MEZDEK

Seyfi Cengiz

Doğu’da ütopyacı sosyalizmin kurucusu Manes’tir. Üçüncü yüzyıl sonlarında Sasani İmparatorluğu’nda Manes öldürülmüş, Manesçilik yasaklanmıştı. O çağın diğer dünya gücü Roma İmparatorluğu’ydu. Bu imparatorlukta da Manesçiliğe karşı özel önlemler yürürlükteydi. Dördüncü yüzyılda Sasani İmparatorluğu’nda Ortodoks Zerdüştlük, Roma İmparatorluğu’nda ise Hristiyanlık devlet dinleriydi.

Beşinci yüzyılda, yani Manes öldürüldükten yaklaşık 200 yıl sonra, Sasani devletinde Zerdüştlük içinde yeni bir muhalefet başgösterdi. Bu hareketin başını Mazdak (Mezdek) adında bir Zerdüşt rahibi çekiyordu. O’nun adı İran süper tanrısı Ahura Mazda’nın isminin kısa şeklidir. El-Biruni, ondan “Mazdak bin Hamadadan” olarak sözeder ve Nasa kentinden olduğunu söyler (Bkz. El-Biruni, The Chronology of Ancient Nations).
Mezdek, bir Manes yandaşıydı. Aynı doktrinleri, ilke ve idealleri savunuyordu. Hoşgörü, sosyal adalet ve eşitlik talep ediyor, ortak mülkiyeti kuracak dinsel ve sosyal bir devrimi amaçlıyordu. Tüm ütopyacılar gibi o da bu dönüşüm için öncelikle devletin zirvesine, yani Şah’a sesleniyordu. Kısa zamanda geniş bir taraftar kitlesi bulmuştu. Öyle ki bu hareket Sasani devletinin en büyük sorunu haline gelmişti.

Bu sırada Sasani tahtında Kava vardı (488-496).
Kava, bir Mezdek yandaşı olmaya karar verdi. Sade halkın koşullarını iyileştirmek için soyluların gücünü sınırlamaya, giderek kırmaya girişti. Ama onların şiddetli direnişi ile karşılaştı. Reform karşıtı Zerdüşt rahipleri ve soyluların örgütlediği bir darbe ile devrilip hapsedildi (496). Yerine kardeşi Zamasp oturtuldu. İç savaş koptu.
Hapisten kaçan Kava, Heftalitler adıyla bilinen Hunlar’a sığındı. Birkaç yıl sonra onlardan bir orduyla geri dönüp tekrar tahta geçti (498/9). Böylece Şah Kava’nın ikinci yönetim dönemi başladı. Kendisini deviren isyancı soyluları tasfiye etmeye koyuldu. Ama karşılaştığı direnç Mezdeki reformlardan vazgeçmesiyle sonuçlandı. Geri Ortodoks Zerdüştlüğü savunmaya mecbur edildi. O’nun yönetiminin sonlarında büyük Mezdeki katliamları oldu (528). Bu katliamlar kendisinin yerine geçen oğlu Kisra Anuşirvan zamanında da devam etti (531-579).

Mezdekçiler; daha çok Hürremiye, Muhammira (Kırmızı Elbiseli), Sapidjamagan (Beyaz Elbiseli) ve Surkhjamagan (Kırmızı Elbiseli) gibi adlarla bilindiler. Bir teze göre “Kızılbaş” adı onlardan kalmadır.

Eba Müslim-i Horasani ve O’nun adını taşıyan sekt/hareket de Mezdekçiydi. Müslüman ve Arap kaynaklar ondan ve yandaşlarından Hürremiye diye de sözeder. Eba Müslim’in öldürüldüğü tarihten sonra, İran, Horasan ve çevresi Hürremi ayaklanmalarıyla çalkalandı. Sosyal adalet ve eşitlik talep eden bu hareketi 9’uncu yüzyılda Babek El-Hürremi temsil etti. Manes ve Mezdek'in fikirleri sonraki çağlarda daha çok Sufizm formu altında yaşatıldılar.

Manes ve Mezdek yandaşlığı “Zındıklık” olarak da tanımlanmıştır.