Adımı anımsa…

Adımı …

Bir soru gibi kalsın aklında…

Adımı anımsa…

Kovalandıkça güzelleşen adın…Tunç kafiyeli günler….

Yasakların çekiciliği mi sevgilinin kırgın sesini okşama isteği.. Bütün gece yanında yatıp tene karışmamış olmanın masumiyeti belki de..

Artık gitme vakti ..

Sürgünlüğüm üstüme çöktü sabahın aç serçeli bir saatinde..

Keşke bu kadar deli dalaşmaların olmasaydı dilim dolaşmayacaktıgücüm tükenmeyecekti..

Ben gecenin bilmem hangi vakti kendi olmuş kendine ağlamış ucuz bir şarap şişesiyim..

Anları bir postacı kayıtsızlığıyla dağıtma aklına düştükçe…

Sen kimin hançerisin sırtımdaki? Ben çırağın olaydım yanında..Hem ardında hem önünde dolanırhayranlaşır;seni geçemezseni geçmezseni geçmeyi hiç istemezdim.

Bizim olan bir geçmiş anımsa ..Elimize gömülen ateşler…

Yüzümün bir yanı kan bir yanı şiir…Anımsayışın gözlerimdeki haritasız yolculukları…

Nasıl bir masalın kirpiğinde sabahladım..Ağarmayan sabahlar sonra….Tik tak tik tak…

Sözcükler tamamlanmadı. Tanrının izi bile kalmadı yakarışlarımda..

Adımı anımsa…

Adın olsaydım anımsar mıydın?

Benim kim olduğumu söylemiştin. Niye?

Kendimde unuttuğum ötekim. Dikili gözlerim gözlerine.. Sökerken beni ucunu bıraktın bende. Alıp götüren incecik bir iplik..

Adının fazlasıyım…

Adın eksildi benden…

Ben eksildim senden…

Ben gidiyorum diyebilir miyim? Sesim söyler mi gideceğini?

Artık gitme vakti…

Alaattin’in cini nereye gidiyor bilen var mı?

Yaşam kulaklarımda bitti önce.. Kalplere zamansız bastıran hüzün akşamları…Niyeli sorularım ne zaman karşılıksız oldu ?

Adım kime yanıt olacak ki.. Sorular sığmayan gözlerim kime yanıt olacak?

Silindikçe adım hangi deliye çıkacak?

Kaşlarının arasından çıkan eski bir kavga artığı çırpınıyor ardında..

Sözcükler taraf tutmazmış..Niyetin boynumu kırmaksa ben nergis olur boynumu bükerim..

Adına kendi canımı bağışlıyorum kerelerce.

Çarmıhtayım..Herkes taş atıyor..Sense gül..Kanıyor yaralarımayağının toprağına karışıyorum..