Biz biriz

seviyorum seni
. Nefes alıp vermen yetiyor bana. Her nefesini sanki ikimiz için alıyorsun . Seviyorum seni. Öylesine yüreğin gibisin ki destek olayım diye olmadın ama yaşamımdaki en büyük desteğimsin. Seviyorum seni. Şefkatli ve sıcaksın .

Her ne kadar saklamaya çalışsanda merhametin sarıyor beni. Sözcüklere dökülmediği için olsa gerek çok daha iyi hissedip yaşayabiliyorum bu sıcaklığı. Seviyorum seni. Çocuğumsun benim.

Her hareketinden gülüşünden konuşmandan gurur duyduğum sanki büyüttüğüm emek verdiğim sevgilerine sevgi umutlarına umut gücüne güç kattığım çocuğumsun. Güneşimsin benim .

Her sabah ama her sabah içime doğan ısıtan hatta yakan kavuran . İçimdeki çicekleri açtıran tohumlarıma tohumlar ekleyen sevgi ve ilgi hatta sorumlulukla doğan inadına doğan içimi aydınlatan ışıklar saçan besleyen büyüten ömrüme ömür veren güneşim. Ay’ım sın benim. İçime yansıyan .

Kendimle yüzleşmemi sağlayan eğrilerimi doğrularımı gösteren içimi içime anlatan dinlendiren düşündüren yıldızları toplayıp etrafına her gece bana misafir olan uğurlarıma uğur katan mucizelere inandıran ay’ımsın. Ruhumsun benim. Aynı ruhu iki ayrı bedende taşıdığım ruhum. Akışlarını endişelerini heyecanlarını korkularını sevinçlerini hüzünlerini hissetmekten öte yaşadığım bazen o muyum yoksa ben miyim diye düşündüğüm ruhum

Beni sana seni bana sorarlar Seni bende beni sende ararlar Ayrı gibi gözüken ikimizin Bir bütün olduğunu kavrayamazlar. Özgürlüğümsün hesapsız ve çıkarsızca sadece ben olarak davrandığım. Maskesizliğim çıplaklığımsın yanında utanmadan gezindiğim hiç saklama ihtiyacı hissetmediğimsin. Hoşgörüm anlayışımsın. Sen benim Günahımsın..

Coşkumsun bitip tükenmek bilmeyen enerjim. Yorulma duygusunu unutturan bıkıp usanmadan çalışmamsın. Yine beklemeden ummadan severek her gün bir kez daha severek geldiğimsin. Şimdimsin anımsın hesapsızca yaşadığı herşeyi unutup dibine kadar yaşadığım sadece olduğum o anda olduğumsun. Çocuksu hallerim birazda olsa şımarık tavırlarımsın.

Yanında coşmak çocuklar gibi oynamak gülmek gülmek gülmek…

Ellerimsin benim en sevdiğim yerim. Seninle şekil veriyorum herşeye seninle sevigilerimi yolluyorum evrene seninle dokunuyorum istediğim herşeye seninle yazıyorum yazılarımı seninle veriyorum sıcaklığımı hatta bazen şifalarımı sende benim hayat çizgilerim seninle hissediyorum uçlarındaki kalp atışlarımı...

İçimde büyüttüğüm yıllarca emek verdiğim her gün itinayla baktığım besleyip büyüttüğüm bazen hırpaladığım; yağmurlarda ıslanan dolularda sallanan karlarda üşüyen bazen donup kalan sonra öldü derken yeniden canlanan çiçeğim açtı sonunda. Tomurcuklarını etrafa şaçtı. Rengarenk cümbüşü ile etrafa mutluluk ve coşku veren umut dağıtan her hareketi kutsal bir dua olan çiceğim açtı. Etrafa yaymaya başladı güzelliklerini sevgilerini…

Çiçeklerim çiçekler doğuruyor. Her bir zerresi bırakıyor rüzgara kendini dağılıyor evrene . Uyuyan çiçekleri uyandırıyor kimisi. Üşüyenleri ısıtıyor. Her sabah bir mucizeye uyandığımızı anlatıyor göremeyenlere . Yıllardır açamayan artık zamanı geldi dediğim ama hep ertelediğim çiçeğimi açtırdım. Saçdım güzelliklerini ve olgunlaşmasını etrafa. Çiçeğimsin benim.

Yavaş yavaş büyüyen ama büyüdüğünü sanmayan; büyümeye serpilmeye ögrenmeye devam edecek olan her an çosan her an kavuşan her an evrene aşık olan mucizelere inanan hasreti bile kabullenen adını sakladığım çiçeğimsin. Sen aslında bensin aslında ben senim.

Yani biz bir’iz..!!