Adet kadınlara bir ceza mı? Bazı kitaplarda şöyle bir hurafe geçer: "Havva validemiz, Hz.Adem'i kandırdı, ona cennet meyvesinden yedirdi. Bu olay ikisininde cennetten çıkmasına sebep oldu. Bunun için Cenab-ı Hak adeti ve gebeliği Hz.Havva'ya bir ceza olarak verdi."
İslam, daha önce Yahudi ve Hristiyanların yapıştırdıkları lanetlik durumunu tamamen bertaraf etti. Adem Peygamberin cennetten çıkarılmasında her ikisinide sorumlu tuttu. İslam'da kadın kötülüklerin ve şeytani iğvaların kaynağı olarak görülmez. İslam'da Hz.Adem'i kadının baştan çıkardığına inanılmaz. İslam bu batıl düşünceleri tamamen yıkmıştır.
Cenab-ı Hak buyuruyor:

"Derken şeytan onların ayağını oradan kaydırdı. İçinde bulundukları cennetten çıkardı."(Bakara Suresi:36)
"Derken şeytan, birbirine kapalı ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara vesvese verdi ve: Rabbiniz size bu ağacı sırf melek olursunuz veya ebedî kalanlardan olursunuz diye yasakladı, dedi. Ve onlara: Ben gerçekten size öğüt verenlerdenim, diye yemin etti..Böylece onları hile ile aldattı. Ağacın meyvesini tattıklarında ayıp yerleri kendilerine göründü. Ve cennet yapraklarından üzerlerini örtmeye başladılar. Rableri onlara: Ben size o ağacı yasaklamadım mı ve şeytan size apaçık bir düşmandır, demedim mi? diye nidâ etti. (Adem ile eşi) dediler ki: Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz. Allah: Birbirinize düşman olarak inin! Sizin için yeryüzünde bir süreye kadaryerleşme ve faydalanma vardır, buyurdu. " (Araf suresi :20-24)
"Derken şeytan onun aklını karıştırıp "Ey Adem! dedi, sana ebedîlik ağacını ve sonu gelmez bir saltanatı göstereyim mi? Nihayet ondan yediler. Bunun üzerine kendilerine ayıp yerleri göründü. Üstlerini cennet yaprağı ile örtmeye çalıştılar. (Bu suretle) Âdem Rabbine âsi olup yolunu şaşırdı. Sonra Rabbi onu seçkin kıldı; tevbesini kabul etti ve doğru yola yöneltti." (Taha suresi 120-122)
Kur'an, yasaklanmış ağaçtan tatma suçunu Havva Anamıza yükleyen, kadınları hor ve hakir gören tüm anlayışları kökünden nehyeder.
Hadis-i Şerif'de belirtildiği gibi:
"Adet, Allah'ın Adem kızlarına taktir buyurduğu bir şeydir." Takdirdir, ceza değildir.

Kaynak:Büyük Kadın İlmihali, Rauf PEHLİVAN


Adet Kanaması Âdet kanaması; rahmin en iç tabakası olan endometriumun 27-28 gün süreyle, hormonların etkisi altında gelişip, dördüncü hafta sonunda hormonların kandan çekilmesiyle, bu gelişen tabakanın bozulup dökülmesi olayıdır.

Âdet kanı, genellikle kadını hamile olmadığının belirtisidir.

Âdet kanının içinde bol miktarda doku artığı vardır. Akyuvarlar bakımından oldukça zengindir.

Âdet kanında pıhtılaşma olmaz. İçinde bir takım enzim ve kimyasal maddelerin miktarı artmıştır.

Genel olarak 3-5 gün devam eder, 28 gün arayla yenilenir.

Akan kan yaklaşık 100 gram kadardır. Bu sulu kana; üreme yollarındaki akıntılar, bu yolun iç zarlarının döküntüleri ve yabancı mikroplar karıştığı için ağır bir koku verir. Bu yüzden kadının özellikle âdet günlerinde temizliğine dikkat etmesi gereklidir.


Kaynak: Hayız, Hamdi Döndüren, Şamil İslam Ansiklopedisi

Adet Kanının Renkleri ve Ayırıcı Nitelikleri Adet halindeki kadınlarda görülen kanların renkleri altıdır : kırmızı, sarı, toprak rengi, siyah, yeşil, kirlimsi. Bu akıntılar hepsi hayız müddetinde ise hepsi hayız kanıdır. Ta ki, safi beyaz renk görene kadar. Renk tesbitinde pamuk veya bez kaldırıldığında onda mevcut renge itibar olunur. Değişme haline bakılmaz. Çünkü kadının gördüğü beyaz bir akıntı, kuruduğunda sararabilir. Yahut kırmızı veya sarı kuruduunda farklı bir renk alabilir. Hayız müddetindeki kanların renklerinin hepside hayızı bildirir. Hayız bitiminde akıntının beyazlaşmasıyla hayız bitmiş olur.
Kırmızılık ve Siyahlık : İttifakla hayız kanıdır. [Linkleri Görebilmek için ÜYE Olmalısınız!Hemen ÜYE OL!] (r.a) kan görüyordu. Allah Resulu (s.a.v) O'na şöyle buyurdu:
"Eğer hayız kanı ise bu belli ve siyah renkte olur, böyle olursa namaz kılma, başka türlü olursa abdest al ve namaz kıl, çünkü o bir (çatlak) damardan gelmektedir."

Sarılık : Bazıları ipek kozası sarılığında, bazıları saman renginde, daha başkalrı ise sarı diş renginde olabilir. am bu hususta itibar edilecek renk: ilk görüldüğü andaki renktir.
Bulanıklık : Bulanık su renginde görülen kan demektir.
Toprak Rengi : Toprağa benzeyen rengine benzer, önce sarıdır sonra bu rengi alır.
Yeşilimtırak : Bir çeşit bulanık kandır. bu kanın rengini bozuk gıdalar değiştirir. daha çok yaşlı kadınlarda görülür.
Hayız kanının ayırıcı nitelikleri

-Katı olan ve pis kokan kan
-Sadece pis kokan, katı olmayan kan

-Sadece katı olan, pis kokmayan kan

-Hem katı olmayan hemde pis kokmayan kan
Kaynaklar:
1) Büyük Kadın İlmihali, Rauf PEHLİVAN, Gonca Yayınevi, 1993
2) İzahlı Kadın İlmihali, Asım Uysal, Mürşide Uysal, Uysal Yayınevi, 2001, 11.Baskı
3) En Geniş İslam İlmihali, Ali Fikri Yavuz, Çile Yayınevi, 1977


Adet kanı tam kesilmeden alınan boy abdesti

Bir hanım adet veya lohusalık kanları tam kesilmeden abdest veya boy abdesti alırsa bu geçerli olmaz.

Adet ve nifas olan kadınların abdest almaları müstehap değildir.

Çünkü bunların abdestsizlik durumlarına abdestin bir tesiri yoktur.

Kadının adeti kesildimi cünup gibi olur.


Adet sayılmayan kanlar -Adet görecek çağa gelmemiş kız çocuklarında görülen kan
-Adet halinin en az müddeti olan üç günden az gelen kan
-Adet halinin en çok müddeti olan on günden sonra gelen kan
-Hamilelik esnasında gelen kan
-Adetten kesimiş yaşlı kadından gelen kan
Kaynak: Büyük Kadın İlmihali, Rauf PEHLİVAN, Gonca Yayınevi, 1993

Adet Süresi
Hanefilere göre, hayızın en kısa süresi üç gün üç gecedir. Bundan azı özür kanı sayılır. "Ortası beş gün, en uzun sûresi ise on gün on gecedir. On günü geçen kanamalar özür sayılır. Dayandıkları delil şu hadistir: "Bekâr veya dul kadın için en kısa hayız süresi üç gün, en uzun süresi ise on gündür"


Şâfiî ve Hanbelilere göre, en kısa süre bir gün, bir gece, en uzun süresi ise, altı veya yedi gündür.

Mâlikiler, en az süre için bir sınır belirlemezken, en uzun süreyi kadının durumuna göre otuz güne kadar çıkarırlar .

Kaynak: Hayız, Hamdi Döndüren, Şamil İslam Ansiklopedisi

Adetli bir kadın
Adetli Bir Kadının Kestiği Yenilir mi?

Helal olması için hayvanı erkeğin kesmesi şart değildir. Hayvan kesmesini bilen kadınlarda kesebilirler. Hatta adet veya lohusa durumunda olan kadınlar bile kesebilir, kestikleri yenir. (1)
Adetli Bir Kadın Kur'ana Bakabilir mi?

Adet ve Lohusa durumunda veya cünup olan bir kimse okumadan, hecelemeden Kur'an-ı Kerime yalnız bakabilir, bu mekruh değildir. (1)
Adetli Bir Kadın Kur'an Dinliyebilir mi?

Adetli veya lohusa durumunda bulunan bir kadın, Kur'an-ı Kerimi tutmadan, okunan Kur'an'ı okuyarak takip etmeden, hecelemeden yalnız dinlemesi caizdir. Bu durumun sevap derecesini ancak Allah bilir.(1)
Adetli Kadın Kur'an Meali Okuyabilir mi?

Bu durumdaki bir kadın, Kur'an'a ve ayet yazılı bir şeye el süremez. Arapça dışında Farsça, Türkçe gibi bir dile yazılmış olan Kur'an mealini, tutmak haramdır. Onda Kur'an ahkamı yazılı olduğundan Kur'an hükmündedir. Eğer içinde ayet bulunmuyorsa Türkçe kitap okumalarında bir mahzur yoktur. Eğer kadın adet durumunu öğrenmek istiyorsa zarureten fıkıh kitaplarına da bakabilir. (1)

Adetli Bir Kadın Secde Ayeti Duyarsa

Adet veya lohusa durumunda olan bir kadın, namaz kılmakla mükellef olmadığı için secde kendisine vacip değildir. Cünup olan için bu böyle değildir. Cünup olan kimse, kadın olsun erkek olsun eğer secde ayetini duyarsa tilavet secdesi vacip olur. Temizlendikten sonra bu secdeyi yerine getirmeleri gerekir.(1)
Adetli Bir Kadın Namaz Vaktinde Ne Yapar?

Ülemâ: " Hayızlı kadının her namaz vakti için abdest alarak namaz yerinde o namazı kılacak kadar oturması, adetini unutmamak için tesbih ve tehlil (Lâ ilâhe illâllâh) ile meşgul olması [Linkleri Görebilmek için ÜYE Olmalısınız!Hemen ÜYE OL!]." demişlerdir. Bir rivayette: "bu kadına evvelce kıldığı namazların en güzelinin sevabı verilir." buyurulmuştur. (2)

Adetli Olan Kur'an Öğretmeni Olan Hanımsa Kadın Kur'an öğreticisi, hayız halinde, çocuklara kelime kelime öğretir ve kelimelerin arasını keser.

Hece hece Kur'an öğretmesinde de kerahet yoktur. (3)


Adetli Bir Kadın Mübarek Gecelerde Ne Yapar?

Kadınların namazsızlık halleri eğer Ramazan, kadir gecesi, bayram, kandil gibi şerefli ve kıymetli, müminlerin günahlarının bağışlanacağı ve derecelerinin yükseleceği mübarek vakit ve zamanlara rastlıyacak olursa, o mümin ve müslüman kadınların kalblerindeki niyetlerine göre "Her kişiye, muhakkakniyetinin hakkı verilir" hadis-i şerfleri gereğince, o hayırlı günleri ve geceleri ibadetle geçirmek niyetinde idiyseler, şüphesiz ki, o mübarek ve güzel günlerin ve gecelerin rahmet ve bereketlerinden nasiplerini hem de eksiksiz olarak alacaklardır. Çünkü kadınların bu namazsızlık halleri, ellerinde olmayan bir özür kabilinden olduğu ve kendi istekleriyle olmadığı için mahrum olmalarını gerektirmez. Niyet, söz ve amelden hayırlıdır; çünkü söz ve amele gösteriş karışabilir, fakat niyete hiçbir şey karışamaz. (4)