Antalyalı iş adamı Talip Küner, Antalyaspor Yönetimine suçlamada bulundu.

Talip Küner, yaptığı yazılı açıklamada, son zamanlarda Antalyaspor yönetimi tarafından şahsını, şirketlerini ve ailesini hedef alan basın açıklamaları yapıldığını belirterek, bunları hayret ve üzüntüyle izlediğini kaydetti.

Antalyaspor camiasına, geçmişteki yöneticilerine ve bugün yönetimde bulunan yakından tanıdığı bazı dostlarına saygısı nedeniyle bugüne kadar açıklamalar karşısında sessiz kaldığını dile getiren Küner, 31 Aralık 2009'da yönetim kurulu üyelerinden Ali Yılmaz'ın imzasıyla yapılan basın açıklamasının, sessizliğinin yanlış anlaşıldığını gösterdiğini ifade etti.

''TEŞEKKÜR BİLE EDİLMEDİ'' İDDİASI

Antalyaspor'a senelerdir hiçbir beklenti içinde olmadan ve şart koşmadan milyonlarca lira borç ve bağış yardımında bulunduğunu kaydeden Küner, bunun karşılığında ne Antalyaspor'dan ne de kentteki herhangi bir kurumdan yardım veya çıkar talep etmediğini bildirdi. Küner, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

''Bütün yardımlarımız karşılığında Antalyaspor yöneticilerinden bir kez olsun, ne bir kuru teşekkür, ne bir bayram tebriği, ne de bir nezaket ziyareti almamış olmanın ötesinde, bir de kamuoyu önünde sürekli yıpratılmaya çalışılmam, mevcut yönetimin ahlaki ve insani değerlerini sorgulama gereği doğurmuştur.

Özellikle, konuyla hiçbir ilgisi olmayan babamın dahi ismi zikredilmek suretiyle bu rezilliğin içine çekilmeye çalışılması, basın açıklamasının altında imzası olanların emellerine işaret etmektedir.
Ben ve ailem, elimizden geldiğince yapmaya çalıştığımız her türlü yardımı sessiz, sedasız ve gizlice yapmayı adet edinmişizdir. Bu sebeptendir ki; bugüne kadar Antalyaspor'a verdiğimiz desteği hiçbir zaman kağıda dökmedik. Ancak bunun karşılığında yalan ve iftiralarla dolu basın açıklamaları ile çirkin emel ve fikirlerini kağıda dökenleri şiddetle kınıyoruz.''

GEÇEN YIL DA BORÇ VERMİŞ

Küner, 2007 yılının Mart ayında, dönemin başkanı Sedat Peker tarafından kulüp ihtiyacı için 80 bin Avro borç talep edildiğini ve karşılığında iki ay vadeli çek verildiğini, vadesinde ödenmemesine rağmen herhangi bir kanuni işlem yapılmadığını, Antalyaspor'un bankalar nezdindeki itibarının zedelenmemesi için de çeke 'karşılıksızdır' kaydı yazdırılmadığını ifade etti.

Verilen sözler doğrultusunda alacağının vadesinin sürekli ertelendiğini belirten Küner, bu arada bağış ve borç olarak kulübe finansman sağlanmaya devam ettiklerine dikkati çekti. Küner, Şubat 2009'da Hasan Akıncı yönetimindeki kulübe de 950 bin TL borç verildiğini iddia etti. İki yılı aşkın süredir ödenmeyen alacakla ilgili icra takibinin Ali Yılmaz'ın ima ettiği gibi onların yönetimleri zamanında değil, 2008 yılının Ağustos ayında başlatıldığını savunan Küner, ödemenin 2009 Mayıs ayında yapılacağı sözü verildiği için takibatı durdurduklarını dile getirdi.

''YÖNETİMİN TERCİHİ''

Ödemenin bu tarihe kadar yapılamaması üzerine Hasan Akıncıoğlu'nun yeni yönetim oluşuncaya kadar ek süre istediğini dile getiren Küner, mevcut yönetim oluşup, çalışmalarına başlamasına rağmen ödemeyle ilgili herhangi bir gelişme kaydedilmediğini, yönetimin de 'sanki bir yerlerden emir alınmışcasına' telefonlarına bile cevap vermez olduğunu ileri sürdü.

Küner, bu nedenlerle seslerini duyurmak için icra işlemini yeniden başlattıklarını belirterek, şöyle devam etti:
''Ancak icra işleminin başlaması ile birlikte Antalyaspor yönetimi, bizimle konuşmak yerine hemen basının önüne çıkıp, konu ve şahsım hakkında basın açıklamalarını yapmışlardır. Yönetim içinde bu fevri davranışa tepki veren diğer yöneticilerin de aklı selim tavırları sayesinde geç de olsa şahsım ile temasa geçilmiş ve yapılan talihsiz açıklamanın tekzip edilmesi ve ana paranın kesin ödeme planının kulüp yönetimince taahhüt edilmesi şartı ile icradan vazgeçme sözü tarafımca verilmiştir.

Bunun üzerine Antalyaspor yönetimi yeni bir basın açıklaması yapmış ve anlaşma sağlandığını bildirmiştir. Ancak o günden sonra başka hiçbir şey yapılmamış ve Antalyaspor'a milyonlar verdiğini her fırsatta gazetelere taşıtanlar, nedense bu borç için şahsi taahhütte bulunmaktan kaçınmışlardır. Bu şartlar altında, icra işlemi devam etmek zorunda kalmış ve borç kanun ve yönetmelikler doğrultusunda tahsil edilmiştir. Son basın açıklamasında yer alan fahiş faiz iddiası aynı zamanda her biri bir iş adamı olan yönetim kuruluna hiç yakışmamıştır. Devletin icra dairesince tahsil edilen borçlarda yasal faiz oranının üzerinde bir faiz uygulaması olamayacağını her tüccarın bilmesi gerekmektedir.

Özet olarak Antalyaspor yönetimi ticari gelenek ve ahlaki değerler çerçevesinde hareket etmiş ve şahsımı kamuoyu önünde yıpratma çabası içinde olmamış olsaydı bugün bu kadar icra, avukatlık ve faiz gideri ödemek zorunda kalmayacak ve 2007'de almış olduğu borcunu, 2010 yılının ilk 6 ayında eşit taksitlerle faiz farksız ödeyebilecekti. Bu yanlış seçimi yönetim kendisi yapmıştır.

Antalyaspor'dan alacağına karşılık icra takibi başlatmış yüzlerce alacaklı varken, Talip Küner'in kurban seçilmesi tesadüf değildir. Bütün bu yaşananlar, 2009 senesinde şahsıma, şirketlerime ve aileme karşı başlatılan ve bugün de bütün hızıyla devam eden yıkım kampanyasının bir uzantısı ve parçasıdır. Ailemin ve şahsımın, gösterişten uzak, ahlaki değer sınırları iyi çizilmiş ve hepsinden önemlisi açık ve doğru sözlü yaşam felsefesi hiçbir baskı ve zulüm altında değişmeyecektir. Dört nesildir hancı olduğumuz bu güzel Antalya'dan, ne yolcular gelip geçtiğinin hatırlayarak; 'bunlar da geçer' diyoruz.''

ALİ YILMAZ'IN AÇIKLAMASI

Antalyaspor İkinci Başkanı Ali Yılmaz, yaptığı yazılı açıklamada, Antalyalı iş adamı Talip Küner'in sahibi ve yönetim kurulu başkanı olduğu Aktrans Şirketi'nin, Antalyaspor AŞ'ye borç olarak verdiği 80 bin Avro'yu, 2009 yılında birden bire talep ederek icra takibatı başlattığını, yaptıkları çağrı üzerine Küner'in bunu takibatı durdurduğunu, kendilerinin de bir açıklamayla teşekkür ettiklerini ifade etmişti.

Küner'in buna rağmen icra takibinden vazgeçmediğini, ısrarlı uzlaşma taleplerini de hiçe saydığını iddia eden Yılmaz, 80 bin Avro'luk borcun kulübün itiraz ihmalinden faydalanılarak 265 bin TL olarak talep edildiğini ileri sürmüştü.