ÇANAKKALE 24 Temmuz 1915'te düşman Seddülbahir mıntıkasında ikinci hatta bulunan bölüğümün İlderesi'ni takiben Gaziler Tepesine yetişmek için silaha sarıldıkları bir günde bütün bölüğe misal olan fedakar dört neferin kahramanlıkları:

Sabah güneşinin doğmasıyla birlikte yüzlerce topun soğuk namlusundan müthiş seslerle çıkan mermilere asabiyetle yumruklarını sıkan askerlerim, düşman üzerine atılmak ve onları yere sermak için dört gözle bekletilen ileri hareketin emrini aldı. Gazileri takviyeye gidiyorduk . İlderesi, düşmanın yüzlerce mermisin düştüğü yer olup, buradan geçmek biraz tehlikeli ise de , düşmandan intikam için bütün bedenleri titreyen a******, din kardeşlerine yetişmeğe mani olan her şeye bir alakalı bakışla, fırlayarak ileri atıldılar. Yol üzerinde her nasılsa düşman mermisinden ateş alan bir sandık cephane, yolu bütün bütün kapamış,dini,vatanı, milleti için yoldan geçmeye çırpınan bu Türk kalpleri, civardan tedarik ettiği kum torbalarını omuzlayarak yanan sandık üzerine hemen dördü birden atıldı. İki saniye sonra sandık, torbalar altında kalmış ve yolumuza mani olacak müşkülat ortadan kaldırılmıştı. Bu dört askerin cesareti ve fedakarlığı sayesinde İlderesi yolu açıldı. Tam zamanında Gaziler'de bulunan silah arkadaşlarını yetişmek mümkün oldu ise de, Ethem Onbaşı ismindeki nefer bu vazifeyi yerine getirdikten sonra sol kalçasından şarapnel misketi ile yaralanarak şu sözleri söyledi: "Bir senedir kullandığım silahımla hunhar düşmana bir kurşun atmadan hastaneye gidiyorum. Bari benim intikamımı siz alın" diye ellerime kapandı ve sulu gözlerinden yaşlar akıtarak ayrıldı. Bu dört yavrunun azmini değil kurşun, süngüler ,toplar bile kesemediğinden kahramanca haraketleri,ecdatımızın Osmanlı Tarihindeki sırasına geçmekle, gelecek nesillere yadigar olmak üzere isimlerinin zikr olunmasını görev bilirim.