutsayıp tapınışlar
    yok! yok inançlar: tükenerek, savrularak kalışlar!
    çok aşklar : yok aşklar...
    *
    yüzde yüz/süzlük yeni bir yüz
    artık tükürülmüş
    hayatların
    gündüzlerinde
    böyle
    savrulacaktık!

    karaya
    vurmuş
    yaralı
    martılar
    gibi
    yalnız
    yaşayacaktık!
    *
    yaşayıp
    yaşamdan
    çok
    şey
    umarak
    yetişkinler ormanında kaybolacaktık!

    kaybolacaktık
    kaybolmakta yeni bir yol var sanarak

    *
    iradesiz iştahlarımızla
    vicdanlar emzirip günleri avutacaktık
    sanal aşklar, nankör şehvetler arasında
    ağrıyarak körleşen duyularımızla
    buruşturup yılları anısız kalacaktık...

    hayatlarımıza hükmeden dişliler arasında
    günlerimizi ihanetle kutsayıp
    özgürlüklerimizi domates gibi satacaktık

    artıktık
    artık
    satacaktık... satacaktık!
    *
    saman balyaları gibi oturup yılların sofrasında
    ağrılarla uyuyup çağrılarla uyanarak
    zaaflarımızla kol kola dolaşacaktık
    1+1+1=0
    artık
    yeni artıklar olacaktı


  6. #46
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Yılmaz Odabaşı - Yüzünü Aradım, Geçtim

    (yitirdiğin her şeyde kazandığın bir şey var; kazandığın her şeyde biraz yitirdiklerin. bu yüzden birileri hep ısınıp dururken dinmez üşümelerin...)

    ben de benim olmayan şeylerle varım; benim olan zaten benimse, olmayan şeylerle... varsam, buradaysam belki de onlar için... yüzün için belki de, yüzün nerede?

    birbirini tekrarlayan günlerin yaslı boğuntusunda nedir aradıkları insanların? bu koşuşturmada, bin telaşla! herkes birileriyle bir mutluluk düşü kuruyor; o düşle ıslanıyor, o düşle uyuyup uyanıyorlar; sonra düşleri de yakıyor günler. bu kez yeni bir düş daha kuruyorlar; sonra bir daha, bir daha! bütün düşleri yakıyor günler.

    yaşam yanıltmanın, insanlar yanılmanın ustası oldukça yine yeni düşler deniyor ve deneniyorlar...

    işte her düşün peşine bir şarkıyı takıyorlar. düş gidiyor, peşisıra şarkı da. bir de(n) paramparça oluşunu görüyorlar düşlerin. her düşle bir şarkıyı yakıyorlar... şarkılar yakıyorlar; şarkılar onları yakıyor sonra.

    İnsan,
    insanın diyalektiğine tükürüyor; insanı yakıyorlar!

    bunları düşünüyorum ve akıp gidiyor günler siyah beyaz resimler hırçınlığında. sormuştun ya, işte her şey ortada, her şey! önce kuşları vurdular orada, paramparça parçaları bir yana; bir bir savruldu yangınların ortasına kanatları da! ben soluk soluğa dışarıdayım, seni buldum... seni buldum ya, bu kez seni vurdular orada, seni!

    her şey sürdü yine, her şey! baktım daha durmuş da uzayın rengini demliyor a***** dünya; baktım ki dağlar ve güller yine akraba; daha bembeyaz uyuyordu kadınlar o esmer uykularda. oysa seni vurmuşlardı, seni, orada!

    sonra gelip geçen her sabahla öyle susadım ki yüzüne yokluğunda... yüzünü özledim, yüzünü, anlasana!

    anlasana diye yazdım ve üç nokta koydum yanına, ama boşuna, boşuna; boşuna! diye yazdım ve kalkıp dışarı çıktım. saat 0.5 birkaç dakika ve bir miktar saniye geçiyordu; ağaran günün teninden sağanak dökülüyordu.
    yüzünü aradım...
    yüzünü aradım: kalan kuşlar sen bu kentteymişsin gibi uçuyorlardı. insanlar kalabalık ve kabarıktı; silahları ellerine, tetikleri parmaklarına göre seçiyorlardı.

    uçaklar pike yaparken bu kentin göklerinde, bak dedim, bakacak bir göğümüz bile kalmadı işte!

    yüzünü aradım gökyüzünde...

    yüzünü aradım: sabahın tenine birer birer dağılırken işçiler; yüzünü aradım rastgele atılırken kahve önlerine iskemleler. günler siyah beyaz resimler hırçınlığında ve ben burada bir eski çağ enkazında!

    kızlar, boyanıp kuşanıp kız kıza dansederken düğünlerde, yüzünü aradım, kendi olan yüzünü düğünlerde... sonra gelinler korkularını atmışlardı eşiklere; yorgunluktu sonrası işte, yüzünü aradım gelinlerde...

    yüzünü aradım, geçtim...

    geçtim: şarkıları paramparça görmekten, bu satırları yazmaktan geçtim! oysa hep kalemimle değil, bir gün kanımla kıpkızıl yazmak istedikleri vardı benim de; onları henüz yazmamış olmaktan geçtim... çalışma masamdan kalkarak elimdeki fincanı duvara çarpıp paramparça etmekten geçtim!


    geçtim: sabahla birlikte kaynayan çorba kazanlarının kokularından, yol boyu uykularını alamamış köpeklerin korkularından; siyah ışıklardan, çoğalan çocuklardan, azalan ağaçlardan, arabesk feryatlardan ve ucuz umutlardan...

    iyiyim, sağol, sen nasılsın'ı merhabalardan; ağır ağır yayılan çöp kokularından, farlarını kapamayı unutmuş taşıtlardan, feodal şatolardan ve yasalara yelkovanlık yapıp, kendinin saniyesi bile olamayanlardan!
    hızla kirlenen bir dünyadan hızla geçtim...
    geçtim: sensizliğin tahriş olmuş sızılarından, eksoz homurtularından, cami avlularından, düşleri iğdiş ******lardan, yasadışı iş yapan yasa memrularından... ellerini çaldırmış ellerime bakmaktan geçtim; sensizliğe inanmamaktan...

    sis kaplamıştı kenti; dağılsa sanki bir ..k varmış gibi! sisleri yarıp geçtim... yoktun, kendimden geçtim; kızdım, dağıttım, sana küfürler ettim... bir bilsen sana ne güzel küfürler ettim; yoksa kederden geberecektim!

    gökyüzü tümünü de ağır ağız izledi; gökyüzünün renginden geçtim...

    sonra yeni kuşlar üşüştü gökyüzüne. bir sevindim, bir sevindim; gökyüzü yüzlerce kanattı işte! ama sen, sen orada bir serçe gibi üşüyor muydun yine?

    üşüyordun ve bunu biliyordum; çünkü her şey ortada, her şey! bak, kimin temiz bir göğü varsa kirletip bırakmışlar avuçlarına... bu yüzden insanlar elleri ceplerde çıkıyorlar sabahlara. coşkular deprem, sevinçler sıtma...

    söyle senin yüzün nerede, yüzün?
    nerede başlar bir aşk ve biter, nerede? nerelere gömerim seni ben, nerelerde ölürsün oysa sen!

    nerede, yüzün nerede?

    sonra çıkıp bu kentin uğultusuna çarpıyorum; bu kent de uğultusunu bana çarpıyor, çarpışıyoruz, kimseler görmüyor...

    bir sorudur: kurtarıcılar işgâlci olabilir mi? ya da işgâlciler kurtarıcı? sonra oturup yüreklerden damlayan terin hesabını tutuyorum... hesabını kimselerin bilmediği bahçelerin dudağında kanayan uzak güllerin. sevgiye bütün misillemelerin, gecelerin, seslerin, kederlerin... karacadağlı bir çocuğun kan çıbanının, şemdinlili bir ağıdın, kasrik'den esen poyrazın, peruş'da bir balıkçının ve botan'da yakılan köy evlerinin...

    öyle acı ki her şey unutmak istiyorum! kendimi bir menekşenin rengine, bir gülüşe k(atıp) unutmak! unutma düşüncesini bile unutmak!
    yitirmiştim o aşkın kimliğini, hükümsüzdü... hükümsüze hükümlü bir aşkı unutmak istiyorum... sonra asker çocukları, mapus çocukları, ayyaş babalara sitemsiz çocukları, yitirilmiş çocukları...

    uçarı bir çocukluğu yitirmiş benim de yüzüm; yüzüm, zamansız ihtilallerde. ihtilalleri tutun çocuklar erken yaşlanmasınlar!
    yarayı tutun, yarayı! güçleri öpüştürün, gökyüzünü dönüştürün; yoksa ölünür alnında günün! ölmeleri hani sessiz, hani genç, unutmak istiyorum!

    eski yoldaşların gözbebeklerinde kaynayan bir düşün düşüşünü unutmak! unutmasam, ben de kalemimi kendim için kıracağım!

    biz kapkara gecelerin göğünde küçük, ak noktalardık; bir düşünün, ne aklıklar gizler gece; ne aklıklar öyle susar gecede, ama öyle öyle çok gecedir ki gece, aklığımızı büsbütün örtecek kadar...

    örtülüşünü
    usulca
    aklığımızın
    unutmak istiyorum...

    işte bundan, coşkuyu sevmiyorum artık öyle kabara köpüre nehirler gibi; siz orada kalabalık ve kabarık kalın, sağolun, yalnızlık iyi, yalnızlık iyi...

    yalnızdım, üşüyordum ey özlem! beni bir gün belki bu özlem öldürecekti. ölecektim bir gün erken, belki kederden. yakın o gün! beni yakın! savrulup aksın küllerim dicle nehrinden...

    akıp geçerken günler siyah beyaz resimler hırçınlığında, sormuştum ya, işte her şey ortada, her şey!

    ben ölürüm; dağlar ve güller yine akraba...

    artık gün doğunca bütün darağaçlarını kursunlar, kursunlar, kur-sun-laar! her şey bu kadar güzelken, böyle bir yanıyla sığ yaşanana, boğulana, savrulana, kirlenene dalkavukluk, çirkinliğe figüranlık etmekten bık-tıııııııım!

    ya kuşlar?
    sahi, ne demek ister kalan kuşlar?


  7. #47
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Yılmaz Odabaşı - Konuşsam Sessizlik, Sussam Ayrılık

    resmin rehindir gurbetimde
    gurbetimde sesleri aşındırmış kimliksiz bir kasaba
    ve senin kederini ıslatan o yağmurlar rehin

    alnı özlemle dağınık bir akşam getirdim sana
    sar, büyüt ellerinle, konuk et sıcaklığına
    konuk et kanatları kanatılmış kuşlar getirdim sana...

    ve akşam, bir kez daha
    saçlarını topla ve dağıt sesini rüzgârlara
    bir of çeksen karşıki dağlar yıkılır
    çekmiyorsun!

    akarsuları imrendiren yüzün de
    sabahçı kahveler de biliyor
    görüşmeyeli yorgunum
    yıkık kentler kanadı sevinçlerimle
    görüşmeyeli ya sen nasılsın
    adım, adresim durur mu defterinde?
    şimdi siirt'te koyun kokulu bir gecedeyim
    beynimde iklimsiz papatyalar
    ve kuşatılmış bir akşam duruyor penceremde

    sokakların gün batınca neden boşaldığını
    ve yüreğimin neden kabardığını bilmiyorum
    konuşsam: sessizlik/gitsem: ayrılık

    sonra kıpırtısız yasladım göğsümü boğulmuş güne
    al bu çağrıları sulara göm, o uzak sulara
    gurbetini rehnetme özlemimde


Sayfa 5/5 İlkİlk 12345

Sistem Bilgileri

Bu sistem vBulletin® alt yapısına sahiptir!
Telif hakları, Jelsoft Enterprises Ltd'e aittir. Copyright © 2024

Uyarı

5651 Sayılı Kanun'un 4.cü maddesine göre üyeler yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Yer sağlayıcı olarak hizmet veren sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler ile ilgili iletişime geçilmesi halinde size dönüş yapacaktır.

gaziantep escort bayan gaziantep escort deneme bonusu veren siteler bahissitelerivip.com deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler mjsanaokulu.com Maltepe Escort deneme bonusu deneme bonusu veren siteler maltepe escort kartal escort ataşehir escort pendik escort ankara escort sincan escort eryaman escort bayan ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort eryaman escort ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort yetişkin sohbet kameralı sohbet aresbet casino siteleri Grandpashabet moldebet efesbet efesbet giriş getirbet efesbet deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2021 grandpashabet bahis siteleri bahis siteleri bonus veren siteler bahis siteleri canlı casino siteleri deneme bonusu En güvenilir bahis siteleri ankara olgun escort mimarsinanokullari.com