Çocuklar ve Ergenler Neden Yalan Söyler?


Yalan söyleme gerçek olmayan duygu ve düşüncelerin sanki varmışçasına anlatılmasıdır. Çocukların eğitiminde uygun tutumlar sergilenmediğinde ve yapılan hatalar neticesinde ağır gelen cezalar çocuğu daha çok suça yöneltebileceği gibi yalan’a da sürükleyecektir. Yalan söylemek bir davranış bozukluğudur. Ancak çocuklarda durum farklıdır. Çocuklar 5 yaşından önce gerçeği ayırt edemeyebilir uydurabilir olmamış olayları olmuş gibi anlatabilir ya da olayları abartılı anlatabilir. Böyle bir durumda çocuğun söyledikleri yanlış değerlendirilmemeli ve hiçbir zaman yalan olarak algılanmamalıdır. Çünkü gerçeklere sadık kalma davranışı bu yaş döneminden sonra gelişmektedir. İlkokul çağında bu durum sona erer paniklemeden bunun gelişiminin bir parçası olarak düşünüp değerlendirmek gerekir. Ancak yalan söylemeye devam ediyorsa sorunların ya da stres unsurlarının neler olabileceği konusunda ebeveynler dikkatli olmalıdır. 5 yaşından sonra devam eden “yalan” bir davranış bozukluğudur. Buna alt ıslatma kekeleme tırnak yeme saldırganlık içe kapanıklık gibi davranışlar da eklenmişse durum oldukça ciddidir. Çocuklar bazen anne-babalarını ya da yakın çevresindeki insanları taklit ederek yalan söylemeyi kolaylıkla öğrenebilirler. Yalan söylememek konusunda iyi birer örnek olabilmek gerekir. Çocuklar bazen de ilgi çekmek için yalan söyleyebilir. Her çocuk takdir edilmek beğenilmek ister ve ilk olarak bunu ailesinden bekler. Sevgisizlikten ve ilgi yoksunluğundan kaynaklanan sorunlardan ötürü çocuk her ne pahasına olursa olsun ilgiyi kendi üzerine çekmek için yalan söyleyebilir. Sevildiğini ve yeterli ilgi görmediğini düşünen çocuklar saldırgan bir kişilik yapısı geliştirebilirler. Çocuklar bilerek ya da isteyerek başarısızlığa razı olmak istemezler. Okuldaki başarısızlık çocukları rahatsız eder ve duyduğu rahatsızlığı ailesiyle paylaşamazsa bunu gizlemek için yalana başvurabilir. Hiperaktif çocuklar da başarısızlıklarını gizlemek ve güven kazanmak için yalan söyleyebilir. Hiperaktivite dikkat eksikliği gibi birtakım sebeplerden dolayı özellikle okulda dikkatini uzun süre toplayamayan çocuk anlatılanları aklında tutamaz ev ¤¤¤¤lerini yapamaz ya da öğretmenlerini ve arkadaşlarını rahatsız edecek davranışlarda bulunabilir. Bu durumda çocuğu tembellikle ya da başarısızlıkla suçlamamak gerekir ve mutlaka tedavi edilmelidir. Devamlı suçlanan kendisini savunamayan ve kıyaslanan çocuklar bir anlamda cezalandırılmıştır. Çocuk yanlış yaptığında doğru ve dürüst davransa dahi cezalandırıldığında cezadan kaçmak için yalan söyleyebilir. Eğer çocuk sınavından düşük not almışsa “Yinemi düşük not aldın ne zaman çalışmaya başlayacaksın?” gibi suçlamalarla karşı karşıya kalırsa bir dahaki sefere zayıf aldığında doğruyu söylemeyecektir. Sosyo-ekonomik durumu düşük olan ailelerde çocukların yalan söylemesi mümkündür. Çocuklar birbirlerinin sahip olduklarını kıskanabilir imrenebilirler. Hiç bisikleti olmayan bir çocuk bisikletim var diye yalan söyleyebilir. Kardeş kıskançlığından dolayı anne ve babayı cezalandırmak için yalan söyleyebilir. Kendi çıkarlarına uygun düştüğünde de çocuk yalan söylemekten kaçınmayacaktır. Zekâ düzeyi düşük olan çocuklar gerçeğe aykırı yalan söylerler. Patolojik olarak yalan söyleyen çocuk çıkar peşinde değildir. Olmayan şeyleri anlatmak olanları da abartmak ve çevresini şaşkınlığa uğratmak hoşuna gider.
Gençler ergenlik döneminde bağımsızlığını ortaya koyabilme çabasındayken kaçamaklar yanıtlar ile gerçeğin tamamını söylememe eğilimindedirler. Çünkü anne ve babalarına hesap verme yaşlarının geçtiğini düşünürler. Gerçeği söyledikleri zaman engellenebilir ya da en azından yapacaklarının bir kısmı onaylanmayabilir. Dolayısıyla gerçeği söylemek yerine yalan söylemeyi tercih edeceklerdir. Gençlerin ne kadar çok problemi varsa sorunlarına çözüm bulabilmek için o kadar yalan söyleyebilirler.
Çocuk eğitiminde özenle davranmak gerekir. Henüz düşünce mekanizması yeni oluşan çocukların yaptıkları hatalar sonucunda kaldıramayacağı cezaların ağırlığı altında suçunu kestiremeyecek ve hayatında korku hâkim olacaktır. Bir çocuk yalan söylüyorsa ya elinden sevdiği bir şeyin alınmasından ya da ceza verilmesinden korkuyordur. Çocukların hataları ve yanlışları sonucunda onlara taşıyamayacağı cezalar verilmemelidir. Suç ve ceza eşit derecede verildiğinde çocuklar doğru ile yanlışı kolayca ayırt edebilecek ve yine yalana başvurmayacaktır. Dolayısıyla korkmaması gereken yerde kendine güvenecektir. Çocukların hafızaları ne verilirse anında kaydeder; bu sebeple örnek olacak davranışlarla iyi olanı öğrenmelerini sağlamak gerekir.