porno escort diyarbakır iskenderun escort
2 sonuçtan 1 ile 2 arası

Konu: Peygamber Efendimiz İcin İlahiler-Şiirler

  1. #1
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart Peygamber Efendimiz İcin İlahiler-Şiirler

    _Miraç_
    Peygamber Efendimiz İcin İlahiler-Şiirler
    Kapatın gözlerinizi

    Ve karanlığı seyredin.

    İşte böyle bir gece.

    Mekke’de bir gece

    Yorgunluk havada

    Gariplik suda

    Simsiyah bir sessizlik

    Uyku bile uykuda.

    Kâbe’nin hatîm kısmında

    Yanı üzre yatan biri var

    Yıl hüzün yılı

    Ebu Talib yok

    Yıl hüzün yılı

    Vefakâr eş

    Haticetül kübrâ yok.

    Kâbe’nin hatîm kısmında

    Yanı üzre yatan biri var

    Teselli arayan kalp

    Hüzünle çarpan kalp

    O’nun kalbi.

    Ve ayak sesleri

    Yıldızlar ışıldıyor.

    Bu ayak sesleri göklerden

    Yol veriyor yıldızlar.

    Semâdan inenler var.

    İzin verseydi Allah

    Kâinat inerdi yere

    Çünkü kâbe’nin hatîm kısmında yatan

    Sultân-ı levlâk’tır.

    Habîb-i zîşândır o

    Nur-u hüda’dır.

    Merhamet ufkunun nazlı güneşi

    Kainatın biricik çiçeğidir o.

    İzin verseydi allah

    Âlemler inerdi yere

    Oysa emir yalnız cebrail’e

    Ve yalnız cebrail iner yere

    Kalk ya rasulallah

    Semada melekler seni bekler

    Taif’te taşlanan yüzüne hasret

    Alaya alınan sözüne hasret

    Seni bekler melekler.

    Yer yüzünde vefa yok mu?

    Seni teselli edecek birini mi arıyor kalbin.

    Sevdiklerin bir bir uçuyor mu elinden?

    Davetini hafife mı aldılar?

    Üzülme ve aç gözlerini

    Öteler bekliyor seni

    Bu gece kainat adını anacak

    Aç gözlerini ki alemler nazarına kanacak.

    Burak senin için uçacak.

    Aç gözlerini ya habiballah

    Bu gecenin adına isra diyecek allah.

    Ey yedi kat sema aç kapılarını

    Ve haber ver hasretle bekleyen peygamberlere

    Deki hazreti Adem’e;

    Cennetin kapısına adı yazılan

    İsminin hatrına af istediğin

    Salih oğul geliyor.

    Söyle İsa’ya:

    Kuytu köşelerde

    Havarilerinle Allah’a sığınırken

    Bir adım ötedeymiş gibi kokusunu aldığın

    Ve insanlığa gelişini müjdelediğin

    Ahmet geliyor.

    Yusuf’a İdris’e Harun’a söyle

    Musa’ya deki:

    Vasıflarına hayran olup da

    Ümmetinden olmak istediğin

    Salih kardeş geliyor.

    Müjde ver İbrahim Peygamber’e:

    Dua dua yalvarıp

    Gelmesini istediğin oğul geliyor

    Aç kapılarını ey yedi kat sema

    Bu gelen Muhammed Mustafa

    Cebrail yol gösterir

    Ve yürür sultanlar sultanı

    Bu nasıl bir yürüyüştür.

    Bu nasıl bir eda?

    İnci inci ter mübarek alınlarında

    Baştan ayağa edep var

    Attığı her adımda.

    Sultanım

    Cennetler gösterilirken o gece

    Ümmetini hayal ettin mi cennette?

    Cehennemin alevleri selamlarken seni

    Gözyaşlarını gördü mü Cebrail?

    Ümmetim dedin mi?

    Sen unutmazsın bizi bunda kuşku yok

    Tahiyyat duası haber verdi bize

    Sen bizi hiçbir yerde

    Hiçbir zaman unutmadın

    İnşallah biz de seni unutanlardan olmayız.

    Allah seni unutturmasın bize.

    Bir söz sultanının dediği gibi

    Eğer günahlarımızdan dolayı girersek cehenneme

    Ve Allah biran olsun açarsa ufkumuzu

    Talaal bedru aleyna diyeceğiz.

    Miraç gecesi

    Yürüdü rasulullah

    Cebrail önde

    Bir gece yürüyüşüyle

    Yürüdüler… Yükseldiler.

    Yükseldikçe yükseldiler.

    Cebrail durdu birden

    Ya rasulallah benimle buraya kadar.

    Efendimiz niçin diye sordu

    Burası sidre-i münteha’dır

    Bir adım daha atarsam yanarım kavrulurum.

    Allah rasulu sordular:

    Nasıl gidilir sidre-i münteha’da?

    Cibril-i emin cevap verdi:

    Aşkla!

    Aşkla gidilir ya rasulallah

    Aşkla gidilir ya habiballah

    Aşkla gidilir ya nebiyyallah

    Yürü sultanım yol senindir!

    Aşk vadisinde mühür senin.

    Söz senindir hal senindir.

    Muhabbetin adı sensin.

    Varlıkların tadı sensin

    Yürü ve selamını ilet

    Gözü yaşlı ümmetinin

    Sensiz bunca yetimin

    İlet selamını

    Ahir zamanın ahını

    Yüceler yücesine ilet

    Sultanım

    Sen dönerken miraçtan

    İlahi hediyelerle

    Bizim için miraç olan

    Beş vakit namazla

    Bakara suresinin son iki ayetiyle

    Ve şirke düşmeyenin affedilebileceği müjdesiyle

    Dönerken sen miraçtan

    Biz ahir zamandan

    Ebu Bekir edasıyla bakıyoruz sana

    “O söylediyse doğrudur”

    Rasulullah söylediyse doğrudur.

    Ve bir ayetin sıcaklğı sarıyor

    Kainatin kalbini:

    Her türlü noksanlıktan münezzeh olan allah

    Kulunu geceleyin mescid-i haram’dan alıp

    Kendisine bir takım ayetler gösterelim diye

    Etrafını mübarek kıldığımız

    Mescid-i aksa’ya götürdü.

    Çünkü işiten ve bilen odur.

    Şimdi açın gözlerinizi

    Ve mîrâc’a hazırlanın


    Dursun Ali Erzincanlı


    _40 yasındasın_

    Rahmetini umarak
    Günahkar bir dille;
    Allah Azze ve Celle

    Ya Rasulallah
    Âlemlere rahmet hayatın geçiyor kalbimizden
    Kalbimizden seyrediyoruz seni.

    İşte
    Bir yaşındasın
    Beni Sa'd yurdundasın
    Sana süt anne olmadı kadınlar
    Bu yüzden dargın bulutlar
    Bir damla yağmur indirmiyor
    Kıtlık hüküm sürüyor Beni Sa'd yurdunda
    Minicik bir bulut var gökyüzünde
    Sana aşık...
    Ayrılmıyor başucundan
    Ve insanlar yağmur duasında...
    Hz.Halime kucağına alıyor seni
    Yüzünde bir gölgelik...Seni güneşten korumak için
    Oysa minicik bulut gökyüzünde
    Sana meftun sana kilitli...
    Ve dua eden rahibin kucağındasın
    Dünyalar güzeli gözlerine bakıyor rahip
    Kıtlığı da unutuyor yağmuru da duayı da
    Ama sen unutmuyorsun
    Uğruna canlarımız feda o gözlerinle gökyüzüne bakıyorsun
    O minicik bulut ilişiyor bakışlarına
    Büyüyor büyüyor...
    Sonra nazlı nazlı yağmur damlaları iniyor buluttan
    Fakat çoğusu bilmiyor yağmurun geliş sebebini
    Çoğusu bilmiyor seni...

    Altı yaşındasın
    Medine-i Münevvere yolundasın
    Yanında aziz annen ve Ümmü Eymen
    Yetimliğini hissediyorsun baba kabristanında
    Sonra yolda Ebva'da öksüzlük karşılıyor seni
    Mekke'ye annesiz giriyorsun
    Abdulmuttalip bir başka seviyor seni
    Ebu Talip bir başka seviyor

    Ya Rasulallah
    Mekke çocukları annelerine seslenirler miydi senin yanında
    Onlar anne deyince sen yere mi bakardın
    Mekke rüzgarları kaç gece gözyaşlarını taşıdı Ebva'ya
    Kaç gece anne diye hıçkırdın
    Efendim!
    Senin yerine de anne dedik annemize
    Senin yerine de baba dedik

    Yirmi beş yaşındasın
    Ve bambaşkasın
    Kimse sana denk değil
    Şefkat yayıyor kokun
    Güven veriyor sesin
    Sen Muhammed-ül Emin' sin

    Otuz üç yaşındasın
    Dalga dalga rahmet var

    Otuz beş yaşındasın
    Hadi gel bekletme yar
    İniltiler çalıyor kapısını göklerin
    Hadi gel bekletme yar
    Sinesi çatlayacak Rasul bekleyenlerin...
    Hadi gel ey Yâr!
    Nurdağına davet var

    İşte
    Kırk yaşındasın
    Hira Nur dağındasın
    Cibril iniyor göklerden
    Ve nokta nokta her yerden salat selam yükseliyor
    Sen kâinatın yüreğinden hasretle kopan ' Ah! ' sın
    Karanlık gecelerimize sabahsın
    Sen Nebiyullahsın
    Sen Habibullahsın
    Sen Rasulullahsın

    Niye incittilerki seni sultanım
    Niye işkence yaptılarki sana
    Ebu Talip öldü diye mi bu pervasızca saldırılar
    Himayesiz kaldın diye mi
    Kabe'deki ağlayışın geliyor gözümüzün önüne
    ' Amca yokluğunu ne çabuk hissettirdin ' diyişin
    Haremde namaz kılışın geliyor aklımıza
    Başına pislikler saçılıyor
    Başlar feda o mübarek başına
    Nasipsizler sana bakıp nasıl da gülüyorlar
    Biri koşuyor Mekke sokaklarından sana doğru
    Biri koşuyor ama sanki yere inmiş Arş-ı Âla
    ' Bu koşan kimdir ' diye bir soru dolaşıyor boşlukta
    Bu koşan kim?
    Ve cevap veriyor biri:
    Muhammed' in kızı Fatımatüz-Zehra
    Velilerin anası...
    Yüzünü gözünü siliyor biricik kızın
    Sana yeryüzünde en çok benzeyen
    Gülmesi sen ağlaması sen
    ' Ağlama kızım ' diyişin geliyor aklımıza
    Niye çıkardılar ki yurdundan seni
    Himayesiz kaldın diye mi
    Onlar bilmiyorlar mıydı seni himaye edeni
    Seni yetim bulup barındıranı
    Seni alemlere rahmet kılanı
    Onlar deli diyorlardı sana sen susuyordun
    Mecnun diyorlardı şair diyorlardı sen susuyordun
    'Seni bizim elimizden kim kurtaracak' diyorlardı
    Sen
    Sen ' Allah! ' diyordun
    Allah Azze ve Celle
    Semayı haşyet kaplıyordu
    Sen ' Allah! ' diyordun
    Arş-ı Âla titriyordu
    Bedir' de ' Allah! ' diyordun
    Üç bin melek iniyordu alaca atlarda
    Yüz yirmi beş bin sahabi:
    ' Anam babam sana feda olsun ' diyordu

    Ya Rasulallah
    Medine-i Münevvere sokaklarında yürüyordun
    Neccar Oğulları'nın küçük kızları seni görünce
    Sevinçten ne yapacaklarını bilememişlerdi
    ' Beni seviyor musunuz ' diye sormuştun onlara
    ' Seni çok seviyoruz Ya Habiballah ' demişlerdi
    Sen de:
    ' Allah biliyor ki ben de sizi çok seviyorum' demiştin
    Bu gün yaşayan gençler var
    Neccar Oğulları'nın kızları diğil belki
    Ama seni onlar da çok seviyor
    Gözyaşlarından belli ki seni canlarından çok seviyorlar
    Senden başka kimseleri yok
    Allah biliyor ki sen onları da çok seviyorsun

    Altmış üç yaşındasın
    Refik-i Âla duasındasın
    Senin için siyah yünden çizgili bir cüppe dokunmuştu
    Kenarları beyazdı
    Onu giyerek ashabının yanına çıkmıştın
    Ve mübarek ellerini dizine vurarak:
    ' Görüyor musunuz ne kadar güzel ' demiştin
    Meclisinde bulunan biri sana seslenmişti:
    ' Anam babam sana feda olsun ya Rasulallah onu bana ver '
    Niye istemişti ki senden sevdiğini bile bile
    İstendiğinde katiyyen ' hayır ' demediğini bile bile
    ' Peki ' dedin o zata
    Ve sen yine yamalı eski cübbeni giydin
    Dostuna kavuşmana bir hafta kalmıştı
    Aynı cübbeden yine yine diktirdiler
    Ama giyinmek nasip olmadı
    Haberler uçurmuştun Ebu Hureyre' nin diliyle:
    ' Benden sonra öyle kimseler gelecek ki keşke peygamberi görseydik de ne malımız ne de evladımız olsaydı diyecekler '
    Ve Hz. Enes ile paylaşmıştın özlemini
    ' Beni görmedikleri halde bana iman eden kardeşlerimi görmeyi çok isterdim'

    Sultanım!
    Ey Medine minberinde ' ümmeti ümmeti ' diye hüznü giyen sevgili
    Ey Mekke mihrabında alemler hesabına ' Allah! ' diyen sevgili
    Bize lütfu ilahi bahşedilen kapına diz çöktük bey' at ettik
    Rabbinden bize ne getirdi isen amenna
    Duyduk itaat ettik

    Ya Rasulallah
    Sen hâlâ kırk yaşındasın
    Ve hâlâ ümmetinin başındasın...
    Dursun Ali Erzincanlı

    _Gelseydin_

    Sevgili!
    Ümmü Mektum gibi
    Seni görmeden sana sesleniyoruz
    Alıp verdiğin nefesi duyar gibi
    Sanki açınca gözlerimizi
    Seni görecekmişiz gibi
    Sana sesleniyoruz.
    Senin huzurunda ses yükselmez.
    Edeple konuşulur; edeple susulur.
    Hele biz ki bu kapının dilencileri
    El açıp beklemekten başka
    Bize bir şey düşmezdi ama
    Şu araya giren yıllar olmasa
    Medine’ne uzak yollar olmasa
    İsmin anılınca yürek yanmasa
    Kapında beklemekten başka
    Bize bir şey düşmezdi.
    Bekliyoruz Sultânım!
    Rüyada olsa bile
    Belki teşrif edersin diye
    Hem de hiç kimseyi beklemediğimiz gibi.
    Seni bekliyoruz.
    Gelseydin
    Bizim için cennet olurdu gelişin.
    Gelseydin
    Saadetli asrından gönderdiğin selâmını
    'Kardeşlerim' deyişini
    Birbirimize nasıl anlattığımızı görürdün.
    Gelseydin
    Dolaşsaydın sofralarımızı
    Bir tabak fazla görecektin
    Bir bardak bir kaşık fazla...
    Ve sofrada bir yer boş
    Baş köşe! ..
    Ola ki Sen(A.S.M.) lutfeder gelirsin diye.
    Gelseydin
    Dolaşsaydın gecelerimizi
    O 'Kutlu Doğum' gecelerini
    Anneler görecektin.
    Yeni doğmuşsun gibi
    Yeryüzünü yeni teşrif etmişsin gibi
    Mışıl mışıl uyuyasın diye
    Seni sabahlara kadar
    Hayalen ayaklarında sallayan anneler görecektin.
    Sevgili!
    Gelseydin
    Medine-i Münevvere'den dünyaya yayılan Ashabın gibi
    Eyyüb Sultan gibi
    Kab bin Malik gibi
    Bir fecir vaktinde
    Henüz yirmisinde yirmi beşinde
    Bırakarak yurtlarını ocaklarını
    Hedeflerine ilahi rızayı koyan
    Arkalarına bakmayı ar sayan
    Yiğitler görecektin.
    Onlar senin yiğidin
    Elleri o öpülesi elleri
    Kimbilir hangi memleketin zemheri soğuklarında üşürken
    Senin köyünün hayaliyle ısındılar.
    Gelseydin
    Gecenin zifiri karanlığında
    Uykunun en tatlı aralığında
    Rabiatül Adeviyye gibi Rabbiyle başbaşa
    Gençler görecektin.
    Gözyaşı dökerken günahlarına
    Veysel Karani'den istediğin gibi
    İnsanlığa dua eden gençler görecektin.
    Gelseydin
    Asr-ı saadet gibi olmasa da
    Koklanmaya değer güllerimiz vardı.
    Yine senin ikliminde yetişen.
    Ama sen gelseydin
    Dikenler bile gül kokardı EFENDİM(A.S.M.) ! ! !
    Seninle göz göze gelmeden gizli gizli seni seyretmek...
    Hz.Vahşi gibi...
    Hani sen Hane-i Saadet'ten Mescid-i Nebevi'ye giderken
    Aişe annemiz ardından hayran hayran bakardı.
    Seni mescidin önünde bekleyen Ashabı'nınsa
    Bakışları yerdeydi.
    Edepten göz göze gelmezlerdi.
    Sende(A.S.M.) tebessüle nazar ederdin.
    Mütebessim çehreni bir Ebu Bekir(R.A.) görürdü
    Bir de Ömer(R.A.) ...
    Şimdi okununca Ezan-ı Muhammedi
    Pencerelerde kapı önlerinde
    Seni(A.S.M.) bekleyen nemli gözler var.
    Gelseydin
    Ve yürüyüp geçseydin önümüzden
    Gülleri bayıltan o enfes kokunu çekerdik içimize.
    Sevgili!
    Hakiki aşıkların sana doğru uçarken
    Bizim bu yaptığımız yolda emeklemekti.
    Dünya güzelliğiyle kollarını açarken
    Bize düşen el açıp kapında beklemekti.
    Sevgili!
    Bekliyoruz! ...

    :: Dursun Ali ERZİNCANLI::..

    _Sen yoktun_

    Sen yoktun...
    Hz Âdem’deydi nurun
    Önce cenneti
    Sonra yeryüzünü şereflendirdin.
    Âdem nuruna affedildi
    Arafat bu affa şâhitti

    Sen yoktun
    Nuh’un gemisindeydi Nurun...
    Dalgalar yeryüzünü boğarken
    Taprağın bağrındaki su
    Gökyüzüyle buluşurken
    Ve bu bir ilahi azap derken
    Allah nurunu taşıdı binbir sebeple
    Tûfan nurunu selamladı edeple...

    Sen yoktun...
    Hz.İsmail’in alnındaydı Nurun
    İbrahimî bir dua yükseldi kimsesiz çöllerden
    “Rabbimiz” dedi
    “Onlara kendi içlerinden
    Senin ayetlerini okuyacak
    Kitap ve hikmeti öğretecek onlara
    Onları temizleyecek bir elçi gönder
    Amin dedi on sekiz bin âlem
    Nurunla aydınlanan minicik ellerini semaya kaldırarak
    Amin dedi İsmail.
    Hira Nur dağı amin diyerek ayağa kalktı
    Medine’den adı Uhud olan bir amin yankılandı sevr dağında.

    Sen yoktun...
    Hz.İsa “Ahmed” diye muştuladı seni
    Alemlerin efendisi diye sana seslendi.
    Artık ben sizinle çok söyleşmem dedi havarilerine..
    Çünkü bu âlemin reisi geliyor...
    Bekleyin Ahmed geliyor.
    Kainata rahmet geliyor.
    Havarilerin yüzünü okşayan
    Ölüleri dirilten bir nefes oldun
    Ama sen yoktun...


    Sen yoktun Sultânım
    Hz. Abdullah’ın alnındaydı Nurun
    Başı eğik gezerdi mazlum
    Huteyle göklerden seni sorardı
    Varaka seni arardı semada
    Anneler kız çocuklarını hep ağlayarak sevdiler.
    Ağlayarak süslediler ölüme...
    Ağlayarak hadi dayına gidiyorsun dediler.
    Sen yokken
    Canlı canlı toprağa gömülmenin adıydı dayıya gitmek.
    Anne yüreğinin çıldırtan çaresizliğiydi.
    Ve yavrusunun ölüme gidişini seyretmesiydi...
    En son çocuk atılırken çukura
    Annesinin suretinde bir melek tuttu onu
    Ve tebessüm ederek hira nur dağını gösterdi.
    Melekler süslüyordu hirâyı.
    Efendisine hazırlanıyordu cebel-i nur
    Efendisine hazırlanıyordu mekke.
    Âlem Efendisine hazırlanıyordu
    Kainatın gözü Hz. Aminedeydi.
    Toprak yalvarıyordu rabbine
    Allahım gönder artık diyordu.
    Gel diye ağlıyordu mazlumlar gözleri semada


    Ve bir gelişin vardı ya rasulallah
    Bir inişin vardı yer yüzüne...
    Önünde cebrail!
    Ardında yalın kılıç melekler!
    Bir inişin vardı yer yüzüne...
    Yetimler en huzurlu geceyi geçirdi belki de
    Öksüzler annelerine sarıldı doya doya.

    Sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini.
    Herşey sus pus olmuştu.
    Hadi diyordu yıldızlar Hadi diyordu ay!
    Kainat bir isim duymak istiyordu.
    Ve bir ses yükseldi Âmine’nin evinden;
    Muhammed!
    Karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini.
    Muhammed!
    Melekler öptü o nurdan ellerini.
    Muhammed!
    Seni yaratan Allah’a kurbânız ey dürri yekta!
    Sana o adı veren rahmana kurbanız


    Artık sen vardın
    Susuz topraklara rahmet indi seninle
    Annenden sonra anne halime sevindi seninle
    Yağmura mı ihtiyaç var?
    Kaldır şehadet parmağını
    Yağmurları salsın Allah.
    Sonra tut ağacın yaprağını
    Köklerini çıkarttırıp yanında yürütsün Allah.
    Yeterki sen iste
    Sen iste yarasulallah
    Deki ben kimim?
    Dağlar taşlar dile gelsin
    Dilsiz çocuklar ellerinden tutup
    Ente Rasulullah desin.

    Sen vardın
    Bedir kârdı
    Uhut dardı
    Hendek yârdı.
    Yiğitlerin vardı.
    Ölmek için yarışan yiğitler...


    Hele bir enesin vardı senin.
    Enes bin malik...
    Uhut’ta öldüğünü duyunca arkadaşlarına
    Niye burada oturuyorsunuz diye sormuştu.
    Onlar da
    “Allah’ın Rasulü öldürülmüş deyince
    Enes kükremiş:
    “ Peki o öldükten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız?
    Kalkın ve O’nun gibi ölün! Demişti.
    Ve savaşın en yoğun olduğu yerde şehit düşmüştü.
    Hem de ne şehit ey nebi!
    Vücudu yaralardan tanınmaz haldeydi.
    Kızkardeşi ancak parmaklarından tanıdı onu...

    Musab Bin Umeyr’in vardı senin.
    Uhut’ta sancağını taşıyan.
    Öyle bir aşkla sana bağlıydı ki
    Allah o gün melekleri Musab’ın suretinde indirdi.

    Ebu hureyren vardı...
    Acıkınca mescidin önünde durur sana bakardı.
    Sen anlardın
    Ya Ebâhir gel! Derdin.


    Ve sen gittin...
    Bir gidişle gittin
    Ardında hüznün kaldı.
    Hasretin kaldı göklerde.
    Bilal ezan okuyamaz oldu
    Ne zaman teşebbüs etse
    Muhammed rasulullah demeye
    Dizleri üstüne çöker kendinden geçerdi.

    Sonra günler ay
    Aylar yıl oldu.
    Ve asırlar oldu
    Sensizliğe açtık gözlerimizi.
    Ama sen bırakmazsın bizi.
    Sen varsın ey şehitlerin sultanı
    Sen varsın!
    Bir şehit bile ölmezken
    Sana nasıl yok deriz.
    Ebutalip şama giderken devesinin önüne geçip
    Beni burda kime bırakıp gidiyorsun demiştin.
    Ne anam var ne babam...
    Ebutalip bırakmamıştı bu yüzden.


    Sensizliğin ızdırabıyla inleyen ümmetini kime bırakıp gidiyorsun Ya Rasûlallah!
    Bırakma bizi ki; Allah;
    Sen onların içindeyken onlara azab edecek değiliz buyuruyor.
    Bırakma bizi!
    Hayatı seninle öğretti Rahman.
    Kulluğu seninle tanıdık.
    Duayı senden öğrendik sevgili!
    Hz Ömer umre için senden izin isteyince
    “Kardeşcik” dedin ona
    Kardeşcik duanda bana da yer ayırır mısın?
    Bizler Ömer değiliz ama
    Bütün dualarımız senin için

    Ey Rabbimiz!
    Rasulünü anışımızdan haberdar et!
    O’na binler salat binler selam!
    Habibine Makam-ı Mahmut’u ver
    O’na vesileyi lutfet.
    O’nu refik-i Âlâya yükselt
    Bizi de affet
    O’nun hatrına affet
    Zatının hatrına Affet.
    Dursun Ali Erzincanlı

    #OjemRujumRimelim

  2. #2
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    fσяυм ρяєηѕєѕ

    Standart ---> Peygamber Efendimiz İcin İlahiler-Şiirler

    Çok güzel..
    Emeğinize,yüreğinize sağlık
    ***
    Aşk kuyularına düştüğümsün uğrunda

    Kalbim tir tir titriyor, sevdanın soluğuyla

    Kalbimin üzerinde titreyen hüznüm,

    Aşksın! Diriliş soluğumsun! Solmayan gülüm!

    Kim deva verir söyle bu garib aşığa?

    Kim yüzüne bakar, çağırıp ta yanına?

    Ellerim boş… Ama ya kalbim?

    Kalbimin üzerinde titreyen hüznüm

    Al! Bütün herşeyim, ruhum, senindir senin!



    Yeşil bir yoldayım sanki seninle

    Ey Efendim! Rüya bu her seferinde

    Kulaklarım sağır sana, ellerim bomboş

    Öyle bir hal aldım ki, yüreğim sarhoş.

    Kalbimin üzerinde titreyen hüznüm!

    Yok mu bu sevdanın vuslatı? Yok mu?...

    Yok mu sana kavuşmak? Yüreğime yok mu?...

    Kalbimin üzerinde titreyen hüznüm

    Söyle koşayım sana, kabul buyur kulunu



    Keşke Habil olsa idim senin yolunda

    Kabillerle boğuşsa idim, uymasa idim onlara

    Ey Aşk-ı Kebir! Sevdam, tek sana

    Ağrısı gönlümün, soğuğu tenimin,

    Ve seninle dolu aklım, beynim herşeyim

    Özler gönül seni, bak! Sığmaz kabına

    Sensiz ne bu dünya, ne de cennet yetmez ki bana

    Ey kalbimin üzerinde titreyen hüznüm!

    Sen yok isen, dert banadır hicran bana



    Yurdunda aşkın, kaldım ki sensiz

    Öyle kaldım ki, yapayalnız, çaresiz

    Yok mu garibe, çöldeki gül kokusu?

    Ah efendim! Bilsen, sensin bu acizin umduğu

    Kokusunu taa 1400 seneden hissedildiği, Emin!

    Yeter ki sen gel, bak hazırdır zemin

    Ey Arz! Ey Arş! Sevinin sevin!

    Ey kalbimin üzerinde titreyen hüznüm

    Yüzyıllardır, bir bahar için, tükendi bu acizin



    Bir devir ki senin devrin, hiç yaşanmamış...

    Bir ben varım ki, bir ben, seni hiç bulamamış,

    Yüzyıllardır derdine, kederine, deva aramış

    Gör Ey Sevgili! Gör, En Sevgili!

    Kalbim, seninle dolmuş, sensizlikle boş kalmış

    Ağlamak bir parçam artık, bırakılmamış

    Ey kalbimin üzerinde titreyen hüznüm

    Ağlıyor içimdeki çocuk, unutulmuş, dışlanmış



    Yazısı alınlar yakar, senin sevdanın,

    Elin güneşi soğutur, bir baksan kayar yıldızlarım

    Soğutsun ellerin güneşim, kaydırsın gözlerin yıldızlarım

    Öyle bürünmüş ki toprağa ruhum,

    Sorma sevgili! Sensiz, ne cezirler yaşarım

    Ne umrumda güneşim, ne de kayan yıldızlarım

    Ey kalbimin üzerinde titreyen hüznüm

    Banane ki borandan& doğuştan sensizliktir tek yaram



    Dudaklarım kurudu aşkının susuzluğundan

    Kalbimin acısı, sağları toza vuruyor

    Nasıl ölmem sensiz? Cezayı al kulundan

    Ruhum kuruyor, dibe vuruyor, acı çekiyor

    Senin o eşsiz aşkından, o kutlu sevdandan

    Zindan karanlıkları girdi aklıma, umutsuzluklarımdan

    Yıldızlarım, kirpiklerimi, gözyaşlarım kurumadan kanatıyor

    Ey kalbimin üzerinde titreyen hüznüm

    Senin bu beden, bu ruh, adım, adın ile yanıyor!!!



    Çıldırtıyor senin bendeki aşkın, yanar bağrımda

    Avare dolaşıyorum sensiz ıslak sokaklarda

    Özlem, kalbime vuruyor, yıkanıyor kanımla

    Dudaklarım kurumuş, o gaflet uykusunda

    Kabuslar rüyalarım oldu, sensizlik kuyusunda

    Ukbası yok bu kölenin, mevsimi fani dünyada

    Baharsız, çiçeksiz, yağmursuz, bulutsuz, kapkaranlıkta

    Ey kalbimin üzerinde titreyen hüznüm

    Sensin sevincim, korkum, sensin üzüntüm



    Kanserli artık ömrüm, ölümlü, gafletli,

    Biliyorum öleceğimi, biliyorum naçizliğimi

    Sevgili! Maşuğum, aşkım, gönlümün dilberi!

    Sensiz haram zaten ömrüm, bırak aşsın çizgileri

    Doğmayan bir güneş, aykorkusuz bir kalbi,

    İmansız gönlü, sevdasız, kurak bedeni,

    Neyleyesin sevgili alsın artık RABBİM, bendimi

    Ey kalbimin üzerinde titreyen hüznüm

    Bırak korksun gönlüm, kan kussun gözlerim, anlasın sevgini



    Kelimelerim yersiz, gönlüm kimsesiz

    Kaçsa nereye kaçsın ruhum? Neylesin sevgilisiz?

    Aşk Memba Haya Rahmet Merhamet ki, kesintisiz

    Kazıyorum kendi kuyumu, haykırıyorum;Seni sensiz, hadsiz

    Ey yar! Sultan-ı kebir! Ey bu kölenin sahibi,

    Sensiz neyler bu gönül? Kime gider? Ne söyler? Dilsiz



    Gel ey hüznüm gel ki yüzyıllardır hasretlenen yüzüm, son bir kez seninle gülsün
    *
    Alıntı

    Sözü akıl ile söyle,bilgi ile süsle...


Sistem Bilgileri

Bu sistem vBulletin® alt yapısına sahiptir!
Telif hakları, Jelsoft Enterprises Ltd'e aittir. Copyright © 2024

Uyarı

5651 Sayılı Kanun'un 4.cü maddesine göre üyeler yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Yer sağlayıcı olarak hizmet veren sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler ile ilgili iletişime geçilmesi halinde size dönüş yapacaktır.

gaziantep escort bayan gaziantep escort deneme bonusu veren siteler bahissitelerivip.com deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler mjsanaokulu.com Maltepe Escort deneme bonusu deneme bonusu veren siteler maltepe escort kartal escort ataşehir escort pendik escort ankara escort sincan escort eryaman escort bayan ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort eryaman escort ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort yetişkin sohbet kameralı sohbet aresbet casino siteleri Grandpashabet moldebet efesbet efesbet giriş getirbet efesbet deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2021 grandpashabet bahis siteleri bahis siteleri bonus veren siteler bahis siteleri canlı casino siteleri deneme bonusu En güvenilir bahis siteleri ankara olgun escort mimarsinanokullari.com