Kerbelâ 'da İmam Hüseyin

Muhammed'in sancağı elinde
Tutar Kerbelâ'da imam Hüseyin
Allah Allah deyip, Şah'in narasın
Atar Kerbelâ'da İmam Hüseyin

Oklar deymiş, bedenine serine
Kılınç deymiş bedenin her yerine
kanlı yezitleri biri birine
Katar Kerbelâ'da îmam Hüseyin

Akar gözlerinden yaşlar sel gibi
Sürer Zülcenah'ı esen yel gibi
Her yıl Muharrem'de kızıl gül gibi
Biter Kerbelâ'da İmam Hüseyin

Vücudu belendi kızıl kanlara
Pir seçildi erenlere canlara
Şefaat etmek için inananlara
Yeter Kerbelâ'da İmam Hüseyin

Dağlar seda verir ahu zarıma
Özüm çektim ol pirimin darına
Çekdiği acılar her gün bağrıma
Batar Kerbelâ'da İmam Hüseyin

Hak emrine boyun bükdüklerinden
Gözlerinden yaşlar dökdüklerînden
Bütün nebiylcrin çekdiklerînden
Beter Kerbelâ'da İmam Hüseyin

Ağlarım, ağlarım göz yaşım silip
Derdini paylaşsam o dostu bulup
Her gün gözlerimin önüne gelip
Tüter Kerbelâ'da İmam Hüseyin

Komşu yapdı, erenleri kırkları
Zaten bir birinden yokdur farkları
Boğazına düğümlenen hıçkırıkları
Yutar Kerbelâ'da İmam Hüseyin

Mekân kurdu Kerbelâ'nin çölünde
Göğüs gerdi bin bir türlü zulüme
Bülbül olup konmuş cennet gülüne
Öter Kerbelâ'da İmam Hüseyin

Kanlı Yezit sarmış dört bir yanını
Oluk oluk akıttılar kanını
Hak askına sevenlerle canını
Satar Kerbelâ'da İmam Hüseyin

ALİ SEFA der ki, Şahım Şahına
Kurban olam yere dökülen kanına
Yetmiş üç masumu almış yanına
Yatar Kerbelâ'da İmam Hüseyin