porno escort diyarbakır iskenderun escort
Sayfa 2/5 İlkİlk 12345 SonSon
42 sonuçtan 11 ile 20 arası

Konu: Kalp İle İlgli Herşey

  1. #11
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    1907

    Standart ---> Kalp İle İlgli Herşey

    Kalp Hastalığı Belirtileri

    1. Göğüs Ağrısı


    Göğüs kafesinin ön kısmında duyulan baskı hissi, sıkışma hissi ve özellikle bu ağrının bir efor veya hareket sırasında gelip, dinlenmekle tamamen geçmesi hastaya ve doktoruna kalp hastalığı ipucunu verir. Bu ağrı bazen sol omuz, sol kolun iç kısmı, boyun ya da alt çene ve sırttaki kürek kemiklerinin arasına da yayılabilir veya öncelikle bu bölgede hissedilebilir. Bunlar da genellikle efor veya egzersiz (yürüme, koşma gibi) sırasında ortaya çıkar ve dinlenmekle (5 dakikada kısa bir süre içerisinde) geçer. Ancak, aynı ağrılar otururken, yemek yerken, uyku sırasında da gelir ise bu durum daha ciddi bir kalp hastalığının (kalpkrizi) habercisidir. Bu durum, derhal bir ambulansla en yakın kalp merkezi veya hastanenin acil servisine gidilmesini gerektirmektedir. Hayati tehlike söz konusu olduğundan bu durumda en etkili müdahele hastanelerde yapılabilir.


    2. Nefes Darlığı



    Genellikle yürüme ve koşma sırasında hızlı soluma ve buna rağmen rahat nefes alamama duygusudur (hava açlığı). Göğüs ağrısı şikayetlerinde olduğu gibi, nefes darlığı da dinlenme halinde gelebilir ve bu durum ciddi bir kalp hastalığının habercisi olabilir. Ancak bazı akciğer hastalıkları da (astım, amfizem gibi) benzer belirtilere yol açabilir ve gerçek sebebin kalpten mi, yoksa akciğerden mi kaynaklandığının anlaşılması çok zor olabilir. Bu gibi durumlarda bir kalp uzmanının ileri tetkikleri yaptırıp (hatta bazen akciğer uzmanı ile birlikte çalışarak) hastanın gerçek sorununu saptaması gerekebilir.

    3. Çarpıntı

    Kalp hızını aniden çok yükselmesi (dakikada 100-300 arası atım gibi) veya çok düşmesi (dakikada 30-40 atım gibi) sonucunda veya düzensiz kalp atışlarına bağlı olarak göğüs kafesi içerisinde kalbin olduğu yerde hissedilen çarpıntı duygusudur.

    4. Senkop (Bayılma)


    Genellikle ayakta dururken birdenbire bilinç kaybı olup yere yığılma ve kısa bir süre sonra kendine gelme halidir. Son derece ciddi bir kalp hastalığının belirtisi olabileceği gibi diğer çok sayıdaki daha az ciddi sebeplerden de kaynaklanabilir.


    5. Ayaklarda Şişme (Ödem)


    Her iki ayak bileği, ayak üstü veya alt bacağın ön kısmında su birikmesine bağlı olarak şişme olmasıdır. İleri derecede bir kalp yetmezliğine bağlı olabileceği gibi, karaciğer ve böbrek bozukluklarına da bağlı olabilir. Kesinlikle araştırılması
    FENERBAHCE

  2. #12
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    1907

    Standart ---> Kalp İle İlgli Herşey

    Adams stokes sendromu

    Geçici komplet kalp bloğuna (İnfranodal AtriyoVentriküler Blok) bağlı olarak gelişen ve hipotansiyonla beraber ciddi bradikardi veya asistoliyle sonuçlanan senkop durumudur.
    Genel bilgi
    Kalpten çıkan uyarının atriyoventriküler düğümü (AV Nodu) normal geçtiği halde, ventriküllerin özelleşmiş ileti sisteminde / His demetinde veya kardiyak ileti sisteminin her üç fasikülünde engellendiği AV blok olarak tanımlanabilecek olan İnfranodal AV Blok, ileri yaşta olan hastalarda sık görülür. Bayılma ve Konvülsiyon ile sonuçlanabilir. Eğer bu senkop infranodal bloğa bağlı ise Adams Stokes Krizi olarak adlandırılır. Adams Stokes Krizi, habersiz ortaya çıkar ve kısa sürer. Ancak, krizler giderek sıklaşma eğilimi taşır. Dakika nabız sayısı genellikle 20- 50 arasındadır. Juguler venöz nabızda "Dev A Dalgaları" farkedilebilir.
    Etkilenen sistemler nelerdir ?
    Kalp ve Damar Sistemi , Sinir Sistemi
    Belirtileri nelerdir ?
    Akut bradikardi (20-50/dk)
    Hipotansiyon
    Solukluk
    Pozisyon veya efora bağlı olmayan duygu veya bilinç kaybı
    Senkop veya senkopa benzer semptomların aniden oluşumu (çarpıntı olsun veya olmasın)
    Juguler venöz nabızda dev A dalgaları.
    Nedenleri nelerdir ?
    İlaçlar
    * Kalsiyum kanal blokerleri
    * Beta blokerler
    * Digoksin
    * Ouabain
    * Propafenon
    * Klonidin

    AV nodu tutan myokardiyal iskemi
    Kalp ve ileti sistemini tutan infiltratif veya fibröz hastalıklar (Amiloid,Sifilis, Tümör)
    Yaşa bağlı AV nodun dejenerasyonu
    Nöromuskuler hastalıklar (myotonik musküler distrofi veya Kearns-Sayre Sendromu)
    Risk faktörleri nelerdir ?
    Kalsiyum Kanal Blokerleri, Beta Blokerler , Digoksin, Ouabain, Propafenon , Klonidin vb ilaçların kullanımı.
    Koroner arteryel hastalık
    AV nod disfonksiyonu
    Akut myokard infarktüsü (özellikle akut sağ koroner arter oklüzyonu)
    Amiloidoz
    Chagas hastalığı
    Kalbi tutan bağ doku hastalıkları (sistemik lupus eritemotosus, romatoid artrit)
    Patolojik bulgular nelerdir ?
    Serum digoksin düzeyleri artmış. Serum kardiyak enzimleri artmış. EKG, olayın monitorizasyonu veya Holter monitorü, yavaşlamış ve ventriküler kaçaksız geçici tam kalp bloğunu gösterir.
    Yapılabilecek testler nelerdir ?
    Elektrokardiyografi
    Monitorizasyon
    Holter Monitorizasyon
    Tanısal işlemler nelerdir ?
    Koroner iskemiyi ekarte etmek amacıyla koroner kateterizasyon
    AV nodu ileti durumunun değerlendirilmesi amacıyla elektrofizyolojik testler
    İnfiltratif hastalıktan kuşkulanıldığında myokard biyopsisi
    Bakım ve önlemler nelerdir ?
    Monitorizasyonun gerektiği durumlarda hospitalizasyon.
    Devamlı tedavi, ambulatuar takip.
    İşlemler boyunca kardiyak monitorizasyon
    İşlemler boyunca mevcut trans-torasik pace
    İşlemler boyunca atropin
    İşlemler süresince geçici pace-makerin yerleştirilmesi ihtimali
    Geçici tam kalp bloğu geri dönüşümsüz olduğu zaman kalıcı pacemaker uygulaması
    Tanı konulduğunda tanı ile ilgili ve pace yerleştirildiğinde bununla ilgili hastaya yeterince bilgi sağlanmalıdır.
    Tedavi yolları nelerdir ?
    Atropin, 1 mg İV puşe tarzında, tam kalp bloğuyla beraber olan hipotansiyonda verilir. Toplam doz 2 mg oluncaya dek tekrarlanabilir Epinefrin, 1 mg 1:10.000 İV puşe halinde asistoli ile birlikte olan tam kalp bloğunda verilir, her 5 dakikada bir tekrarlanabilir. İsoproterenol damla halinde 1 mg , 250 ml % 5 dextroz veya normal serum fizyolojik ile dakikada 5 mikrogram perfüzyon şeklinde, atropin verilmesine karşın hipotansiyon ve bradikardi devam eden hastalarda Tam infranodal AV Blok için tek tedavi ; sağ ventrikül endokardına , ihtiyaç duyulduğu anda uyarı verecek olan demand-pace maker yerleştirilmesidir.
    FENERBAHCE

  3. #13
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    1907

    Standart ---> Kalp İle İlgli Herşey

    Kalbi besleyen atar damarlar koronor arterlerdir ve bu sistemdeki bozukluk koroner atardamar hastalığı olarak adlandırılır."
    _________________________________________

    Kalbimiz atar damarlar ve toplar damarlar sistemi ile yaşamsal organlarımızı besleyen, temel ve çok önemli bir organımızdır.Kalbi besleyen atardamarlar koroner arterlerdir ve bu sistemdeki bozukluk "koroner atardamar hastalığı" olarak adlandırılır. Bu sistemin bozukluğu çeşitli nedenlerle damarların iç duvarlarında yağ birikimi sonucu daralmalar oluşması ile ortaya çıkar. Bu daralmalar nedeniyle de damarlar içindeki bir pıhtı kalp krizi sonucunu doğurabilir.


    _________________________________________

    Koroner kalp hastalığının belirtileri nelerdir?

    _________________________________________

    Angina


    Arterlerde daralmalar oluşurken buna bağlı olarak ortaya çıkan göğüs ağrısı ve göğüste baskı hissidir. Bu ağrı sol omuza veya kola buradan da boyun ve çeneye yayılabilir.


    _________________________________________

    Nedenler ne olabilir?

    _________________________________________

    _________________________________________

    Yaş

    _________________________________________

    Yaş söz konusu olduğunda risk gruplarını şöyle sıralayabiliriz;
    -45 yaş üstü erkekler
    -55 yaş üstü kadınlar(özellikle menopoz dönemine girilmiş ise)

    _________________________________________

    Cinsiyet

    _________________________________________

    Baba veya erkek kardeş 55 yaşından önce, anne veya kız kardeş 65 yaşından önce kalp hastalığından önce ölmüş ise

    _________________________________________

    Ailede koroner kalp hastalığı öyküsü

    _________________________________________

    Şayet ailenizde genç yaşta kalp krizi geçirmiş biri varsa bu kalıtımsal olabilir ve bu durumda sizin için söz konusu olabilecek herhangi bir riski gözden geçirmek üzere doktorunuza başvurmak en doğrusu olacaktır.

    _________________________________________

    Yüksek tansiyon

    _________________________________________

    Tansiyon, kanın vücutta dolaşırken kalbin pompalama eylemi ve damar duvarlarının bu kan akımına gösterdiği direncin bir sonucudur. Tansiyonunuzun yüksek olduğu doktorunuz ölçümleme yaparak tespit edebilir.Belli bir sürece yayılmış bu ölçümlerde kan basıncınız sürekli yüksek çıkıyorsa yüksek tansiyon riski altında olmanız muhtemel bir durumdur. Bu da koroner kalp hastalığı için önemli bir risk faktörü oluşturur. Doktorunuzun önerileri ışığında düzenli egzersiz yaparak, belli bir diyet takip ederek gerektiğinde ilaç tedavisi uygulayarak bu durumu kontrol altında tutmak elinizdedir.

    _________________________________________

    Kolesterol

    _________________________________________

    Temel bir vücut yağı olan kolesterol, çeşitli besinlerde bulunmasının yanı sıra çeşitli vücut dokularında da üretilir. Bu nedenle kan içinde bir miktar kolesterol bulunur. Bu miktarın yüksek olması damar duvarlarında yağ birikimine dolayısıyla daralmaya neden olacağından önemli bir risk faktörü oluşturur. Özellikle koroner kalp hastası iseniz kolesterolünüzün 200 ml üzerine çıkmaması ve kontrol altında tutulması gerekir. Bunun için doktorunuzun gözetimi altında lifli yiyeceklerden (taze meyve ve sebze) ve doymamış yağlardan bir beslenme ve egzersiz programı uygulamanız doğru olacaktır. Bu program sonunda kolesterolünüz hala kontrol altına alınamamışsa yine doktorunuzun gözetimi altında ilaç kullanmanız gerekebilir.




    ______________________________________

    Sigara kullanımı

    _________________________________________

    Sigara kullanımının damar yapısında yaptığı bozukluklar ile koroner kalp hastalığı riskini 2-3 kat arttırdığı bilimsel araştırmalar sonucu doğrulanmıştır. Bu yüzden kalp krizi geçirmişseniz, by-pass olmuşsanız yada anginadan şikayetiniz varsa sigara kullanmamak en doğru ve sağlıklı yol olacaktır. Sigarayı bırakmak konusunda doktorunuzun önerilerini göz ardı etmeyiniz.

    _________________________________________

    Şeker hastalığı (diyabet)

    _________________________________________

    Kan şekeri düzeyinin yüksekliğine bağlı olarak ortaya çıkan şeker hastalığında bu düzey kontrol altında tutulmadığında koroner kalp hastalığı da dahil olmak üzere pek çok hastalık için risk faktörü var demektir. doktorunuzun önereceği bir diyet eşliğinde kan şekerinizin gereken oranda tutulmasını sağlayacak bir tedavi uygulanması elinizdedir.

    _________________________________________

    Stres

    _________________________________________

    Yaşam içinde çeşitli nedenlerle vücudumuzun aşırı fiziksel, zihinsel ve duygusal çalışmasına bağlı olarak epinefrin(adrenalin) salgılanması uyarılabilir. Aşırı salgılama strese bağlı gelişir. Zaman zaman olması normaldir ama bu, devamlı bir hale gelirse fizyolojiyi aşırı zorlamadan ötürü koroner kalp hastalığı için bir risk faktörü oluşturur.Stresle başa çıkmak elinizdedir. Bunun için Stres yaratan nedenlere karşı kendiniz bir telkin programı oluşturabileceğiniz gibi profesyonel yardıma hatta meditasyona başvurabilirsiniz.

    _________________________________________

    Aşırı kilo

    _________________________________________

    Fazla kilolar kolesterol artışı, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gibi önemli risk faktörlerini tetikleyeceğinden koroner kalp hastalığı oluşumu için çok önemli bir tehlikedir. Aşırı kiloları kontrol etmek bir uzman yardımıyla daha da kolaylaşacaktır. "Kilolar tansiyon ve şeker hastalığına yataklık eder."

    _________________________________________

    Egzersiz eksikliği / hareketsizlik

    _________________________________________

    Düzenli uygulanan egzersiz programları vücut direncini arttırır, kilo vermeye, tansiyon ve kolesterol düzeylerini düzenlemeye yardımcı olur. Doktorunuzun tavsiyeleri eşliğinde sağlık durumunuza göre egzersizi yaşamınızın bir parçası haline getirebilmeniz koroner kalp hastalığı riskinizi büyük ölçüde kontrol altında tutacaktır.
    FENERBAHCE

  4. #14
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    1907

    Standart ---> Kalp İle İlgli Herşey

    Koroner arter hastalığı erişkinlerde en sık rastalanan kalp hastalığıdır.

    __________________________________________________ ____

    kalp vücudun tüm organlarına besin ve oksijen taşıyan kanı pompalar.Kalbimizin içinden dakikada 6 litre kan geçmesine rağmen kendi ihtiyacı olan kanı sadece kalbin yüzeyinde seyreden ve koroner arter denen damarlarla sağlar. Koroner arter hastalığı erişkinlerde en sık rastlanan kalp hastalığıdır. Bu hastalarda, koroner damarlarda plak adını verdiğimiz sertleşmiş birikintilerle, gittikçe daraltan ateroskleroz neden olur. Yağ, kolesterol ve minerallerin koroner damarların iç yüzüne birikmesi plağı oluşturur. Plak zamanla damar içine doğru büyüyerek koroner damarlardaki kan akımını azaltır. Bu azalma göğüs ağrılarına neden olur. Ayrıca bu plaklar düz ve pürüzsüz olan damar iç yüzeyini bozarak pıhtı oluşummunu kolaylaştırıcı etki yaparlar.

    "Damar içinde gelişen pıhtıya bağlı olarak koroner arterin aniden, tamamen tıkanması kalp krizine neden olabilir."

    Bu hastalığa yakalananlarının çoğunun hasta olduklarının farkında olmaması ciddi bir sorundur.Koroner arter hastalığı yıllar içinde sesiz ve yavaşça gelişir. Kalp krizi oluşturuncaya kadar hiç fark edilmeyebilir.

    Koroner arter hastası olup olmadığınızı doktorunuzun muayenesi ve yapılacak birtakım testlerle öğrenebilirsiniz.Koroner arter hastalığı için ana risk faktörleri ailede kalp hastalığı olması, tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı, şişmanlık, sigara içmek ve fiziksel aktivite azlığıdır.

    Kalp sağlığınızı, koruyucu bir takım önlemleri alarak koroner arter hastalığını önleyebilir veya yavaşlatabilirsiniz. İlaçlar, balon anjiyoplasti ve cerrahi tekniklerle tıkanmış damarlara müdahale edilebilinir.Ancak uzun vadede en iyi çözüm hayat tarzınızı risk faktörlerini kontrol edebilecek şekilde değiştirmektir.

    _________________________________________

    Koroner arter hastalığı hangi şikayetlere yol açar?

    _________________________________________

    Koroner arter hastalığının ciddiyeti ve bulguları değişebilir. Hiçbir şikayet oluşturmayacağı gibi, özellikle sol kola ve çeneye yayılan göğüs ağrısı, yanma, basınç hissi, yorgunluk ve nefes darlığı gibi şikayetlere neden olabilir. Kalp kriziyle de ortaya çıkabilir.Kalbin işinin arttığı, dolayısıyla da daha fazla kan akımına ihtiyaç duyduğu egzersiz ve stres gibi durumlarda, damarlardaki daralma nedeniyle bu artış karşılanamadığı için, genellikle hastaların şikayetleri ortaya çıkar ve dinlenmekle de geçer. Özellikle şeker hastaları, sinirleri de hasar gördüğü için hastalıkları çok ciddi olsa bile hiç ağrı duymayabilirler.

    Koroner arter kan pıhtısı ile aniden tıkanırsa o damarın beslediği kalp dokusu ölür. Buna miyokard enfarktüsü veya kalp krizi denir. Bu durumda göğüs ağrısı daha uzun sürer, çoğunlukla kendiliğinden geçmez ve çok daha şiddetlidir. Hasar gören kalp dokusu miktarı genişse kalbin pompalama kabiliyeti de etkilenir ve çalışma gücü azalır. Hasta da kalp yetersizliği gelişir.

    _________________________________________

    Kroner arterlerdeki daralma nasıl tedavi edilir?

    _________________________________________

    Halen kullanılmakta olan bir takım ilaçlarla kalbin oksijen ihtiyacı azaltılmaya, göğüs ağrısı giderilmeye çalışılır. Koroner arter hastalığını oluşumuna katkıda bulunan riskleri azaltmada kullanılan ilaçlar da(kolesterol düşürücü, kan şekerini düzenleyiciler vs.) bulunmaktadır.Ancak bunların hiçbiri oluşan darlığı ortadan kaldırmaz. Koroner arterlerde daralmaya yol açan plaklar genellikle damar boyunca yaygın olarak değil, damarın belli bölgelerinde bulunur. Ne kadar daralma olduğuna, kaç damarın etkilendiğine, daralmanın yerine, risk altında olan kalp adalesi miktarına ve yaş, genel sağlık durumu gibi kişisel hasta faktörlerine göre darlığın nasıl ortadan kaldırılacağına karar verilir. Darlığı giderebilmek için iki tedavi seçeneği vardır. Anjiyoplasti veya koroner arter baypas cerrahisi. Anjiyoplasti de kasıktan veya koldan girilerek ucunda balon bulunan bir kateter darlık bölgesine yerleştirilir.Balon şişirilerek plak damar duvarına doğru yassılaştırılarak darlık giderilmeye çalışılır. Bazen açılan bu damarın tekrar daralmaması ve açıklığının uzun süre devam etmesi için stent denilen kafess benzeri özel ****l parçalar darlık bölgesine balonla beraqber yerleştirilir.


    Koroner arter baypas cerrahisi ile tıkalı veya daralmış bölgesinin ilerisine, vücudun başka yerlerinden alınan damarlarla yeni yollar oluşturulur. Böylece bozulmuş kan akımı yeniden sağlanmış olur. Bu ameliyat için hastanın bacağından alınan safen ven, göğüs içinden alınan göğüs içi arteri, koldan alınan radyal arter ve karın içindeki mide arteri kullanılabilir.Bu damarların alınması çıkarıldıkları organların beslenmesini bozmaz. Koroner arter baypas ameliyatları kalp akciğer makinesi kullanılarak veya çalışan kalpte yapılabilir. Kalp ameliyat sırasında durdurulur kalbin yapması gereken vücuda kan popmpalama ve akciğerlerin gerçekleştirdiği kanın oksijenlenmesi işini bu makine yerine getirir. Hastalıklı koroner arterlere yeni damar baypasları yapılıp kalbe yeterince kan sağlandıktan sonra, önceden olduğu gibi pompalam işini, tekrar kalp yapmaya başlar. Bazı hastalarda da kalp akciğer makinesi kullanılmadan çalışan kalpte bypass ameliyatları yapılmaktadır.

    ______________________________________

    Koroner baypas ameliyatı ne sağlar?

    _________________________________________

    Koroner baypas ameliyatlarıyla kalp kasını beslemede yetersiz kalan kan miktarı arttırılır. Bunu sonucunda göğüs ağrıları ve hastanın diğer şikayetleri ortadan kalkar, hastalar daha az ilaç kullanmaya başlarlar ve kendilerini daha iyi hissederler. Böylece hastaların hayat kalitesi artmış olur. Koroner arter hastalığı ilerlemiş olan kişilerde baypas ameliyatları hastaların yaşamını uzatır.

    _________________________________________

    Kalp kapak hastalıkları

    _________________________________________

    Kalbimiz bir emme basma pompa gibi, sürekli çalışır. Vücuttaki kanı toplar ve tekrar pompalar. Kalbimizdeki kan akımı her zaman tek yöndedir. Bu kalbimizde bulunan kapaklar sayesinde olmaktadır. Dört tane olan bu kapaklar her kalp atımında düzenli olarak açılıp kapanmaktadırlar.Kanı geçirmeleri gerektiği zamanlar açılmaları, kanın geri kaçmasını önlemeleri gerektiği zaman kapanması gerekir. Kapaklardaki daralma veya yetersizlik onların görevlerini aksatır, kanın tek yönde sorunsuz akışını bozar. Kapaklardaki bozukluklar doğuştan olabildiği gibi sonradan geçirilen romatizmal ateş gibi hastalıklara veya yaşlılığa bağlı da olabilir. Rahatsızlığın şekli nasıl olursa olsun hastalık neye bağlı gelişirse gelişsin bu kalbin işini daha fazla arttırır, uzun sürmesi halinde kalbin yapğısında kalıcı bozukluklara neden olacaktır. Bu aşamada da hastanın ameliyattan istifadesi azalacaktır. İlaçlar hastaların şikayetlerini azaltıp, hastalığın etkilerini yavaşlatabilir. Ancak hastalığı tamamane ortadan kaldırmaz. Durum kötüye gidiyorsa veya kontrol etmek zorlaşıyorsa kateterlew müdahale ve cerrahi müdahale gerekebilir. Kateterle müdahalede balon anjiyoplastidekine benzer şekilde daralmış kapağa yerleştirilen balon şişirilerek kapağın merkezindeki açıklık artırılmaya çalışılır. Cerrahi müdahale ile kapaklar tamir edilir veya değiştirilir. Tamir daralmış kapakların yapışıklıkları giderilerek veya yetersiz kapanan kapaklar, güçlendirilerek yapılır. Tamir edilemeyen hastalıklı kalp kapakları değiştirilerek tedavi edilir. Kapak değiştirilirken hastalıklı kapak çıkarılır yerine mekanik veya biyolojik kapak takılır. Mekanik kapaklar uzun ömürlüdürler. Ancak pıhtılaşmaya sebeb olduklarından, hasta kalan hayatı boyunca pıhtılaşmaya önleyici ilaç kullanmak zorundadır. Bu ilacın dozu hastadan hastaya ve aynı hastada zamanla değişim gösterebilmektedir. İlacın dozunun ayarlanması hayati öneme sahiptir. Az kullanıldığ zaman kapakta pıhtılar meydana gelebilir, bu da kapak ve kalp fonksiyonlarını bozabilir, hatta felçlere neden olabilir. Fazla kullanıldığında ise kanamalara neden olabilir. ****l kapak taşıyan hastalar doktorlarının tavsiye ettiği aralıklarda kan tahlilleri yaptırarak, pıhtılaşma durumlarını kontrol ettirmek ve pıhtılaşmayı önleyici Coumadin ilacını kesinlikle doktorun söylediği şekilde kullanmak zorundadır. Biyolojik kapak taşıyanlar bu ilacı sürekli kullanmak zorunda değildirler. Buna karşılık bu kapaklar uzun ömürlü olmayıp hastanın yaşına ve kullanıldıkları yere göre, ortalama ömürleri 10-15 yıl arasında değişmektedir.Sizin için en uygun kapak doktorunuz tarafından size bildirilecek, sizin fikriniz alınacaktır.

    Kapak hastası kadınlar doktorlarının onayı olmadan hamile kalmamalıdırlar.Kapak hastaları doktora veya diş hekimine gittiklerinde kapak hastası olduklarını mutlaka söylemeli ve kullandıkları ilaçları mutlaka hatırlatmalıdırlar. Coumadin kullanan hastalar cerrahi müdahale veya diş çekimi öncesinde bu ilacı kesmeli ve kanama riski azaldıktan sonra doktorun söylediği şekilde, tekrar başlamalıdır.

    Yine kapak hastalarının, kapaklarının böyle müdahaleler sırasında mikrobik iltihablanmasını önlemek için özel antibiyotik koruması altında olmaları gerekir.

    Bu tedaviler size doktorunuz tarafından bildirilecektir. Tedavinizin başarılı devamı ve sağlığınızın sürekliliği için bu önlemlere ömür boyu uymak zorundasınız.




    _________________________________________

    Anevrizma Ameliyatları

    _________________________________________

    Vücudun herhangi bir yerindeki atar damarların duvarları yırtılır veya zayıflarsa anevrizma denen balonlaşma meydana gelir. Başlangıçta küçük olan bu balonlaşmalar damar içindeki basıncın da etkisiyle zamanla büyüyebilir. Bu büyüme sırasında hayatı tehdit edici kanamalara yol açan damar delinmeleri olabileceği için bu durum ciddi kabul edilmelidir. Büyük anevrizmalarda bu risk daha fazladır. Bazen de anevrizma içinde oluşan pıhtı kopar ve kan akımı ile sürüklenerek ayak ve bacak damarlarını tıkayabilir. Anevrizmalarda tedavi anevrizmanın yerine, büyüklüğüne ve hastanın genel sağlık durumuna göre yapılır. Küçük anevrizmalar belli aralıklarla yapılan kontrollerle izlenir, tansiyonu yüksek hastaların tansiyonları, İlaçlarla normal sınırlarda tutulmaya çalışılır. Büyük veya hızla büyüyen dolayısıyla delinme riski taşıyan anevrizmalar genellikle cerrahi tedavi gerektirir. Cerrahi tedavi için iki seçenek vardır.

    Birincisinde balonlaşmış damar kısmı ameliyatla çıkarılır yerine sentetik damar takılarak kan akımı düzeltilir.

    İkincisinde ise herhangi bir kesi yapmadan katetere yerleştirilen özel sentetik damar balonlaşmış bölgeye yerleştirilerek zayıflamış damar duvarının basıncı düşürülmeye çalışılır. Hastanemizde her iki yöntemde uygulanmaktadır.

    _________________________________________

    Periferik Arter Ameliyatı

    _________________________________________

    Kalp damarlarında olduğu gibi bacakları besleyen atar damarlarda da ateroskleroz (damar sertliği) olabilir. Damardaki daralma nedeniyle kanlanması bozulan bacakta, özellikle yürürken merdiven çıkarken bazen de istirahatte ağrı, güçsüzlük ve ilerlemiş durumlarda ayakta iyileşmesi güç yaralar meydana gelebilir. Darlık yerini ve ciddiyetini göstermek için doktorunuz sizden Doppler(ses dalgalarıyla damar sisteminizin incelenmesi) veya periferik anjiyografi isteyebilir. Bu tür hastaların çoğu düzenli egzersiz (haftada 3-5 gün 30 dakikalık yürüyüş), sigarayı bırakma, zayıflama, kolesterol düşürücü diyet ve gerekiyorsa kolesterol düşürücü ilaç tedavisinden fayda sağlar.

    Hastanın sigarayı bırakması ayağının gangren nedeniyle kesilmesini önlemede çok önemlidir. Yine ayakları yaralanmalardan korumak için yumuşak, rahat, kapalı ayakkabıların giyilmesi, ayaktaki çatlakların ve tırnak keserken yaralanmaların önlenmesi önemlidir. Şeker hastalarının kan şekerlerini kontrol altında tutmaları da iyileşmelerine katkıda bulunacaktır.Tüm bu önlemlere ve ilaç tedavilerine rağmen bazı hastalara periferik balon anjiyoplasti veya baypas ameliyatı yapmak gerekebilir. Ameliyatla sentetik damar veya bacaktan çıkarılan safen ven kullanılarak yapılan baypaslarla ayağa giden kan miktarı arttırılır.

    _________________________________________

    Ameliyat öncesi ve sonrası yaşayacaklarınız

    _________________________________________

    Kalp cerrahisi gibi büyük bir cerrahi müdahale geçirecek olmanızdan dolayı sinirli ve tedirgin olmanız gayet doğaldır. Hastalık ve ameliyat hakkında doğru ve tatminkar bilgilere sahip oldukça ve bu hastalığın size özel olmadığını gördükçe endişeleriniz azalacak, kendinizi daha rahat hissedeceksiniz. Hastanemizdeki tüm çalışanlar size bu döneminizde ve sonrasında yardımcı olmak, sizi doğru bilgilerle bilgilendirmek için gayret göstereceklerdir.

    Doktorunuz ve halkla ilişkiler biriminden merak ettiğiniz konuları sorup öğrenebilirsiniz.

    _________________________________________

    Sosyal güvenlik güvenceniz ve sevk işlemleri

    _________________________________________

    Emekli sandığı ve Bağkur sigortalısı hastaların ameliyat için yatmalarında karneleri ile müracaat etmeleri yeterlidir. Vizeye tabi Bağkurlu hastaların vizeleri geçmemiş olmalıdır. SSK sigortalıları doktorlarından alacakları ve başhekim yardımcıları tarafında onaylanan resmi yazı ile SSK hastanelerinden sevk almaları mümkündür.Devlet memurlarının kurumlarından alacakları ve hastanemize sevki yapılmış muayene istek formlarıyla yatışları yapılabilmektedir. Yeşil kartlı hastalarında vizesi geçmemiş kartlarıyla sağlık ocaklarından hastanemize sevk yaptırmaları gereklidir. Özel sigortalar aracılığıyla sağlık sigortası olan hastalarımız sigorta şirketinin onayı ile yatışlarını yaptırabilmektedir. Sevk evrakı veya karnenize ilave olarak doktorunuzdan alacağınız yatış belgesiyle hasta kabule başvurmanız halinde yatış işlemleriniz yapılacaktır. Yatış için geldiğinizde daha önceden geçirdiğiniz ameliyat veya tetkik ve tedavilerle ilgili tüm raporları, filmleri, kullandığınız ilaçlar ve koroner anjiyografinizin kaydedildiği CD'yi veya filmi getirmeyi unutmayın. Kalp cerrahisinde kan ve kan ürünleri kullanılması sıklıkla gereklidir. Bunun için kan bağışında bulunmanız ve taze kan ihtiyacı için ameliyat günü kan verecek şahısların hastanede hazır bulunması gerekli olacaktır. Kan grubunuzu öğrenmek ve konu hakkında detaylı bilgi içini kan bankasına müracaat etmeniz gereklidir.

    _________________________________________

    Diş Kontrolü

    _________________________________________

    Kapak ameliyatları ve sentetik damar veya yama kullanılacak hastaların ameliyat öncesinde diş kontrolü yaptırmaları ve tedavi gerektiren hasta dişleri varsa doktorun tavsiyelerine göre bunu yaptırmaları gereklidir. Bu kullanılacak kapak veya sentetik yamanın, uzun süre sizin sağlığınızı sorunsuz devam ettirmesi için önemlidir.

    _________________________________________

    İlaçlar

    _________________________________________

    Bazı ilaçların ameliyat öncesinde kesilmesi gereklidir. Aspirin ile Plavix ve Ticlid gibi ilaçlar ameliyattan en az 1 hafta önce kesilmelidir. Yine pıhtılaşmayı önleyici Coumadin gibi ilaçlarda pıhtılaşma ölçümlerinize(protrombin zamanı) göre ameliyattan yaklaşık 4-7 gün önce kesilmelidir. Son altı ay içinde kullandığınız tüm ilaçlar hakkında doktorunuza bilgi veriniz, İlaç kesme ve değiştirmeleri doktorunuzun bilgisi dışında yapmayınız. Bayan hastalarının son adet tarihlerini doktorlarına bildirmeleri önemlidir.

    _________________________________________

    Hastanedeki ilk gününüz

    _________________________________________

    Ameliyattan bir gün öncce aç olarak gelen ve yatış işlemleri önceden yaptırmış hastalara kan, idrar tahlilleri, EKG, solunum fonksiyon testi ve röntgen filmi gibi tetkikler yapılır. Doktorlarınız sizi yatağınızda muayene edecek sizinle görüşecektir. Ameliyat öncesi anestezi değerlendirmenizde yatağınızda ilgili hkimlerce yapılacaktır. Ameliyat ve yoğun bakım konusunda doktorlarınız sizi bilgilendirecektir.Ameliyat öncesinde cildinizin zedelenmeden traş edilmesi gereklidir. Koroner ameliyatları için boyundan ayak ucuna kadar cinsel bölge ve kollar dahil traş edilirken, kapak ameliyatları için boyundan dizlere kadar traş edilmesi yeterlidir. Damar ameliyatları için göbekten ayak uçlarına kadar traş edilmelidir. Hastanemizde görevli berber traş konusunda erkek hastalarımıza hizmet vermektedir. Bayan hastalarda servis heöşirelerinden bilgi alabilirler.Traş sonrası cild temizliğiniz için yıkanmanız gerekecektir. Duş sonrası vücudunuza pudra veya losyon sürmeyiniz. Doktorunuz tarafından başka şekilde belirtilmediyse ameliyattan önceki akşam saat 24'ten itibaren kesinlikle birşey yemeyiniz, içmeyiniz.Bu saate kadar bol su içmeniz faydalı olacaktır. Barsak temizliği için ilaç verilmesi veya lavman yapılması gerekebilir. Gece rahat uyuyabilmeniz için sakinleştirici ilaç verilecektir.

    _________________________________________

    Ameliyat Günü

    _________________________________________

    Ameliyat saatiniz geldiğinde sizden varsa gözlükleriniz, takma dişleriniz ve diğer protezlerinizi, iç çamaşırlarınız ile ziynet eşyalarınızı çıkarmanız istenecektir. Lütfen bu şahsi eşyalarınızı yakınlarınıza teslim ediniz. Size giydirilecek özel gömlekle sedyeye alınıp ameliyathaneye götürüleceksiniz. Yakınlarınız kafeterya veya lobide bekleyerek hakkınızdaki bilgiyi halkla ilişkilerden veya doktorunuzdan alabilirler. Ameliyat zamanı önceden belirlenir ve zamanında gerçekleştirilir.Ancak ameliyat olması acil bir hasta çıkması nedeniyle geciktirme zorunluluğu doğarsa bu size iletilecek ve mümkün olan en kısa süre içinde yeni ameliyat zamanınız bildirilecektir. Açık kalp ameliyatları genellikle 3-6 saat sürmektedir.Sürenin uzunluğu yapılacak işleme bağlıdır ve ancak tahmin edilebilir. Hastanın ameliyathanede geçirdiği sürenin tamamı ameliyat süresi olmayıp öncesi ve sonrasındaki hazırlık sürelerini de içermektedir.

    _________________________________________

    Ameliyat sonrası

    _________________________________________

    Hasta ameliyat sonrası yoğun bakım ünitesine alınır. Anestezik ilaçların etkisi altındaki hastalar uyansalar bile başlangıçta ellerini, ayaklarını oynatamayabilirler. Bu kısa sürede düzelecektir. Etrafınızdaki birçok cihaz ve alarm sesleriyle kendinizi alışkın olmadığınız bir ortamda hissedebilirsiniz. Sakin olun ve görevlilerin uyarılarına uyun. Ameliyat öncesinde ilaçları vermek için damar yolları ve kateterler yerleştirilecektir. Yine uyandığınızda göğüs tüpleriniz olacaktır. Bunlar yoğun bakımdan çıkmadan önce çıkarılacaktır. Bu dönemde ağrı duymamanız için ilaçlar verilecektir. Ağrınız olursa hemşirenize bildiriniz. Yoğun bakımda durumunuza uygun şekilde beslenmeniz ve su içmeniz sağlanacaktır. Ameliyat öncesinde takılan sonda ile idrarınız toplanacak ve böbrek fonksiyonlarını takip etmek mümkün olacaktır. Sonda takılıyken idrarınız varmış gibi hissedebilirsiniz. Bu normaldir, birşey yapmanız gerekmez. Yoğun bakımda kalma süresi ortalama 1-3 gün arasındadır. Herkesin hastalığı, iyileşme süresi ve tedaviyie cevabı değişebilmektedir. Durumunuz hakkında yakınlarınız bilgilendirilecektir. Sürekli faaliyet içinde olan, ışıkların yandığı ortamda zaman kavramını kaybetmeniz, ortama uyum sağlamanız zordur. Özellikle geceleri zihin bulanıklığı ve sıkıntı hissedebilirsiniz. Bu durum geçicidir özellikle de odanıza çıktıktan sonra hızla düzelecektir. Odanızda dinlendikçe normal uyku alışkanlığınıza tekrar döndükçe halsizliğiniz kaybolacak, kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.

    _________________________________________

    Odanızdasınız

    _________________________________________

    İlk hareketleriniz yatak içerisinde ayaklarınızı toplayıp uzatma şeklinde olacaktır. Artık sondanız olmadığı için tuvalete gitmaniz gerekecektir. Göğüs kemiğinize yük vermemeye ve göğsünüzü germemeye çalışmanız çok önemlidir. Çünkü göğüs kemiğinizi çelik teller tutmakta olup, iyileşinceye kadar korumanız gerekecektir. Bunun için özellikle ilk günler yan yatmayınız, yatıp kalkışlarınızda yanınızdakilerden yardım isteyiniz.Yataktan kalkarken iki kolunuza da eşit yük vererek doğrulup yatakta dik oturun, yavaş hareketlerle bacaklarınızı yataktan sarkıtın, birkaç dakika böylece dinlendikten sonra yataktan yavaşça kalkın. Ani kalktığınızda başınız dönebilir, dengenizi kaybedebilirsiniz. Yakın koltuk ve sandalyeye geçip birkaç dakika dinlendikten sonra ayağa kalkıp yürümeye çalışın. Ani kalkışlarda tansiyonunuzda ani düşmeler olabilir. Bunu önlemek için lütfen yavaş kalkın. Başlangıçta kısa olan yürüyüş mesafelerinizi kendinizi iyi hissettikçe giderek arttıracaksınız ve hareketlendikçe iyi hissedeceksiniz. Kısa mesafe yürüyüşlerden sonra bile yorgunluk duyabilirsiniz. Bunlar zamanla düzelecektir. Yürüyüş aralarında istirahat ediniz. Yürürken dik durunuz, ağrıyı azaltmak için öne eğilmeyin bu dengenizi sağlamanızı zorlaştıracaktır.Ağrınız varsa hemşirenize bildirin. İlk günlerden sonra yastık destekli hafif yan yatabilirsiniz. Ancak pozisyonunuzu sık sık değiştirin ve bu değişikler sırasında yatak çarşafınız ve pijamalarınız toplanıp vücudun aynı noktasına bası yapmamasına özen gösterin.(özellikle kilolu, yaşlı ve şeker hastalarında yatak yaralarını önlemek için) Sırt kısmı dayanıklı koltuklara oturunuz, ayaklarınızı sarkıtarak oturun. Ayaklarınızda şişlik oluyorsa, ayaklarınızı koltuk yüksekliğine kaldıracak şekilde, altına destek koyarak uzatınız.Kalbinize kan dönüşüne yardımcı olması ve bacaklarınızda şişlik oluşmasını önlemek için varis çorabı kullanmanız gerekebilir. Doktorunuz size uygun çorabı size reçete edecektir. Çorapların aşağı doğru kayarak toplanmasına izin vermeyin. Bu bacağınızdaki toplar damarların kan dolaşımına engel olabilir. Gece yatarken çıkardığınız çorabınızı sabah yataktan kalkmadan tekrar giyiniz ve çorap varken kaymamak için mutlaka terlikle yürüyünüz. Varis çorabınızı ameliyattan sonra 6/8 saat hafta kullanmanız gerekebilir. Ameliyat sonrasında derin nefes alma egzersizleri yapmak, öksürüp balgam çıkarmaya çalışmak çabuk iyileşmeniz için önemlidir. Öksürmenizin ameliyat yerine bir zararı yoktur. Bu sayede ameliyat nedeniyle akciğerlerinizde biriken salgıları atmış olacaksınız., hava yollarınız temizlenecek, akciğerdeki hava kesecikleri açılacak bu da muhtemel akciğer enfeksiyonlarını önleyecektir. Bol su içmeniz veya sıvı almanız kolay balgam çıkarmanıza ve böbrek fonksiyonlarınızın iyileşmesine yardımcı olacaktır. Ağrı ve rahatsızlık duydukları için öksürmekte zorlanan hastaların göğüslerine küçük bir yastıkla destek yaparak öksürmeye çalışmaları sağlanabilir. Bu konuda solunum fizyoterapistleri de size yardımcı olacaklardır. Ameliyat sonrası her hastada terleme ve ateş olabilir. Ağrı kesici, ateş düşürücü ilaçlarla bu sıkıntılar kontrol altına lınabilir ve 3-4 gün içinde tamamen geçebilir. İlk günlerde yumuşak bir bez veya süngerle vücudunuzu silebilirsiniz. Ameliyat yeriniz kuruyup kabuk bağladıktan sonra hasta yanında biri olmak şartıyla sabun veya vücut şampuanları ile ılık suda duş şeklinde banyo yapabilir. Şeker hastaları hariç hastaların hızla iyileşmeleri için ilk 1 ayda yiyeceklerinde herhangi bir kısıtlama yoktur. Ancak tansiyonu yüksek olan veya doktoru tarafından önerilen hastaların az tuzlu yemeleri gereklidir. Küçük porsiyonlarda, sık aralıklarla ve dengeli beslenmeye özen göstermek iyileşmenizi hızlandıracaktır. Ameliyat sonrası dönemde uykusuzluk, can sıkıntısı, uykudan yüksekten düşüyormuş gibi aniden sıçrayarak uyanma, sinirlilik, tahammülsüzlük, kolay duygulanma, konsantrasyon bozukluğu, olayları dışardan izleme ve algılamada zorlanma gibi şikayetleriniz olabilir. Bunlar anestezik ilaçlara ve yaşadığınız strese bağlıdır. Çoğunlukla 4-6 hafta içinde kendiliğinden geçer.Gerekirse doktorunuz bazı ilaçlarla size yardımcı olacaktır.Odanızda ziyaret saatlerinde ziyaretçi kabul edebilirsiniz. Ancak ziyaretçilerin kalabalık olmamasına dikkat edin ve ziyaretin kısa sürede bitmesini sağlayın. Hastanede kalma süreniz hastalığın seyri ve iyileşme durumuna göre 4-10 gün arasında değişmektedir.

    Çıkmadan önce geçici kalp pili telleri alınacak, ilaçlarınız reçete edilecek, evdeki yaşantınız konusunda bilgilendirileceksiniz.Ayrıca kontrole geleceğiniz tarih bildirilecek ve kontrol sırasında yaptıracağınız tetkikler için istek formları doldurulacaktır. Çıkmadan önce ameliyat raporunuzu da içeren hasta çıkış raporunuzu(epikriz) almayı unutmayınız.

    _________________________________________

    Evdesiniz

    _________________________________________

    Hastanede geçirdiğiniz ameliyat sonrası dönemden sonra artık evinizin alıştığınız ortamında iyileşme dönemini geçireceksiniz. Bazı hastalar güvensizlik hissi ile hastanede daha uzun süre kalmak isterler. Oysa ki doktorunuz iyileşme sürecini evinizde güvenle gördüğü için sizi taburcu ediyor. Şehir dışından gelen hastaların ilk kontrollerini yaptırıncaya kadar İstanbul'da kalmaları ve kontrollerinden sonra evlerine dönmeleri gereklidir. Otomobil, otobüs veya uçakla yolculuk etmenizde sakınca yoktur. Otomobili siz kullanamazsınız. Evinde asansör olmayıp yüksek katlarda oturan hastalar, katlar arasında dinlenerek kendilerini fazla yormadan evlerine çıkmalıdır. Açık kalp ameliyatı geçiren hastaların normal fizik güçlerini kazanmaları 6-8 hafta almaktadır. Sağlıklı bir erişkin bile 1 hafta yattığında kas kitlesinin % 15'ini kaybetmektedir. Hastanede geçirdiğiniz hareketsiz sürede bu hemen tüm hastalarda olmaktadır.Ameliyattan sonra normale göre kan sayımınız daha düşük olacak ve vücudunuz yara iyileşmesi içinde enerji kullandığı için kendinizi yorgun ve halsiz hissedeceksiniz.

    İlk haftalar yorucu ve uzun süren işlerden kaçının. Dört kilodan fazla yük taşımayın. Gücünüzü tekrar kazanmak için yapacağınız en doğru aktivite, önceleri evinizde bile yapabileceğiniz kısa yürüyüşlerin süresini ve mesafesini zamanla arttırmaktır.Yürüyüş sırasındaki nabız sayınız istirahattakine göre artacaktır. Bu artış dakikada 20 atımdan fazla olmayacak şekilde aktivitelerinizi ayarlayınız. Hastaneden taburcu olduğunuzda ortalama 200 metre yürümekteydiniz. Evde de ilk 15 gün için yürüme mesafesini hergün 10 metre arttırınız. 15 gün sonra şartlar uygunsa sokakta düz yolda yürüyüşe başlayabilirsiniz. Yürüyüş mesafeniz 4. hafta sonunda 1,5 km (30 dk), 6. hafta sonunda 2 km (45 dk), 8. hafta sonunda da 3 km(60 dk) olmalı. Yürüyüş temponuz ne çok yavaş ne de çok hızlı olmalı. Asla koşmayınız, aşırı soğuktan ve sıcaktan kaçının. Rüzgara karşı yürümeyiniz. Yürüyüş sonrası mutlaka 2-3 saat dinlenin. Fazla yüklenmeden düzenli yürüyüşlere devam edilmeli, yürüyüşle istirahatarasında denge korunmalıdır. Evinizde ilk 10 günü sakin, dinlenerek geçirin. Ziyaretçi kabul etmeyin. Televizyon seyredip, kitap okuyabilir, yakınlarınızla sohbet edebilirsiniz. Ancak yorulduğunuzda mutlaka dinlenin.

    Yemeklerden sonra 2-3 saat boyunca dinlenin, hrhangi bir aktivite yapmayın. Ayaklarınızı kalp hizasını aşmayacak şekilde yüksekte tutarak oturun, bacak bacak üstüne atmayın, bağdaş kurmayın. Varis çoraplarını giymeyi unutmayın.

    İyileşmenizin hızlı olması için bu dönemde ağır yiyeceklerden kaçınma dışında diyet yapmayın (Şeker hastaları hariç), az ve sık aralıklarla yemek yiyiniz.

    Evinizde banyo yaptıktan sonra ameliyat bölgesini temiz ve kuru tutunuz. Sabun ve suyu hafif bir şekilde uygulayın, kabuklar düşüp cilt iyileşine kadar ameliyat yarası yıkanırken ovulmamalıdır.Herhangi bir ilaç veya krem sürmeyin. Ameliyat yerinde karıncalanma, sertlik ve uyuşukluk olabilir. Bunlar zamanla düzelecektir. Ameliyat yerinde açılma, kızarıklık, sıcaklık, şişme veya akıntı olursa doktorunuza haber verin.

    Yine bu dönemde, ateş, nefes darlığı, çarpıntı, hızlı ve düzensiz nabız, ayaklarda şişme, fazla kilo artışı, ani görme, konuşma bozuklukları, kolarda ve ayaklarda güç kaybı, baş dönmesi veya sersemlik, bayılma, idrarınızda kırmızılık, diş fırçalarken diş etlerinizden kanama olmasıgibi bir durumla karşılaşırsanız randevunuzu beklemeden doktorunuzla görüşünüz.

    Evinizde ateşiniz ve tansiyonunuzu hergün ölçtürünüz. Şeker hastaları kan şekerlerini de ölçmelidirler.

    Sigaranın akciğer ve diğer birçok organa olduğu gibi kalp ve damar sistemine de kötü etkileri olduğu kesindir. Ameliyat sonrası dönemde kesinlikle sigara içmeyin, bırakmak için yardım alın, bırakma metotları hakkında bilgilenin.

    Alkol alışkanlığı olan hastaların ameliyat sonrasında alkolü bırakmaları en doğru davranıştır.

    İlk 4-6 hafta süreyle cinsel ilişkinin kısıtlı olmasına özen gösterin. Eşinizle duygu ve düşünceleriniz açıkça konuşun. Gerilim ve kullandığınız bazı ilaçlar cinsel performansınızı etkileyebilir.Eğer iki kat merdiveni yorulmadan ve nefes darlığı olmadan çıkabiliyorsanız, doktorunuz da kısıtlamamışsa cinsel ilişkiye başlayabilirsiniz. Kendinizi daha iyi hissetmek için sabah kalkın, traş olun, kıyafetlerinizi giyin.

    Günlük işlerinizi programlayın.Program rahat ve zorlanmadan uygulayacağınız şekilde olsun, kimseyle yarışmıyorsunuz. Kısa süreli sık sık dinlenin.Dinlenmek için uyumak şart değildir. Müzik dinleyi, gevşeyin, sevdiklerinizle hoşlandığınız konularda sohbet edin. Alışverişe, arkadaşlarınızı ziyarete gidin. Bol su içiniz.

    Hanımlar, 6-8 hafta dolmadan ev işleri veya çocuk bakımı gibi konularda tam sorumluluk almamalı. hafif tempolu işlerde çalışanlar 6. haftadan sonra 4 saati geçmemek üzere çalışabilirler. Ağır işlerde çalışanlar ilerine dönmek için 3 ay geçmesini beklemelidirler. İşe başladığınızda zorlanırsanız yardım alınız.

    Yaşamdan kopmayın. 6-8 hafta sonra aracınızı güvenle idare edeceğinize inanıyorsanız araba kullanmaya başlayabilirsiniz.

    Taburcu olurken reçetelenen ilaçlarınızı düzenli, zamanında alınız. Eski ilaçlarınızla bunları karıştırmayın. İlaçları doktorunuz kesmeden bırakmayın, değiştirmeyin. Bitmeden yenilerini temin edin. İlaçlardan birini almayı unuttuysanız bir sonrakinde ikisini beraber almayınız.Anormal durumları doktorunuza bildiriniz.

    Taburcu olurken size verilen randevuya istenen tetkikleri yaptırarak geliniz. Doktorunuza gelirken epikriz belgenizi, ilaç reçetenizi ve önceden yaptırdığınız tetkikleri sakladığınız dosyaları da getiriniz. Doktora gelirken çıkarılması kolay kıyafetler giyin.Sağlığınızla ilgili dökümanları saklayın.

    İlk kontrolünüzden sonra kardiyolog doktorunuz tarafınızdan kontrolleriniz yapılacak, diyet programlarınız düzenlenecek ve sağlığınızı uzun süre koruyacak önlemler konusunda size yardımcı olacaktır.

    Hastanemiz size 24 saat hizmet verecek şekilde yapılandırılmıştır.
    FENERBAHCE

  5. #15
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    1907

    Standart ---> Kalp İle İlgli Herşey

    Kolesterol, tüm vücutta yaygın olarak bulunan ve yaşam için gerekli olan bir çeşit yağdır. Kolesterol vücutta hormon (kortizon, seks hormonu), D vitamini ve yağları sindiren safra asitlerinin sentezlenmesinde kullanılır.
    Kolesterol Nedir?

    Kolesterol, tüm vücutta yaygın olarak bulunan ve yaşam için gerekli olan bir çeşit yağdır. Kolesterol vücutta hormon (kortizon, seks hormonu), D vitamini ve yağları sindiren safra asitlerinin sentezlenmesinde kullanılır. Sağlıksız beslenme, hareketsizlik, sigara, fazla kilolar, yaş ve kalıtsal faktörler yüksek kolesterol seviyelerine sebep olabilir. Yüksek kolesterol seviyeleri, kan damarlarının zamanla tıkanıp daralmasına yol açabilir. Bu birikim çok yavaş gerçekleşir. Kan damarları daraldıkça, kalbe giden kan azalır. Kalbe giden kanın sınırlandırılması, göğüs ağrısına (anjin) yol açabilir. Kalbe giden kanın büyük ölçüde azalması veya tamamen durması ise kalp krizi ile sonuçlanabilir.

    İyi Kolesterol ve Kötü Kolesterol

    Kolesterol, kanda çözünmesi ve taşınması için karaciğerde bir protein ile birleştirilir. Bu kolesterol ile protein birleşimine lipoprotein adı verilir. Bu lipoproteinlerin çeşitleri vardır.

    · Düşük yoğunluklu lipoproteinler (Low-Density Lipoproteins = LDL): Kan kolesterolünün yaklaşık olarak %70'ini taşımaktadırlar. Kan damarları duvarlarına girebilmek için yeterince küçüktürler ve damarlara zarar verirler. Kötü kolesterol olarak da adlandırılırlar.

    · Yüksek yoğunluklu lipoproteinler (High-Density Lipoproteins = HDL): Vücudun kullanamadığı yağı karaciğerden safraya boşaltmak üzere taşır. Kolesterolün bir cins ters naklini yaptığı için iyi kolesterol olarak adlandırılır.

    Eğer kanda fazla miktarda kolesterol varsa, kolesterol akyuvarlar, kan pıhtısı, kalsiyum... gibi maddelerle beraber kan damarlarının duvarlarında birikir ve kan damarlarının sertleşmesine, daralmasına (ateroskleroz) yol açar. Halk arasında bu olay, damar sertliği ya da damar kireçlenmesi olarak bilinmektedir.

    Kanda kolesterol ve LDL-kolesterolün yüksek olması yüksek risk oluşturmaktadır. Ayrıca HDL-kolesterolün düşük olması da bir risktir. Bu riske sahip kişilerde, kalp krizi, felç, damar tıkanıklığı, böbrek yetersizliği gibi hastalıkların ortaya çıkma olasılığı artmaktadır.

    20 yaşın üzerindeki kişilerde, kan kolesterol düzeylerinin 200 mg/dl'nin altında olması, kan LDL-kolesterol düzeylerinin 130 mg/dl'nin altında olması ve kan HDL-kolesterol düzeylerinin de 40 mg/dl'nin üzerinde olması istenilen değerlerdir. Kolesterol > 200 mg/dl ya da LDL-kolesterol > 130 mg/dl ya da HDL-kolesterol < 40 mg/dl ise kalp damar hastalıkları RİSKİ FAZLADIR. İyi kolesterol olan HDL-kolesterol'ün düzeylerindeki artış bu riski azaltmaktadır.

    Kanda kolesterolün yüksek olması, yağ ****bolizması bozukluğunun olduğunu gösterir. Yağ ****bolizması bozukluğundan şüphe edilen bir hastada yapılması gereken işlem, kan alınarak öncelikle total kolesterol, LDL-kolesterol, HDL-kolesterol ve trigliserid düzeylerinin ölçülmesidir.

    Kolesterol Neden Artar?

    Kanda kolesterol düzeyini etkileyen çok sayıda faktör vardır. Bu faktörlerin bazıları değiştirilebilir niteliktedir.

    Kolesterol düzeyini etkileyen faktörler:

    · Kalıtımsal faktörler · Yediğimiz gıdalar · Şişmanlık · Yaşam tarzı · Yaş · Diyabet · Yüksek tansiyon · Bazı böbrek ve tiroid hastalıkları · Sigara · Stres gibi faktörler kolesterolü ve kötü kolesterolü (LDL-kolesterol) yükseltir.

    Genler: Ailede erken yaşlarda geçirilmiş kalp krizi veya kalp krizine bağlı ölüm öyküsü varsa koroner arter hastalığı veya yüksek kolesterol riski ailevi olarak artmaktadır.

    Yağlı yiyecekler: Kolesterol et, peynir gibi hayvansal gıdalarda ve hazır gıdalarda çokça bulunur. Bunları tükettiğinizde vücudunuz daha çok doymuş yağ ve kolesterol emer.

    Aşırı kilo: Ciddi derecede şişman kişilerin kanlarında kolesterol ve trigliserid miktarları oldukça yüksektir.

    Hareketsiz yaşam tarzı:Fiziksel aktivite ile kolesterol düzeyleri arasında direkt ilişki olduğunu göstermektedir. Fiziksel aktivitesi az olan kişilerde HDL-kolesterol düşük, LDL-kolesterol ise yüksektir. Düzenli olarak egzersiz yapmak iyi kolesterolü artırmaktadır.

    Yaşlanma: Yaşın artmasıyla beraber genellikle kolesterol düzeylerinde de artış görülür.Erkeklerde 45 yaş ve üzerinde yüksek LDL-kolesterol düzeyleri görülme sıklığı artar. Kadınlarda ise menapozu izleyen dönemlerde kolesterol seviyesinde belirgin artış görülür.

    Uzun Süreli Hastalıklar: Kronik hastalıklar yüksek kolesterole neden olabilirler.(Diabet, böbrek hastalıkları, karaciğer hastalıkları ve hipotiroidi )

    Sigara: Sigara içenler yüksek kolesterol seviyeleri açısından risk grubundadırlar. Sigara içenlerin damar duvarlarının yüzeylerinde düzensizlikler oluşur ve bu düzensiz yüzey daha çok yağ tutulumuna sebep olur. Sigara içenlerde HDL-kolesterol miktarları yaklaşık olarak %15 azalmaktadır. Stres: Stres ve yüksek kolesterol düzeyleri arasındaki ilişki henüz kanıtlanmış değildir.İşadamları gibi Stres altındaki insanların kendilerini, yiyecek, alkol ve tütün tüketimini arttırarak teselli ettikleri tahmin edilmektedir; bunun da kolesterol düzeylerini olumsuz etkilediği düşünülmektedir.

    .


    Tedavi Prensipleri

    Yüksek kolesterolün kontrol altına alınması ile yaşam süresinin uzadığı, kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin azaldığı ve kalıcı sakatlıkların önlendiği kesin olarak gösterilmiştir. Kolesterol yüksekliğine ilaveten şişmanlık, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, sigara gibi diğer kardiyovasküler risk faktörlerinin tedavisi de planlanmalıdır.

    Tedavi iki aşamada gerçekleştirilir:

    1. İlaçsız tedavi

    2. İlaç tedavisi

    Her hasta için farklı tedavi uygulanabilir. İlaçsız tedaviler kesinlikle ihmal edilmemeli ve özenle sürdürülmelidir. İlaç tedavisi, kesinlikle doktor denetiminde olmalıdır.

    1. İlaçsız tedaviler alışılmış yaşam düzeninin değiştirilmesi olarak da düşünülebilir.

    Sağlıklı beslenme yoluyla kolesterol düzeyinizle başa çıkmanız mümkün. Sağlıklı beslenmenin en önemli kurallarından biri düşük miktarda doymuş yağ tüketimidir. Doymuş yağların yerini, tekli veya çoklu doymamış yağların alması gerekir. Aynı zamanda, bitki sterolleri veya stanol içeren margarin ve diğer yiyecekler de, kolesterolü düşürmede yardımcı olur. Bunun yanında, kilo verme, düzenli fiziksel aktivite ve sigarayı bırakma gibi yaşam biçimi değişiklikleri de kolesterolü düşürmede yardımcı olur. Kolesterolü düşürmek için yararlı olabilecek aşağıdaki önerileri okuyunuz. Unutmayın - herşeyi birden değiştirmeye kalkmayın, değişimler teker teker yapıldığında ortaya mükemmel sonuçlar çıkacaktır!

    YARARLI ÖNERİLER

    Sağlıklı Beslenme Daha az hayvansal (doymuş) yağ tüketin. Alabildiğiniz en ince et dilimlerini satın alın.
    Etten gözle görülebilen tüm yağları, ve tavuğun derisini ayırın.
    Daha az hazır bisküvi, pastane ürünü ve kek tüketin.
    Çoklu veya tekli doymamış yağlar açısından zengin yağ ve margarinleri tercih edin.
    Yemek pişirirken katı yağlar yerine ayçiçek yağı, mısırözü veya zeytinyağı gibi bitkisel yağlar kullanın.
    Bu yağları ayrıca salatalarınıza sos olarak da kullanabilirsiniz.
    Bitki sterolleri açısından zengin yağları tercih edin.
    Yağsız veya yarım yağlı süt, az yağlı yoğurt, ve az yağlı peynir gibi, düşük yağ içeren günlük ürünleri tercih edin.
    Haftada en az bir kez yağlı balık (örneğin somon, sardalya, ton - konserve şeklinde de olabilir) tüketmeye özen gösterin.
    Bol bol meyve, sebze ve baklagil tüketin (mercimek ve fasulye gibi).
    Günde toplam en az 5 porsiyon tüketin. Bir porsiyon, 2-3 kaşık sebze, bir adet meyve (mesela bir muz) veya 2-3 adet küçük boy meyve (örneğin erik), 1 küçük kase meyve salatası, veya bir bardak taze sıkılmış meyve suyuna denktir.
    Makarna, pirinç, ekmek, buğday, patates ve mısır gevreğinden oluşan nişastalı yiyecekleri, öğünlerinizde düzenli olarak tüketin.
    Tam buğday ekmek gibi işlenmemiş karbonhidratları tercih etmeye özen gösterin.
    Alkolü çok kaçırmayın, ölçülü tüketin. Bu ölçü, kadınlarda günde bir birim (birime linkle), erkeklerde ise iki birimi (birime linkle) geçmemelidir.
    Diğer Yaşam Biçimi Faktörleri Sigarayı bırakın.
    Fazla kiloluysanız, kilo verin.
    Hareketlenin. Her gün 30 dakikalık fiziksel aktiviteyi hedefleyin (bu süreç, üç adet 10'ar dakikalık seanslardan oluşabilir). Tempolu yürüyüş ideal olacaktır. Stresinizle başa çıkmayı ve rahatlamayı öğrenin.

    2. İlaç tedavisinde kullanılan ilaçlar, yağ ****bolizmasındaki bozuklukların düzenlenmesi amacıyla geliştirilmişlerdir. ·

    Statinler: Kolesterol düşürücü tedavide uzun yıllar boyunca yapılmış çalışmalarla etkinlik ve güvenliliklerini kanıtlamış statinler çok yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Kötü kolesterolü düşürmenin ve iyi kolesterolü artırmanın yanı sıra bu ilaçlar, yüksek kolesterol düzeyleri ile ilişkili kardiyovasküler olayları da azaltmaktadırlar
    FENERBAHCE

  6. #16
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    1907

    Standart ---> Kalp İle İlgli Herşey

    Kalp Hastası Olmamak İçin

    Memorial Hastanesi KVC Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, kalp hastası olmamak için ve kalp hastası olanlara ve ailelerine şu tavsiyelerde bulundu:

    Kalp hastasi olmamak için:

    Diyet - sağlıklı beslenmeye çocuk yaşlarda başlanacağını unutmayın.

    Boy – kilo oranına çok dikkat edin.

    Kadınlar, menopozunuzu mutlaka geciktirin.

    Fizik aktivitenizi arttırın, tembellik ve aşırı stresten uzak durun.

    İş ve meslek konusunda hiçbir zaman beceri ve olanaklarınızı zorlamayın.

    Aile hikayenizde varsa, diyabet veya yüksek tansiyon hastası iseniz 30, değilseniz 40 yaşından itibaren kan yağlarınızı takibe alın.

    Aile hikayenizde varsa, diyabet veya yüksek tansiyon hastası iseniz 30, değilseniz 40 yaşından itibaren her yıl efor testi yaptırın.

    Kendinizle, yaşamla, ailenizle, eşinizle, dostlarınızla barışık olun, A tipi kişiliğiniz varsa yavaşlayın.

    Hastalığınızı, aileniz veya çevrenizle ilgili sorunlarınızı bir Liyezon Psikiyatri uzmanı ile görüşün.


    Kalp hastası olanlar için:

    Sigara içmeyin, sigara içilen ortamda bile bulunmayın.

    Düzenli olarak bir kardiyologun kontrolüne girin.

    Tedaviniz ilaç, balon veya ameliyat olabilir, hepsinin olumlu, olumsuz yanlarını, uzun dönem sonuçlarını doktorunuzla tartışın.

    Abartılmış fizik aktivitelerden kaçının, bir kardiyak rehabilitasyon programına başlayın.

    Seks konusunda sevgilinizi değil eşinizi, otel odasını değil evinizi tercih edin.

    Devamlı kullanmanız gereken ilaçlarınızı ihmal etmeyin, özellikle yüksek tansiyon ilaçlarınızın yedeğini bulundurun.

    Kan yağlarınızı 3 ayda bir kontrol ettirerek tahlil raporunda yazan normal sınırının altında tutun.

    Kan yağlarınızı kontrol için diyetin yetmediği durumlarda sürekli ilaç kullanın.

    Aile ve sosyal yaşamınızı bir kez daha gözden geçirip hayatınızdaki olumsuzlukları en aza indirin.

    Hastalığınız için ailenizi ve çevrenizi suçlamayın, sorunlarınız için bir Liyezon Psikiyatri uzmanından yardım alın.


    Kalp hastası olan ailelere:

    Hiçbir zaman onu hasta olduğu için suçlamayın.

    Tetkik ve tedavinin her aşamasında onu destekleyin, teşvik edin.

    Hastalığın oluşmasında kendinizi de hatalı buluyorsanız, bunu abartılı şekilde telafi etme telaşına girmeyin.

    Onun hastalığını siz hep aklınızda tutun, fakat ona unutturmaya çalışın.

    Cinsel konularda olabilecek yetersizlik veya isteksizliklerde anlayışlı davranın.

    Diyetinde bir aile programı olması gerektiğini aklınızda tutun.

    Eşinizin ilaçlarını ve kontrol günlerini yakından takip etmenizin ona yaşama sarılma ve güven duygusu vereceğini unutmayınız.

    Bu hastalığın ekip çalışmasıyla, yani eş, çocuk, kardeş, yakın arkadaşla daha kolay yenileceğine inanın.

    Eşinize yardımcı olabilmek için SİGARA İÇMEYİN.

    Hastanızla iyi bir iletişim kuramıyorsanız bir Liyezon Psikiyatri uzmanından yardım isteyin.
    FENERBAHCE

  7. #17
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    1907

    Standart ---> Kalp İle İlgli Herşey

    Türkiye genelinde 20 yaş üstü erişkinlerde kalp hastalığı prevalansı % 6.7. Bu değer erkeklerde % 6.2 ve kadınlarda % 7.3'dür.

    Bu kalp hastalığı türlerinin dağılımı (prevalansı) ise şöyledir. Koroner kalp hastalığı % 3.8, hipertansif kalp hastalığı % 2.2; romatizmal kalp hastalığı % 0.5 ve diğer tüm hastalıklar % 0.3' dür.

    Bu kalp hastalıklarının yaşa göre görülme yüzdesi % 21.9 ile 60-69 yaş, % 20 ile 70 üzeri yaş, % 13.3 ile 50-59 yaş, % 4.4 ile 40-49 yaş ve % 2.8 ile 30-39 yaş; % 8 ile 20-29 yaş'dır.

    Kalp hastalıklarının bölgelere göre dağılımı ise şöyledir. En yüksek oran % 8.2 ile Karadeniz bölgesidir. Bunu % 7.6 ile Marmara bölgesi, % 6.6 ile Doğu Anadolu bölgesi, % 5.9 ile Güneydoğu Anadolu bölgesi, % 5.6 ile Ege bölgesi, % 5.3 ile İç Anadolu bölgesi ve % 4.6 ile Akdeniz Bölgesi izlemektedir.

    Toplumumuza her yıl 12 bine yakın doğuştan kalp hastası bebek katılmaktadır.

    Ülkemizde yaklaşık 150 bin kadar romatizmal kalp hastası.

    1.6 milyon koroner kalp hastası bulunduğu ve yılda 130 bin kişinin öldüğü tahmin edilmektedir.

    Koroner kalp hastalığı için her iki cinstede hipertansiyon,kanda kolesterol yüksekliği,sigara içimi,hareketsizlik ve kadındada şişmanlık ve şeker hastalığı hastalığa neden olan başta gelen etkenler olarak saptanmıştır.

    Koroner kalp hastalarında ölüm için incelenen faktörlerden belrleyici olarak sistolik kan basıncı yüksekliğidir bunu kolesterol yüksekliği sigara içimi ve diyastolik kan basıncı yüksekliği izlemektedir.

    Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında koroner kalp hastalığına bağlı ölümler en yüksek seviyededir Koroner kalp hastalığı ve ölüm her yıl %5 oranında yükseldiği tahmin edilmektedir. Nüfusumuzun genç olmasına rağmen yaşlı nüfüslardaki kadar koroner ölümleri çok olması gelecek kuşaklar için kaygı vericidir.

    Hipertansiyon sistolik kan basncındaki her 10 mm yükselme koroner kalp hastalığı riskini 522 arttırmaktaır.Ülkemizde halen 5 milyon erkek 6 milyon kadında ht bulunduğu tahmin edilmektedir.

    Sigara koroner ölüm riskini 1.8 kat arttırmaktadır.

    Kolesterol 200 mg üzerindeki her 50 mg yükselme koroner kalp hastalığı riskini % 36 arttırmaktadır.

    Hdl batı toplumlarına göre toplumumumuzda %20 daha düşüktürher iki cinstede HDL kol ün 35 mg altında olması koroner riski1. 54 oranında arttırmaktadır.

    Diyabet toplumumuzda kadınlarda dahaa yüksek olarak hızla artmaktadır. İnsüline bağlı olmayan diyabetli erişkin sayısı 8 yılda 1.0 milyondan 1.66 milyona çıkmıtır. Nüfus artışı şşmanlık nüfüs yaşlanması ve hareketsizlik etkendir.

    Şişmanlık erkeklerin 514'ü kadınların %30'u BKI 30 kg/m2 ve üzerindedir. Her bir birim artışı kadınlarda koroner hastalık riskini %11 arttırmaktadır.


    Avrupa'da istemediğiniz şampiyonluk!
    Koroner kalp hastalıklarına bağlı ölümlerde, kadınlarda birinciyiz, erkeklerde ilk 5'e giriyoruz.
    FENERBAHCE

  8. #18
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    1907

    Standart ---> Kalp İle İlgli Herşey

    Kalp hastalıkları (kardiyovasküler hastalıklar) hakkında neler biliyoruz?

    Kardiyovasküler hastalıklar toplumda en sık görülen hastalıklardandır. Kardiyovasküler hastalıkların çoğu ciddi sonuçlara yol açmaktadır. Örneğin, her yıl yaklaşık 500 000 kişi miyokard enfarktüsü yüzünden (yaygın olarak bilinen adıyla kalp krizinden) ölmektedir.

    Kardiyovasküler hastalıkların erken tanısı ne derecede önemlidir?

    Kardiyovasküler hastalıkların erken tanınması ve tedavi edilmesi, bu problemlerin bazılarının önüne geçilmesine yardımcı olabilir. Kardiyovasküler hastalığı bulunan hastaların tedavisi genellikle birden fazla sayıda girişim yapılmasını gerektirir. Genellikle tedavinin ilk basamağı risk faktörlerinin düzenlenmesidir: Yağ alımının kısıtlanması, gerekiyorsa kilo verme, sigarayı bırakma gibi. Bir sonraki basamak farmakolojik tedavi olabilir. İnvazif tedavi de düşünülebilir.

    Başlıca kardiyovasküler hastalıklar nelerdir?

    * Aterosklerotik kalp hastalığı:
    İnsanlar yaşlandıkça, arter (atar damar) duvarları daha fazla kalınlaşma ve sertleşme eğilimindedir. Aterosklerozda arterlerin iç duvarlarında plak birikimi sözkonusudur (kolesterol, yağ, kalsiyum, ve fibrin adı verilen kan pıhtılaşma maddesinden oluşan lezyonlar). Ateroskleroz, koroner arterler (kalbi besleyen damarlar) gibi önemli kan damarlarında gelişme eğilimindendir. Burada ortaya çıktığında aterosklerotik ya da arteriosklerotik kalp hastalığı adını alır.

    * İskemik kalp hastalığı:
    İskemik kalp hastalığı, koroner arterlerden geçen kan miktarının kalbin oksijen gereksinimini karşılayamayacak durumda olması sonucu gelişir ve çoğu kez arterlerin ateroskleroz ile daralması veya tıkanması sonucu ortaya çıkar. İskemik kalp hastalığında iki durumla sık karşılaşılır; angina pektoris ve miyokard infarktüsü. Angina pektoris kalbe gelen oksijen miktarının yetersizliğine bağlı olarak, göğüste, göğüs kemiğinin arkasındaki bir ağrı olarak algılanır. Anginanın kendisi ölümcül değildir, ancak altta yatan koroner arter hastalını gösteren uyarıcı bir işarettir. Aslında giderek kötüleşen angina bir miyokard infarktüsünün habercisi olabilir. Miyokard enfarktüsü, yaygın olarak kalp krizi olarak bilinir. Bir koroner arterde oluşan tıkanma sonucunda miyokardın (kalp kası) o bölgesinde ağır bir iskemi (oksijen yetersizliği) meydana gelir. Eğer kan akımı eski haline gelmezse, etkilenen hücrelerde geri dönüşümsüz bir ölüm meydana gelir ve kalıcı miyokard hasarı ortaya çıkar.

    * Hipertansiyon:
    Hipertansiyon kan basıncının normalin üzerine çıkmasını anlatan bir tıbbi terimdir. Kontrolsüz hipertansiyon bütün vücuttaki kan damarlarına zarar verebilir ve miyokard infarktüsü ve inme gibi akut kardiyovasküler olayları hızlandırabilir; gözler ve böbrekler gibi organlarda hasar oluşturabilir. Hipertansiyon aterosklerozun oluşturduğu damar hasarını artırır.

    * Konjestif kalp yetmezliği:
    Konjestif kalp yetersizliği, kalbin yeterince kan pompalayamaz hale gelmesidir. Bunun sonucunda doku ve organlara giden kan miktarı azalır. Aynı zamanda miyokard kalbe venöz (toplar damarlardan kan dönüşü) dönüşü de sağlayamaz ve kan kalbe dönen venlerde göllenir. Sol kalp yetersizliğinde kan akciğerlerde birikir. Konjestif kalp yetersizliği diğer kardiyovasküler hastalıkların varlığında gelişir.


    Kardiyovasküler hastalıklara ait belirti ve bulgular nelerdir?

    İleri derecede kardiyovasküler hastalığı bulunan hastalarda sık bulunan yedi belirti ve bulgu, hastanın mevcut risk faktörleri ile birlikte ele alındığında doğru tanıya götürebilirler.

    * Dispne (nefes darlığı): Ağır bir egzersizden sonra nefes nefese kalmak normal kabul edilir. Eğer dispne bir aktivitenin ağırlığına uygun düşmüyorsa kalp hastalığına işaret ediyor olabilir. Dispne miyokard infarktüsünün veya konjestif kalp yetersizliğinin belirtisi olarak ortaya çıkabilir.

    * Göğüs ağrısı; Akut miyokard infarktüsünün klasik bir belirtisi olarak kabul edilir. Göğüs ağrısı, özofajit, peptik ülser hastalığı, hiatus hernisi, kas-iskelet ağrıları, akciğer embolisi ve diğer akciğer hastalıkları ile anksiyete durumları gibi kalple ilişkisi olmayan nedenlerden de kaynaklanıyor olabilir.

    * Çarpıntı; kişinin kendi kalp atışlarının farkına varması veya kalbin çok hızlı veya düzensiz çarptığına dair öznel bir histir. Bu genellikle geçici ve iyi huylu bir durumdur ve çoğu kez altta yatan bir kalp hastalığı yoktur.

    * Senkop, bayılma demektir. Birçok kardiyovasküler ve kardiyovasküler olmayan hastalıkla ilişkili olabilir. Genellikle, hipotansiyona (düşük kan basıncı) bağlı olarak beyne giden kan akımının azalması sonucunda beyin ****bolizmasında ortaya çıkan bozukluktan kaynaklanır.

    * Ödem, özellikle ayak bilekleri, bacaklar, gözler, göğüs duvarı veya karın duvarı çevresindeki dokularda şişme durumudur. Ekstremitelerdeki ödem çoğunlukla konjestif kalp yetersizliğinin belirtisi olarak ortaya çıkar.

    * Siyanoz, ciltte ve müköz membranlarda arteriyel kanın yetersiz oksijenlenmesi sonucu ortaya çıkan mavimsi renk değişikliğidir. Özellikle tırnak yataklarında ve dudak çevresinde belli olur. Nedeni ne olursa olsun, kardiyovasküer sistemin periferik dokulara yeterli miktarda oksijenlenmiş kan gönderemediği anlamına gelir.

    * Halsizlik; Kalp hastalığı olan hastalarda kalbin dokulara yeterli miktarda kan ve oksijeni pompalama gücünü yitirdiğinde halsizlik oldukça sık karşılaşılan bir yakınmadır.
    FENERBAHCE

  9. #19
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    1907

    Standart ---> Kalp İle İlgli Herşey

    SORU: Koroner kalp hastalığını oluşturan risk faktörleri nelerdir? Nasıl korunabiliriz?
    (Acıbadem Hastanesi Kadıköy Kardiyoloji Bölüm Sorumlusu Dr. Nuri Çağlar)
    Koroner kalp hastalığında değiştirilebilen ve değiştirilemeyen risk faktörleri vardır. Ailede erken yaşta kalp krizi geçiren bireylerin bulunması, erkek cinsiyet ve ileri yaş değiştirilemeyen risk faktörleridir. Değiştirilebilen önemli risk faktörleri ise sigara kullanımı, şeker hastalığı, hipertansiyon ile kan kolesterolü ve trigliseridlerin yüksekliğidir. Sigaranın bırakılması, kan yağlarının düşürülmesi, şeker hastalığının ve hipertansiyonun erken yaşlarda tanınarak etkin biçimde tedavi edilmesi koroner kalp hastalığını önler (birincil koruma). Oluşmuş olan koroner hastalığın ilerlemesini yavaşlatır (ikincil koruma).
    Her erişkin kan basınçlarını ölçtürmeli, normal ise en az 2,5 yılda bir tekrarlanmalıdır. Ailesinde hipertansiyon öyküsü olanlar, şeker hastaları, şişmanlar ve kan yağlarında yükseklik bulunanlar ölçümleri daha sık yaptırmalıdır. Hipertansiyon tek başına kalp hastalığı riskini 2-3 kat artırır. Bu nedenle kan basıncı yüksekliği zamanında ve etkin tedavi edilmelidir.
    20 yaş üzerindeki kişiler en az 5 yılda bir açlık kan yağları düzeylerini (toplam kolesterol, LDL kolesterol, HDL kolesterol, trigliserid) ölçtürmelidir. Kolesterol düzeylerindeki her yüzde 1 lik düşüşün koroner kalp hastalığı riskini yüzde 2 oranında azalttığı belirlenmiştir.
    45 yaş üzerindeki her erişkin kan şekerini ölçtürmeli, değerler normal ise her 3 senede bir ölçümler tekrarlanmalıdır. Şişman olanlar, birinci derecede akrabalarında şeker hastalığı olanlar,doğum ağırlığı yüksek bulunanlar, gebelik sırasında kan şekeri yüksek bulunanlar, hipertansiyonu olanlar, HDL kolesterol 40 mg / dl nin altında ve trigliserid düzeyleri 250 mg / dl nin üzerinde olanlar ve daha önce kan şekeri ölçümleri yüksek bulunanlar kan şekeri ölçümlerini daha erken yaşlarda ve daha sık yaptırmalıdır. Kan şekeri yüksekliği tespit edildiğinde diyet ve ilaçla tedavi edilmeli, hastada diğer risk faktörleri de aranarak daha sıkı takip ve tedavi edilmelidir.
    Haftada 3- 4 kez 30 dakika süre ile orta derecede dinamik egzersiz (tempolu yürüyüş gibi) yapılmalı, gün içerisindeki fizik aktivite artırılmalıdır.
    Birinci derecede akrabalarında koroner arter hastalığı olanlar risk faktörlerinin değerlendirilmesi için doktora başvurmalı. Hipertansiyon, şeker hastalığı, kan yağlarında yükseklik ve şişmanlık gibi risk faktörleri olanlar hekim kontrollerini aksatmamalıdırlar.

    SORU: Enfarktüs ne demektir?
    (Acıbadem Hastanesi Bakırköy Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Dr. Yusuf Kenan Yalçınbaş)
    Miyokart enfarktüsü, kalbi besleyen koroner damarların çok defa bir pıhtı ile tıkanması sonucu oluşur. Böyle bir durumda tıkanmış olan koroner damarların beslediği kalp kası oksijensiz kaldığı için kalbin o bölgesinde bir harabiyet meydana gelir. Halk arasında kalp krizi olarak adlandırılan bu olay sırasında hastalardan üçte biri ani ölümle hayatını kaybetmektedir. Tıkanmış olan koroner damarın 2-4 saat içinde yapılacak girişimlerle yeniden açılması halinde kalp krizleri, enfarktüs oluşamadan atlatılabilir. Bunun için ileri teknoloji ile donatılmış, uzmanlaşmış doktor, hemşire ve teknisyen kadrolarının 24 saat çalıştığı kalp krizi merkezlerine ihtiyaç vardır.Bu merkezlerde kalp krizi geçirmekte olan hastalar derhal anjio labaratuvarına alınır, tıkalı olan kalp damarı katater yolu ile yerleştirilen bir stent ile açılarak enfarktüs önlenebilir. Kateter ile açılması mümkün değilse, hasta hemen koroner by pass ameliyatına alınarak miyokart enfarktüsü oluşmadan hayata döndürülebilir.

    SORU: Koroner kalp hastalığının belirtileri nelerdir?
    (Acıbadem Hastanesi Kadıköy Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Nevnihal Eren)
    Koroner kalp hastalığında kalbe kan götüren ve kalp kasının beslenmesini sağlayan atardamarların daralması ve kalbe yeteri kadar kan taşıyamaması söz konusudur. Atardamarlar damar sertliği plakları ile yavaş yavaş daraldığında, dinlenmede kalp adalesi yeteri kadar kanlanabilir ancak egzersiz sırasında kalp kasının oksijen ihtiyacı arttığı için daralmış koroner damarlardan kalp adalesine giden kan yeterli olmaz. Bu koşullarda hasta egzersiz sırasında göğüs ağrısı hisseder ve ağrı istirahatle veya damar genişletici ilaçlarla geçer. Ağrı her iki kola ve çeneye yayılabilir. Bazen mide ağrıları ile karışabilir. Egzersiz sırasında bayılma, egzersiz sırasında nefes darlığının olması yine koroner hastalığının belirtisi olabilir. Bu belirtilerin herhangi birinin bulunması durumunda doktora danışılmalı ve tetkikler yapılarak belirtilerin kalp hastalığına bağlı olup olmadığı ayırt edilmelidir. Özellikle yaşlılarda ve şeker hastalarında koroner arter hastalığı olduğu halde göğüs ağrısı olmayabilir.
    Bazen de damardan belirgin darlık yapmayan ancak kolesterolden zengin ve yumuşak plaklarda ani çatlama olur, plak içeriği kan ile temas eder ve vücut bunu bir damar yaralanması olarak algılayarak çatlamış olan plak üzerine pıhtı yığılır. Damar hızla ileri derecede daralarak dinlenmede şiddetli göğüs ağrısı olur. Damar tam olarak veya tama yakın tıkanırsa kalp krizi meydana gelir. Kalp krizinde bulantı, kusma, fenalık hissi, şiddetli göğüs ağrısı olur. Bu koşullarda zaman kaybetmeden hasta ambulansla en yakın hastaneye nakledilmelidir. Tedavinin başarısında zaman çok önemlidir.

    SORU: Bir kimse hiçbir şikayeti olmadan kalp hastası olabilir mi?
    (Acıbadem Hastanesi Kadıköy Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Sorumlusu Doç. Dr. Cem Alhan )
    Damarlardaki daralma ancak yaklaşık yüzde
    60-70 gibi ileri bir seviyeye geldikten sonra ancak şikayete yol açmaktadır, ki bu da oldukça ileri bir aşama demektir. Hastaların yaklaşık yüzde 30'unda
    ise kalp damarları tamamen tıkalı olmasına rağmen hiçbir şikayet ve bulgu vermemektedir. Hastalar bunu
    günün birinde kardiyoloji kontrolünde sürpriz
    olarak öğrenmektedirler. Bu oran diyabetik yani
    şeker hastalarında çok daha yüksektir. Şeker sinir uçlarını zayıflattığından, hasta herhangi bir şikayet hissetmemektedir. Koşarken, yüzerken, spor
    yaparken vs. herhangi bir şikayeti olmaması asla kalp damarlarının normal olduğu anlamına gelmemektedir.

    SORU: Çocuklarda görülen kalp hastalıkları, doğum öncesi tespit edilebilir mi? Yeni doğan bebeklerde kalp ameliyatı yapılabilir mi?
    (Acıbadem Hastanesi Bakırköy Pediatrik Kardiyoloji Uzmanı Prof.Dr.Ayşe Sarıoğlu)
    Çocuk kalp hastalıklarının büyük bir çoğunluğu doğumsal hastalıklardır. Hamilelik sırasında fetal ekokardiyografi dediğimiz işlemle, anne karnındaki bebeğin kalbini görüntüleyerek doğumsal kalp hastalıklarının çok büyük bir oranda tespit edilebilir. Doğumsal kalp hastalıklarının önemli bir kısmında bebekler doğumdan hemen sonra bazı müdahale ve kalp ameliyatlarına ihtiyaç gösterirler. Doğumsal kalp hastalılığı tespit edilen bebeklerin doğumlarının, yenidoğan bebeklere kalp ameliyatları uygulayabilen merkezlerde gerçekleştirilmesi, bu bebeklerin yaşatılabilmesi ve sağlıklı bir çocuk haline getirilebilmesi açısından büyük önem taşır. Bazı doğumsal kalp anomalilerinde doğumdan hemen sonra yapılacak açık kalp ameliyatları ile tamamen düzeltilebilme şansı vardır. Aksi halde doğumdan birkaç hafta sonra bu imkan ortadan kalmaktadır.


    SORU: Kalp-damar hastalığı konusunda risk faktörleri nelerdir?
    (Acıbadem Hastanesi Kadıköy Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Sorumlusu Doç. Dr. Cem Alhan)

    Sigara

    Kolesterol yüksekliği

    Diyabet

    Hipertansiyon

    İleri yaş

    Erkek cinsiyet ve menopoz sonrası bayan cinsiyet

    Ailede kalp damar hastalığı hikayesi olması

    Göbek çevresinden alınan kilolar

    Fiziksel aktivitenin az olması

    Homosistein yüksekliği

    Hs-CRP yüksekliği

    Psikososyal stresler

    SORU: Damar sertliği (ateroskleroz) nedir?
    (Acıbadem Hastanesi Kozyatağı Kardiyoloji Uzmanı Dr. Erkan Ekicibaşı)
    Yaygın bir hastalık olan ve tüm damar sistemini etkileyen damar sertliğinin gelişimi çocukluk yaşlarından itibaren başlamaktadır. Hastalığın belirtilerinin ileri yaşlarda görülmesi nedeni ile erken yaşlarda tanısı zordur. Günümüz bilgilerine göre damar sertliği , belirli bir genetik altyapı ve riske sahip kişilerde, çevresel risk faktörlerinin etkisi ile ortaya çıkan bir durumdur. Damar sertliği oluşumunda yüksek kolesterolün yanında diyabet, hipertansiyon, sigara içimi ve genetik geçişin rolü kanıtlanmıştır. Yapılan çalışmalarda yüksek kolesterol düzeylerinin düşürülmesiyle, damar sertliği riskinin azaldığını gösteren oldukça fazla bulgu tedaviye yansımıştır.

    SORU: Daralmış koroner damarlar neden göğüs ağrısına yol açar?
    (Acıbadem Hastanesi Bakırköy Kardiyoloji Uzmanı Dr. Kemalettin Şişli)
    Vücudun her yerinde o bölgeye kan, dolayısı ile de dokunun kullanacağı gıda maddeleri ve oksijeni taşıyan damar sistemleri vardır. Koroner damarlar da kalbin kendisini besler. Kalbi besleyen atardamarlarda daralma veya tıkanıklık olduğunda kalp gerekli gıda ve oksijeni alamaz. Kalp gereğinden daha az besin ve oksijenle çalışmak zorunda kalır. Fiziksel yorgunluk, stres ve ağır yemeklerden sonra kalbin daha fazla çalışması gerektiğinden oksijen ihtiyacı artar. Daralmış olan damar yatağı oksijen ihtiyacını karşılayamaz ve bu göğüs ağrısına neden olur. Kalp damarlarının hepsi açıksa sorun yoktur. Bir veya birkaçının iç hacmi daralmış ise göğüs ağrısı (anjina) oluşur. Eğer damar tamamen tıkanır ve kan akımı durursa, kalp krizi gelişir.

    Kalp krizinde yeni tedavi yöntemi: Kök hücre
    SORU: Kök hücre nedir?SORU: Kök hücre nedir?
    (Acıbadem Hastanesi Kadıköy Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Sinan Dağdelen)
    Kalp hastalıklarının tedavisinde cerrahi yöntemler, ilaç tedavisi ve "yaşam değişikliği" tedavileri uygulanıyor. Kök hücre uygulamaları bilimsel araştırmalar aracılığıyla çok önemli noktalara gelmiştir. Gelecek açısından ümit vaad edicidir ve bu konudaki araştırmalar devam etmektedir. Günümüzde daha çok henüz yeni kalp krizi geçirmiş hastalar üzerinde çalışılıyor. Son yıllarda uygulanmakta olan kök hücre naklinde birkaç yöntem bulunuyor. "Direk injeksiyon" yönteminde kalbin içine bir "kateter" yoluyla girilip, "injeksiyon" yapılarak kök hücreler naklediliyor. İkinci yöntemde, kalp damarının içine girilerek damar açılıyor. Ardından damarın içine balon konularak, balonun içinden kök hücreler, kalbin odacıklarını besleyen özel bölgeye yerleştiriliyor. Üçüncü yöntemde ise,
    by-pass gerektiren hastalara ameliyat sırasında kalp açılmışken kalbin üstüne iğneyle bu kök hücreler veriliyor. Hastanın kendi kanından elde edilen kök hücreler hasarlı kalp bölgesine koroner anjiografi laboratuarında lokal anestezi
    yerleştirilerek canlanma sağlanmaya çalışılıyor. Bu yarar
    3-6 ay sonra bekleniyor, her hastada arzu edilen kadar
    başarılı olamayabiliyor.

    SORU: Kalbi durdurmadan veya çalışan kalpte yapılan koroner bypass ameliyatından bahsediliyor. Bu işlem her hasta için uygulanabilir mi?
    (Acıbadem Hastanesi Bakırköy Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Ersin Erek)
    Açık kalp cerrahisi teknikleri ile yapılan koroner bypass ameliyatlarında,kalp ve akciğer durdurularak hasta kalp akciğer makinesine bağlanır ve ameliyat bu şekilde tamamlandıktan sonra kalp akciğer makinesi devreden çıkarılır.Bu sistem birçok hastada sorun yaratmadan uygulanabilmektedir,ama tamamen sorunsuz olduğu söylenemez. Son yıllarda kalp akciğer makinesi kullanılmadan çalışan kalpte bypass ameliyatları uygulanmaya başlanmıştır. Ancak bu tekniğin klasik tekniğe üstünlük sağlayıp sağlamadığı yapılan çalışmalarda net bir şekilde ortaya konamamıştır. Başlangıç dönemlerinde popülerite kazanan bu teknik artık birçok merkezde giderek azalan sayıda ve daha seçilmiş hastalara uygulanmaktadır.
    FENERBAHCE

  10. #20
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    1907

    Standart ---> Kalp İle İlgli Herşey

    Kalp krizini erken tanıyın

    Kalp krizi geçiren hastaların tedavisindeki başarının en önemli kriteri erken teşhistir

    Kalp krizi, tüm gelişmelere rağmen, ne yazık ki hâlâ dünyada ölüm nedenleri sıralamasında birinci olma özelliğini korumaktadır. Kalp krizi vakalarının büyük bir kısmı, daha önce ciddi bir belirti vermeksizin, aniden ortaya çıkar. Bunun sonucu olarak önemli oranda ani ölümler oluşur. Turgut Özal, Barış Manço, Kemal Sunal ve Cenk Korayın ani ölümleri bu konuda gördüğümüz en bilinen örneklerdir.

    Ünlü televizyoncu Cenk Korayın ölümüyle son günlerde tekrar gündeme gelen kalp krizi hakkında çok şey konuşuldu. Ancak hastalığın nedenleri, belirtileri ya da tedavi yöntemleri üzerinde fazla durulmadı...

    Kalp krizi öldürüyor

    Kalbin kendisini besleyen üç damar ve bunun yan dallarına koroner arterler denir. Damar sertliği nedeniyle koroner damarlarında oluşan darlıkların kan pıhtısıyla tamamen ve aniden tıkanması sonucu beslediği kalp kasının ölümüne kalp krizi denir. ABD de yılda 1,5 milyon kişi (yaklaşık 20 saniyede 1 kişi) kalp krizi geçirmektedir. Kalp krizi tüm ölüm nedenlerinin başında gelip ani ölümlerin en önemli nedenidir. Kalp krizi nedeniyle meydana gelen ölümlerin yüzde 50si ilk bir saat içerisinde olmaktadır.

    En tipik belirti göğüs ağrısı

    Kalp krizinin en tipik belirtisi göğüs ağrısıdır. Göğsün orta kısmında geniş bir alanda ağrı, yanma, baskı, sıkışma, ağırlık gibi 20 dakikayı geçen bir rahatsızlık hissedilir. Bazen göğüs ağrısı daha çok sol kola veya her iki kola, boyna, alt çeneye, mide kısmına ve sırta yayılma gösterebilir. Özellikle yaşlı ve şeker hastalarında ağrı olmayabilir, ani bitkinlik veya ani nefes darlığı şikayetleriyle belirebilir. Göğüs ağrısı ile birlikte terleme, bulantı, kusma veya ölüm korkusu olabilir. Bununla beraber yemek borusu, mide, bağırsak, akciğer, pankreas, safra kesesi ve göğüs kaslarının hastalıkları ile de karışabilir.

    İlk saatler altın değerinde

    Tecrübeler şunu göstermiştir ki hiç kimse kendine kalp hastalığını yakıştırmamakta ve şikayetleri başka şeylere yorumlamaktadırlar. Böylece doktora gitmeyen ve kalp krizi geçiren hastalar çok büyük ölüm riski almaktadırlar. Bu dönemi sağ olarak atlatan hastalar ise tedavi için altın değerindeki ilk saatleri tedavisiz geçirerek tedavisi mümkün olmayan ve ömür boyu bunun acısını çekeceği ciddi kalıcı kalp hasarlarına maruz kalırlar.

    Koroner Yoğun Bakım Ünitelerinin önemi

    Kalp krizi geçiren hastalar mutlaka koroner bakım ünitelerinde takip ve tedavi edilmelidir. Burada sürekli kan basınçları, kalp atışları, EKG si takip edilen hastada oluşabilecek en küçük bozukluk anında tedavi edilebilir. Bu dönemde ölümlerin en büyük nedeni olan ölümcül ritim bozuklukları şok aleti ile kolayca tedavi edilebilir. Yetersiz kalp atışları veya kalbin durması halinde geçici kalp pili (pacemaker) takılarak hasta sağlığına kavuşturulabilir. Bu ünitede yapılan modern tedavilerle kalp hasarı azaltılabilir. İlk saatlerde kan pıhtısıyla tıkanmış damarın trombolitik tedavi (pıhtı erici tedavi) ile erkenden açılması sayesinde kalp hasarı en aza indirilebilir. Bu nedenle hastanın şikayetinin başlaması ile koroner bakım ünitesine yatması arasında geçen zaman çok önemlidir. Hasta ne kadar erken gelirse tıkalı kalp damarı o kadar erken açılır ve kalpteki kalıcı hasarda o kadar az olur. 6 saatten sonra gelen hastalarda kalpteki hasar en yüksek düzeydedir.

    Risk faktörlerine dikkat

    Kalp krizine neden olan bazı risk faktörleri belirlenmiştir. Sigara, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kanda kolesterol yüksekliği, yağlı beslenme, aşırı kilo, hareketsiz yaşam, sinirli kişilik yapısı, stres ve aile yakınlarında kalp hastalığı olması bu hastalık için risk oluşturmaktadır. Hastalığın gizli seyredip aniden ortaya çıkması nedeniyle bu hastalığı normal check-up programları ile tespit etmek mümkün değildir. Hastalığın erken tanısı ancak bir kardiyologun önerebileceği incelemeler sonrası konabilir. Bu nedenle, 40 yaş üzeri sağlıklı görünen ve yukarıdaki risk faktörlerinden 2 tanesini bulunduran özellikle erkeklerin kardiyolojik check-up yaptırması faydalıdır. Bunun yanında göğsünde rahatsızlık olan kişilerin erken dönemde bir kardiyologa görünmesi gerekir.

    Bir Kardiyoloji Check-up programında hangi testler yer alabilir?

    Nisa Hastanesi Kardiyoloji Ünitesi hastalarına aşağıdaki Kardiyoloji Check-up programını uyguluyor.

    * Kardiyolog muayenesi
    * EKG
    * Renkli doppler ekokardiyografi
    * Efor testi
    * Kan şekeri
    * Üre
    * Lipit profili
    * Trigliserit
    * Total kolesterol
    * HDL
    * LDL
    * VLDL
    FENERBAHCE

Sayfa 2/5 İlkİlk 12345 SonSon

Sistem Bilgileri

Bu sistem vBulletin® alt yapısına sahiptir!
Telif hakları, Jelsoft Enterprises Ltd'e aittir. Copyright © 2024

Uyarı

5651 Sayılı Kanun'un 4.cü maddesine göre üyeler yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Yer sağlayıcı olarak hizmet veren sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler ile ilgili iletişime geçilmesi halinde size dönüş yapacaktır.

gaziantep escort bayan gaziantep escort deneme bonusu veren siteler bahissitelerivip.com deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler mjsanaokulu.com Maltepe Escort deneme bonusu deneme bonusu veren siteler maltepe escort kartal escort ataşehir escort pendik escort ankara escort sincan escort eryaman escort bayan ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort eryaman escort ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort yetişkin sohbet kameralı sohbet aresbet casino siteleri Grandpashabet moldebet efesbet efesbet giriş getirbet efesbet deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2021 grandpashabet bahis siteleri bahis siteleri bonus veren siteler bahis siteleri canlı casino siteleri deneme bonusu En güvenilir bahis siteleri ankara olgun escort mimarsinanokullari.com