porno escort diyarbakır iskenderun escort
Sayfa 2/5 İlkİlk 12345 SonSon
44 sonuçtan 11 ile 20 arası

Konu: Sezai Karakoç Şiirleri

  1. #11
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Sezai Karakoç - Donuk Aşk

    Yine akşam oldu,
    Yalnızlık omuzlarıma çivisini çaktı yine,
    Uzaklık aynı gerçi,
    Heryerdeyken olan uzaklığın pek değişmedi,
    Yine akşam oldu orda olduğu gibi,
    Görebiliyorum seni burdan da,
    Aynısıydı ordayken de,
    Uzaklıktan korkmuyorum belki de,
    Orada da aynıydı uzaklık gerçi
    Donuklaşmış oldu artık bu,
    Bir o kadar da hüzünlü romanlar gibi,
    Galiba ben baştan kaybetmişim,
    Belki de ben baştan kazanmışım, insanlık kaybetmiş...


  2. #12
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Sezai Karakoç - Hızırla Kırk Saat

    Ey yeşil sarıklı ulu hocalar bunu bana öğretmediniz
    Bu kesik dansa karşı bana bir şey öğretmediniz
    Kadının üstün olduğu ama mutlu olmadığı
    Günlere geldim bunu bana öğretmediniz
    Hükümdarın hükümdarlığı için halka yalvardığı
    Ama yine de eşsiz zulümler işlediği vakitlere erdim
    Bunu bana söylemediniz
    İnsanlar havada uçtu ama yerde öldüler
    Bunu bana öğretmediniz
    Kardeşim İbrahim bana mermer putları
    Nasıl devireceğimi öğretmişti
    Ben de gün geçmez ki birini patlatmayayım
    Ama siz kağıttakileri ve kelimelerdekini ve sözlerdekini
    nasıl sileceğimi öğretmediniz

    Bir kentten daha geçtim
    Buğdayları yakıyorlardı
    Yedikleri pirinçti
    Birbirlerine açılan borular gibi üfürüyorlardı
    Sonra birbirlerinden borular gibi çıkıyorlardı
    Pirinçler gibi çoğalıyorlardı
    Atlarını yalnız atlarını cana yakın buldum
    Öpüp çıkıp gittim yelelerini


  3. #13
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Sezai Karakoç - İlk

    Yanlış trenden indin seni şehrin aynasından geçirdiler
    Sana baktım yıllarca hep ayni özlem penceresinden
    Yürüyen ve kaçan yalın ve çocuksu özlem penceresinden
    Denize karşı küçüle küçüle giden evleri
    İnce ince karşılardın olağan karşılardın
    Şen dünya içinde şen dünya içinde bir avuç şen dünyaydın sen

    Bahar bilgisi güneş rengi at soluğu ve sen
    Seni çağırıyorum geç gel ağlayan son bâkireler içinden
    Kadınlar taş heykeller gibi gelip geçer sarı kayalardan
    Hangisine baksam sen kımıldar sen seslenirsin içerlerden
    Çekil karşımdan sultanı cariyelerde aramak körlüğü diyorum
    Körlük güneşe ve gözlerime doğru gelen

    Sen bir el uzanışıyla aydınlanan yeni ay mısın
    Geyik resimleriyle kabarık her köşen
    Geyik derisinde akan ilk nehir
    Bir el uzanışıyla
    İlk sokağın ağzında kaybolursan ağlıyacağım
    Leylâklarla akrepler gözlerine bakıp insan olurlarsa
    Çocuk cennetinde günahların ilkini sen işliyorsun demektir Suna
    Parlayan denizler gürültüsüz şiirler kapanan kapılar sana gök taşlarını getiriyorlar

    Seni sayıklıyor
    Denemesi yanlış yapılmış ilk ok


  4. #14
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Sezai Karakoç - İnci Dakikaları

    Sen bana yeni yılsın her dakika
    Her dakika bir yaşıma daha giriyorum

    Sen benim üstüne titrediğim güzel ve yeni
    Saatim kadar saadetimin gözbebeği zamansın
    Ben bin parçaya bölündüm her parçasında
    Her parçasındayım kırkayak sesli boğuk arkadaşlığın
    Çalkantısız Üniversitenin yalnızlığın ve ağlamanın
    Erkek ağlar mı diyeceksin
    Hayberin kapısı ağlar mı erkek ağlar mı
    Ben yel gibi erkekler ağlar diyorum
    Bir dakika ağlar yılbaşı dakikasında
    Daha gözlerimin gerçek yaşları belirmeden
    Ağlamak diye bir şey yoktur diye bir şey
    Yüzme bilmeyen bir uyurgezer yüzer ya
    Çürük ve havada asılı tahtalar üstünde
    Hafif kedi ayaklarıyla yürür gerçekten yürür ya
    Sen benim ağlamamı erkeklığıme
    Uyanan ölmeyen yenilenen
    Azgın kışlar içinde keskin baharlar bulan
    Seni bulan yeniden bulan tekrar tekrar bulan erkekliğime say

    Bütün bir yıl bütün bir yaşama boyu
    Gizli heybelere binbir gece eşyası doldurduğuma say

    Ben otomobilleri böylesine yankısız sağır komam
    Öyle bir isyan şiiri var ki ben onu yakalayacağım
    Bu yunan şehrinin düzenini öper ve yalvarırım
    Şehrin ölümünü yanlış anlama
    Gözleri kör oldu doğrudur ama o kadar
    Ve şehrin gözlerini geri verme dakikalarıdır bu yılgın çanlar

    Senin odan günışığı en güzel müzik bana
    Farklılıklar odası
    Giden tren buharları içinde örümcek ağı
    Sen güzel örümcek ağı yaşamakla yaşamamak
    Doğduğumuz şüpheyle öldüğümüz şüphe arasına gerilmiş
    Garip bulut farklı müzik güzel örümcek ağı

    Ben bir yabancı buğunun kokusunu alıyorum
    Bu kokuyu alıyorsam onulmaz kıskançlık yaramdandır
    Benim garipliğime bakma benim kıskançlığıma bakma benim
    İncilerin ilk gerçek ve yeni yorumunu bulur gibi oluyorum
    Bu inciler denizlerin en karanlık noktalarında bile yoktur
    Benim ak ve kara kayalar içinde bulduğum inciler
    Bu inciler sen olmasan bende bile yoktur
    Oldukları yerde bile


  5. #15
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Sezai Karakoç - Kapalı Çarşı

    Kendi yastıklarına gölge salmasın
    Çocuklarının öpüşleri onlara anlat
    Onlara anlat yağmur karşılıklı yağar
    Ruhların içindeki müzikle karşılıklı
    Kapalı çarşı içinde bir sigara
    Bir keman kılıfı senin saçlarına sürünen yağ
    Onlara anlat kadınların gözlerinin içinden geçer
    Kapalı çarşı ve kapalı çarşıyı götüren saat

    Bir inci gerdanlık dumanları içinde kapkara
    Anlamağa başladığı ağır ve çekilmez kelimeler içinde dağ
    Senin resmin ince gerdanlığın siyah parlaklığı içinde ışıklı
    Işıklı ışıksız yandan ve önden ışıksız arkadan ve içten ışıklı
    Onlara anlat ki insan kelimelerden ve şiirden yaratılmadı
    Tüyler içinde gelen yeni dünya
    Bir sandalye kadar hür olduğu gün
    Sen cuma gününün hürriyet kadar kutsal olduğunu onlara anlat

    Benim aynamı küçültüp büyülten onlar
    Benim aynamı aynalıktan çıkaran
    Kapalı çarşılar içinde fikre ve gerçeğe
    Neler neler etti anlarsın onlar
    Şemsiyeler gibi
    Felaketlerin en şakacısına açılıveren onlar
    Kendi yastıklarına düşmesin
    Dostlarının kadınları üstündeki gölgesi onlara anlat
    Kapalı çarşılar içinde
    Aslanların ağaç kabuğuna yazdığı şiir
    Kapalı çarşı içerisinde
    Açık ve keskin yumuşak ve güzel Kur'an sesleri
    Kapalı çarşı içinde kapalı rüya çarşıları
    Kapalı çarşı içinde öfke ve af çarşıları

    Kapalı çarşıya gittiğin zaman
    Bir yangın sonrasının gazetelerini okudun
    Bir gazete uzun ve kul olmuş bir gazeteydi kapalı çarşı
    Mavi gözlü bir gazete
    Kapalı çarşı içinde bulutların en senin olanı
    Sen bana kapalı çarşı
    Şüphesiz o kadar satılan ve alınanlar var ki
    Şüphesiz bir harita kırığı
    Bir yapma deniz parçasıyla kapalı kapalı çarşı

    Sen kapalı çarşılar üstüne yağmur yağanı
    Yağmurun iyi ve doğru yağmadığını onlara anlat


  6. #16
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Sezai Karakoç - Kar Şiiri

    Karın yağdığını görünce
    Kar tutan toprağı anlayacaksın
    Toprakta bir karış karı görünce
    Kar içinde yanan karı anlayacaksın

    Allah kar gibi gökten yağınca
    Karlar sıcak sıcak saçlarına değince
    Başını önüne eğince
    Benim bu şiirimi anlayacaksın

    Bu adam o adam gelip gider
    Senin ellerinde rüyam gelip geçer
    Her affın içinde bir intikam gelir gider
    Bu şiirimi anlayınca beni anlayacaksın

    Ben bu şiiri yazdım aşık çeşidi
    Öyle kar yağdı ki elim üşüdü
    Ruhum seni düşününce ışıdı
    Her şeyi beni anlayınca anlayacaksın


  7. #17
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Sezai Karakoç - Kara Yılan

    Güneşin yeni doğduğunu sana haber veriyorum
    Yağmurun hafifliğini toprağın ağırlığını
    Ve bütün varlığımla kara yılan seni çağırıyorum
    Seni çağırıyorum parmaklarımdan süt içmeye
    Pamuğun ağırlığını yapan dağın hafifliğini
    Sana haber veriyorum yeni doğduğunu güneşin

    Ben güneyli çocuk arkadaşım ben güneyli çocuk
    Günahlarım kadar ömrüm vardır
    Ağarmayan saçımı güneşe tutuyorum
    Saçlarımı acının elinde unutuyorum
    Parmaklarımdan süt içmeye çağırıyorum seni
    Ben güneyli çocuk arkadaşım ben güneyli çocuk

    Ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı
    Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum
    Gelmiş dayanmış demir kapısına sevdanın
    Ben yaşamıyor gibi yaşamıyor gibi yaşıyorum
    Ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum

    Seni süt içmeye çağırıyorum parmaklarımdan
    Kara yılan kara yılan kara yılan kara yılan


  8. #18
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Sezai Karakoç - Kav

    Otomobil birden çıkıyor yoldan
    Bir deniz kıyısında duruyor
    Büyü bıçağı koparıyor onu gri harmanili kayalardan
    Yalnız sırtlarından sezilen haçlı erleri kayalardan
    Kayalar kapatıyor onun arkasını som
    Düşünceyle şekerlendirilmeden
    Günse eriyor yön yön Van Gogh'su bir kırmızılık
    Kirazların ve güllerin tifoya kardeş çıkan rengi
    Kokuları bile kıpkırmızı olan güllerin
    Ve otomobilden inen sensin iki avcunda deniz
    Çevrene üşüşen zeytin ağaçları
    Arkandan inenler o kimlerdir ki avuçlarına gülüyor
    Oluşa gülüyorlar kuşlara çocuklara
    Ki senin ellerini görmek bir kurtuluştur çocuklara
    Sen yüzünde Akdeniz memnunluğu sen Truvalı Helen
    Sana gelmiş bütün yunanlılar atlı arabalarla
    Atlarla otomobillerle uçaklarla
    Bütün kiraz yangını çocukları andıktan sonra
    Evrenin akş******* döndünüz evlerin parmaklarına

    Almışsın üstüne örtücülüğünü siyah kahverenginin
    Ağaç gövdelerinin kavların rengini
    Tabiat seninle canlı ve yeni
    Tabiatı duruşun ve bakışınla verimlendirmişsin
    Ey geçmez gençliğin telâşsız sesi
    Sesinle ölümü ürkütmüş terletmişsin
    Bir piknik yer altı gençliğine gözlerin
    Saçların bir başlangıç eski zaman leylâklarına
    Bir vakit gelse ki kapansam ayaklarına
    Geçen zamanı yanlış bir rüya gibi yorumlasam
    Resmini yunanlılardan kalma kayalara oysam
    Gitsem Bergama Tiyatrosunda seslensem ismini
    Benimle birlikte tabiat çağırsa seni
    Eski çağ çağırsa seni
    Yeni çağ çağırsa seni
    Her piknik gezintisinde yaptıkları gibi
    Çiçek kuş arı ve mavi gökte güneş
    Seninle donanırlar çocuk oyunlarında dağ düğünlerinde
    Ve kayalar ilk olarak atalardan arınmış
    Büyümüş denizden gelen sabırsız seslerle
    Sonbahar papirüslerini birer birer atmış
    Kentse yüzyıllarca ilerde ve ötede
    Sen halk ve çocuklar ve bir portatif çadır
    Ve kalakalmış bir oto uçurum kenarında
    Hafta içi gel gitleri denizde kanayıp ıslanış
    Güneş sevinçli yaşlarla kararmış
    Tabiatla konuşmaya başlarsın bardakların derinliğinde

    Çin çay bardaklarının
    Birbirinizi yitirirsiniz tabiatın sisinde
    Biriniz Kafdağında biriniz Çinseddinde
    Deniz yüreğinizin telâşsızlığından aydınlığını emer de
    Akşamın üstüne boşanır yanar beyaz gecelerde
    İyot kokulu yalnızlık panayırlarında
    Ben bir peri masalı gibi anılırım o anda
    Gelip geçen bir nöbet gibi o anda orada
    Saçılan eşya toplanır otomobil çalıştırılır dönüş başlar
    Tabiatla son alışverişi yapar çocuklar
    Deniz yavaş yavaş siyah bir kabuk bağlar
    Çayırlar üzerinde soğan yumurta kabukları büzülmüş kâğıtlar
    Sende kadınlığın o sonsuz gülümsemesi ve toparlanışı var
    Gözler hep arkadadır acaba unutulan bir şey mi var
    Mutlaka unutulan bir şey var
    Gün bir bomba gibi düşer ve batar
    Arkaya son bir göz atılır otomobile doluşulur
    Şimdi sizi tabiattan koparan geri alan bir asfalt
    Şehrin düşüncelerini yayınlayan kalorifer bacaları
    Oraya buraya koşuşan insanlar
    Ve bütün ışıklar yanar


  9. #19
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Sezai Karakoç - Kervan

    Mecnun bu olgunluk yıllarında
    Koştu kervandan kervana
    Hizmet ederek insanlara
    Erdi teselli pınarına
    Zamanı hatıraya karşı kullandı
    Aşka karşı hakikatle donandı
    Şefkat merhamet ve hakikat
    Aşka karşı aşkla birlik silah ve at
    Ve Tanrı'nın saltanatı tek saltanat
    Bu görüşle karışıp insanlara
    Buldu çoklukta tek bir manzara
    Her işin sonu başı Tanrı
    Alınyazımızın heykeltraşı Tanrı
    Tek var olan O...gerisi gölgeler

    Sabah uyanıp karşılamak yeniyi
    Ufuklara bakıp beklemek yeniyi
    Kudüs'ü gördü Şam'a vardı
    Biri güneşin parça oluşu
    Biri aydan düşmüş bir mezardı
    Biri selvi biri çınardı
    Biri ayna biri duvardı
    Kervanları şehirlere şehirleri kervanlara
    Çevirerek içinde sürüp gitti bu macera
    Eşyada alevlenip alevlenip sönüş
    Dolaşıp dolaşıp Tanrı'ya dönüş

    Tenha kaldığıan çadırlarda
    Kalbine inerdi bal rengi bir levha
    Yeni bir yazı çözmeğe uğraşırdı
    İnsanlara kapalı harflerdi savaştığı

    Bir gün Leyla'nın evlendiğini duydu
    İçinde bir ses dedi: ne acı düğün bu
    Başkaldırdı bu sese: hayır hayır dediKendine, şeytana karşı haykır dedi
    Lekeleri gitti lekelenmez ismin
    Öyleyse alkış tut öyleyse Mecnun sevin
    Geceler, yıldızlar, yakın yıldızlar
    Toplanın Leyla'nın oraya yıldızlar
    Saçın saçına çiçekler yıldızlar
    Benden bir şimşek çizin havaya
    Bir dokunur dokunmaz gibi bir esiş gibi
    İyilik dileklerimi bırakın yıldızlar
    Böyle düşünüp sevinme ve üzülme arasında
    Günlerce düğünün akında kabusun karasında
    Zorladı ölümle hayatın sınırlarını
    Bir uçtan bir uca var ve yok olmanın sırlarını

    Annenin ölümü babanın ölümü
    En kara haberler düğümü
    Geldi gitti yıktı Mecnun'u
    Aylarca bilinmezle pençeletti O'nu
    Bir kez bir kez daha vurdu yere
    Tunçlaştı çelikleşti Kays işte böylece

    Ve alıştı bütün bu olanlara
    Yaz kış durgunluk ve fırtına
    Aynı varoluşun dönüşümleri
    Gün değişiminin aynadaki izdüşümleri
    Gibi bir etkiye dönüştü O'nda
    Böyle bir yoruma kavuştu sonda
    O ve Leyla aynı kadere susamaktalar
    Birlikte de olsalar ayrı da olsalar
    Aynı günün biri gecesi biri gündüzü
    Aynı alınyazısının cevheri ve yüzü
    Sevgi gözde değil gönüldedir
    Vücut değil ruhtur aşka kadir
    Hersey havada bir toz gibi döner durur da
    Yok olur sonunda Tanrı'nın varlığında
    Yaşamak Tanrı uğruna Tanrı içindir
    Geri ne varsa tahttan indir
    Ruh hürdür Tanrı sevgisiyle
    Bağlı değil zaman ve yer ilgisiyle
    Artık buluşmuşlardır Tanrı katında
    Bir yersizlik ve zamansızlık saltanatında
    Bir şey değişmez gelse de gelmese de Leyla
    Farketmez gitse de gitmesede Mecnun O'na


  10. #20
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Sezai Karakoç - Köpükten

    Portakal büyüsüdür yalayan seni beni
    Kentte başlarken gece horozun terk ettiği
    Bir kadını havlıyor taşıyor o ıssız köpekler ki
    Kırmızı bir karpuzun ortasından kesilen o köpekler ki
    Deniz mi dedin ne denizi
    Ben Kristof Kolomb'un uşağı değilim
    Ben ırmakçıyım denizci değilim
    Kulağımda ne bir aşk ne de bir kürek sesi
    Bir meydan uğultusu barbar bir inşaat sesi
    Bir kere kente girdin
    Bir kadını al onu yont yont anne olsun
    Her kadın acıma anıtı bir anne olsun
    Çocuklara açılan mavi kırmızı pencere anne
    Sen bu şehrin sokaklarından geç sonsuz pencerelerle
    Bir insanı al onu çöz çöz çocuk olsun
    Ve sonra yıpratılan ne
    Mavi bir alıkonan
    Bu köpekler neyi havlıyor hangi kadını
    Bu horozlar neyi ürperiyor çocukları mı
    Sabah ki marul ortası kırılan bir gemi direkte
    Vakit çiçek bozuğu bir akşam terkisi
    Bana ayrılan hangi Arap atının terkisi
    Hangi çadır düşüncesi ve çöl
    Bir mermerin rüzgârdaki savruluşu çöl
    Kadın giyeceklerinin kıvranışı kızılda
    Bir kırmızı biber salgını develer
    Yeter suyun anıtlaşması çelik çelik biatı

    Bir kere kente girdin
    Felçli kadın karyolaya bağlı Haliç
    Engenlik gençkızlık işletmesi karyola ki
    Bekâr bir ölümün fener alayı şöleni
    Azrailin boyuna bülûğa erdiği gerdeği girdiği
    Eleni Eleni karyolada düşünen kadın
    Yalnız ve som karyolada düşünen kadın
    Her erkeği papaz sanıp günah günah olarak çıkartan
    Her gece güneşi ısıran
    Köpekler neyi havlıyor hangi gülü
    Horozlar neyi ürperiyor savaşı mı
    Bir yumurta ortasında gece yarısı
    Sen ey şair ki ellerini kollarını çarmıha gerdin
    Ölüm ki tabiatüstü hayatların menaceri
    En yeni buluşu intihardır


Sayfa 2/5 İlkİlk 12345 SonSon

Sistem Bilgileri

Bu sistem vBulletin® alt yapısına sahiptir!
Telif hakları, Jelsoft Enterprises Ltd'e aittir. Copyright © 2024

Uyarı

5651 Sayılı Kanun'un 4.cü maddesine göre üyeler yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Yer sağlayıcı olarak hizmet veren sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler ile ilgili iletişime geçilmesi halinde size dönüş yapacaktır.

gaziantep escort bayan gaziantep escort deneme bonusu veren siteler bahissitelerivip.com deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler mjsanaokulu.com Maltepe Escort deneme bonusu deneme bonusu veren siteler maltepe escort kartal escort ataşehir escort pendik escort ankara escort sincan escort eryaman escort bayan ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort eryaman escort ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort yetişkin sohbet kameralı sohbet aresbet casino siteleri Grandpashabet moldebet efesbet efesbet giriş getirbet efesbet deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2021 grandpashabet bahis siteleri bahis siteleri bonus veren siteler bahis siteleri canlı casino siteleri deneme bonusu En güvenilir bahis siteleri ankara olgun escort mimarsinanokullari.com