GÜL




Gül (Rosa sp.)….. Belki de üzerinde en fazla siirlerin, sarkilarin, hikayelerin söylendigi cicek. Bazen mutluluklarin, bazen kara sevdalarin, bazen de hasretin ve ayriligin simgesi.Hic de kolay olmamis gülün yaratilisi…

Derler ki “Tanrilar hicbir cicegi yaratirken bu kadar zorlanmadilar” Mitolojiye göre ciceklerin tanricasi Khloris essiz bir cicek yaratmak istemis. Bir gün agaclarin arasinda bir perinin cansiz bedenini bulmus ve onu cicege dönüstürmüs. Fakat istedigi kadar güzel degilmiş bu cicek. Diger Tanrilardan kendisine yardim etmelerini istemis. Ask tanricasi Afrodit, güzellik vermis cicege ve sarap tanrisi Dionysus da güzel koksun diye balözü armagan etmiş. Bati rüzgarı tanrisi Zephyrus bulutlari uzaklaştirmis cicegin uzerinden. Günes tanrisi Apollon günesi iyice parlatmis ki yapraklarini acabilsin ve canlasin diye…

O gün bu gündür sevgiliden sevgiliye dolaşmis gül. Kaprisli Kleopatra’yi, naz eden Şirin’i, Keloğlan’ı küçük gören peri padisahinin kizini bastan cikarmis. Bosuna dememisler o “Ciceklerin Kralicesi” diye…