YARGILAMA ŞARTLARI

1— Çeşitleri

Türk Ceza Muhakemesi Hukukunda yargılama şartları, sanığın hazır bulunması, sanığın akıl hastası olmaması, bekletici sorunun çözümü ve yasama dokunulmazlığının bulunmamasından ibarettir.
A— Sanığın Hazır Bulunması

Ceza davasının açılabilmesi için, sadece fiilin ve failin açık kimliğinin bilinmesi yeterlidir (m. 170 CMK). Sanığın hazır bulunmaması davanın açılmasına engel teşkil etmez. Sanık hazır olmadığında, kural olarak, yapılamayan yargılamadır (m. 193 CMK).

Kural olarak dediğimize göre, bunun istisnaları var demektir. Bu istisnalarını kanun üç grupta toplamıştır: 1) gaiplik (m.244-246), 2) sanığın yokluğu (m. 194,195,196,200,204 CMK), 3) kaçaklık (m. 247,248 CMK).

Meskeni bilinmeyen veya yabancı bir ülkede bulunup da yetkili mahkeme önüne getirilmesi olanaksız veya elverişsiz olan (kanunumuza göre, yapılan davetin sonuçsuz kalacağı kuvvetle anlaşılan) sanık gaip sayılır.

Gaiplik durumunda, kural olarak, kendisine ulaşılamayan bir sanık söz konusudur. Öyle ki, sanık, hakkında muhakeme yapılmakta olduğunu bile bilmeyebilir. Mahkemenin, daha yüzünü bile görmediği bir sanığı, onun gıyabında, savunmasız yargılayıp mahkûm etmesi kabul edilemez. Kanunumuzda da, kural olarak, gıyapta duruşma yapılamayacağı, böyle durumlarda delillerin muhafaza altına alınması muhakemesiyle yetinileceği açıklanmıştır (m.244 vd.CMK),
Sanığın yokluğu, gaiplikten oldukça farklı bir kavramdır. Gerçekten, gaiplikte, kendisine ulaşılamayan bir sanık vardır. Buna karşılık, yargılama makamları, kural olarak, sanık ile temasa geçebiliyor, ona ulaşabiliyorlarsa, bu durumda sanığın yokluğu söz konusudur. Kanunumuzda düzenlenmiş bulunan sanığın yokluğu durumları, 1) sanığın duruşma sırasında mahkemeden uzaklaşması (m.194 CMK), 2) sanık gelmese de duruşma yapılabilen durumlar (m. 195 CMK), 3) sanığın duruşmadan vareste tutulması (m. 196 CMK), 4) sorgu sırasında sanığın mahkemeden çıkarılabileceği durumlar (m. 200CMK) ve nihayet 5) sanığın duruşmanın inzibatını bozmasıdır (m. 204 CMK).

Bu sayılan sanığın yokluğu durumlarında tüm aranan şartlar gerçekleşmiş olsa bile, mahkemenin sanığın yokluğunda muhakeme yapması mecburi değildir. Buna karşılık, şartlardan birinin gerçekleşmemesi durumunda mahkeme sanığın yokluğunda yargılama yapmamaya mecburdur.
Sanık hazır olmadan yargılama yapılamaması kuralına gaiplik ve sanığın yokluğundan başka kaçaklık da istisna getirmektedir. Mahkeme tarafından kendisine ulaşılamayan, hakkında yapılmakta olduğunu bildiği muhakemenin sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla bilerek böyle bir durum yaratan ve bu nedenle yurt içinde saklanan veya yabancı bir ülkede bulunan kişiye kaçak denir.
Kaçaklığın gaiplikten farklı tarafları şunlardır:
1. Gaiplikte sayılır denmek suretiyle bir varsayımdan hareket edilirken, kaçaklıkta gerçek esas alınmaktadır.
2. Gaiplikte, kural olarak, bilinçli bir durum söz konusu değilken, kaçaklık durumunda sanık bunu her zaman bilinçli olarak, bilerek, isteyerek gerçekleştirmektedir. Belki de gaipliği kaçaklıktan ayıran en önemli kriter budur. Kaçaklık ile sanığın yokluğu durumlarını birbirinden ayırmak daha kolaydır. Kaçaklıkta, gaiplikte olduğu gibi kendisine ulaşılamayan bir sanık söz konusudur, sanığın yokluğu durumunda ise, kural olarak, sanık ile temas kurmak her zaman mümkündür.
CMK m. 247'e göre, hakkındaki kovuşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yurt içinde saklanan veya yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle mahkeme tarafından kendisine ulaşılamayan kişiye kaçak denir. Kaçak sanık hakkında kovuşturma yapılabilir. Ancak, daha önce sorgusu yapılmamış ise, mahkûmiyet kararı verilemez. Duruşma yapılan hâllerde kaçak sanığın müdafii yoksa, mahkeme barodan bir avukat görevlendirilmesini ister.
B— Sanığın Akıl Hastası Olmaması

Suç işledikten sonra akıl hastalığına tutulan sanık hakkında dava açılır; bu durumda, kural olarak, yapılamayan yargılamadır. Akıl hastalığının yargılamaya engel olabilmesi için iki koşulun gerçekleşmesi aranır:

1) Hastalığın suç işledikten sonra ortaya çıkması. Suçun işlenmesi sırasında akıl hastası olanlar hakkında TCK m. 32 uygulanır.
2) Hastalığın savunmanın esaslı bir şekilde yapılmasına engel teşkil etmesi. Mahkeme, tereddüt halinde, akıl hastalığının savunmaya engel teşkil edip etmeyeceği hususunda bilirkişiye müracaat etmelidir.

Yukarıda iki şartın gerçekleştiği durumlarda, yargılamaya engel bir akıl hastalığına tutulan sanık hakkında, yargılamanın başlayacağı ana kadar toplanan deliller beraat kararı verilmesini gerektiriyorsa, durma kararı değil, derhal beraat kararı verilecektir (m. 223/9 CMK).
C— Bekletici Sorunun Çözümü

Ceza mahkemesinin, ceza muhakemesi sırasında, kendi uzmanlığı dışında bir sorun ile karşılaşması ve yargılamakta olduğu uyuşmazlık hakkında karar verebilmek için, o sorun hakkında yetkili uzman mahkemenin kararını beklemesi durumunda ortada bekletici sorun vardır denir. CMK m. 218'e göre, yüklenen suçun ispatı, ceza mahkemelerinden başka bir mahkemenin görev alanına giren bir sorunun çözümüne bağlı ise; ceza mahkemesi bu sorunla ilgili olarak da bu Kanun hükümlerine göre karar verebilir. Ancak, bu sorunla ilgili olarak görevli mahkemede dava açılması veya açılmış davanın sonuçlanması ile ilgili olarak bekletici sorun kararı verebilir. Kovuşturma evresinde mağdur veya sanığın yaşının ceza hükümleri bakımından tespitiyle ilgili bir sorunla karşılaşılması halinde; mahkeme, ilgili kanunda belirlenen usule göre bu sorunu çözerek hükmünü verir.
D– Geçici Yasama Dokunulmazlığının Bulunmaması

Anayasanın 83. m. sine göre, seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.
GEÇİCİ YASAMA DOKUNULMAZLIĞININ kabul edilmesinin nedeni, bu dokunulmazlığa sahip olanların görevlerini ENGELLENMEDEN yapabilmelerini sağlamaktır.

O halde, savcı, geçici yasama dokunulmazlığının söz konusu olması durumunda, kovuşturma mecburiyeti gereğince DERHAL hazırlık soruşturmasına başlayarak, SANIĞIN BEYANLARI dışında bütün delilleri toplayacak, YAKALAMA TUTUKLAMA ve SORGU dışında olup da yapılmasına gerek duyulan bütün ceza muhakemesi işlemlerini yapacak, bu şekilde yapılan hazırlık soruşturması neticesinde suç şüphelerinin kuvvetlenmesi durumunda kamu davası açacaktır. Kamu davasının açılması üzerine mahkeme DURMA KARARI verecektir. Çünkü, KAMU DAVASININ AÇILMASINA ENGEL OLMAYAN geçici yasama dokunulmazlığı YARGILAMA YAPILMASINA ENGELDİR. Bunun yapılabilmesi, MECLİSİN KARARINA veya milletvekilliği sıfatının sona ermesine bağlıdır.

Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimlerden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14. maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak, bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne bildirmek zorundadır (m. 83/2 AY). Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi hakkında, seçimden önce veya sonra verilmiş bir ceza hükmünün yerine getirilmesi, üyelik sıfatının sona ermesine bırakılır; üyelik süresince zamanaşımı işlemez (m. 83/3 AY). Tekrar seçilen milletvekili hakkında soruşturma ve kovuşturma, Meclisin yeniden dokunulmazlığını kaldırmasına bağlıdır (m. 83/4 AY).