Rusya’nın keten ihtiyacının yarısından fazlasını karşılayan, hizmet sektöründen tarıma, makine üretiminden tekstile pek çok alanda faaliyet gösteren büyük bir grup Roscontract. Firmanın Genel Müdürü Anisimov Oleg Stanislavovich’le, Roscontract, Türkiye tekstil sektörü ve geleceğe yönelik planları üzerine konuştuk



Bize firmanız Roscontract’dan bahseder misiniz?
Roscontract 1992 yılında, Rusya’da başkanlık sisteminin değişip, ticaret bakanlığının gerçekten bilgilendirici bir kaynak olmaya başladığı bir dönemde kuruldu. Hükümetler arası anlaşmaların ve Rusya hükümetinin endüstri ve ticaret programlarının uygulanmasını kolaylaştırmak amacıyla kurulan grup, özellikle 1997’den sonra Rusya’da özel sektörün daha da desteklenmesi ile farklı alanlara yönelmeye başladı.

Hizmet sektörü, üretim sektörü, ticaret ve tedarik sektörü olmak üzere üç ana alanda faaliyet gösteriyoruz. Üretim alanı da makine yapımı, tekstil ve tarım olmak üzere üçe ayrılıyor. Her geçen gün değişim gösterebilecek potansiyele sahip bu süreçle ilgili çok fazla şey söylenebilir. Ancak firmamızın asıl alanı tekstil ve tekstilin içinde ki uzmanlık alanı da keten üretimi. Altı adet tekstil fabrikamızdan ikisinde pamuklu kumaş üretiliyor, ama asıl alanımız olan ketende üretim yapan üç fabrikamız var ve bu fabrikalar ile Rusya’nın keten üretiminin yüzde 50’sini biz gerçekleştiriyoruz. Keten çok uzun yıllardan bu yana Rusya’nın geleneksel ürünlerinden birisi olagelmiştir. Ama dünya pazarındaki genel dağılıma baktığımızda, ketenin yeterli ilgiyi görmediğini düşünüyorum.

Keten neden yeterli ilgiyi görmüyor?
Dünya kumaş üretiminin yüzde 60-70’lik bir kısmını pamuklu kumaşlar, geri kalanını da polyester ve türevi kumaşlar oluşturuyor. Ketenin bu pastadaki payı ise yalnızca yüzde 1. Keten her yerde üretilebilen ve tüketilebilen bir ürün değil. Keten için özel toprak ve hava koşulları gerekiyor. İşte biz bunu en iyi şekilde gerçekleştirmek için tarım departmanı kurduk.
80 bin metrekarelik bir alanda keten üretimi yapıyoruz. Ketenin gelecekte daha çok kullanılacağına inanarak yatırımlarımızı artırıyoruz. Çünkü insanlar yüzde yüz doğal ürünleri tercih etmeye başladılar ve artık polyester gibi yapay ürünler yerine alternatif ürünler alıyorlar. Bu nedenle, alanımıza konsantre olup, keteni dünya piyasalarında daha fazla tanıtmak ve yaymak istiyoruz. Elbette her işin çeşitli zorlukları var. Pazar payı bu kadar düşük olan bir ürünün talebini artırmak da kolay değil, ama bunu yapabilecek altyapıya sahip olduğumuza inanıyorum. Ayrıca bu hedefimize ulaşmamız için bazı ülkelerde yatırımlarda bulunmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu amaçla bazı ülkelere ziyaretlerde bulundum, bulunmaya da devam ediyorum.

Neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorsunuz?
Bildiğiniz gibi Rusya son 15 yılda büyük ekonomik değişimler ve zorluklar atlattı. Bu süreç zarfında dünya pazarları diğer ülkelerdeki firmalar tarafından paylaşıldı. Bizim tek başımıza bu pazarda bir yer edinmemiz ve hedeflediğimiz kadar yukarılara çıkmamız için, daha önceden isim yapmış bazı firmalarla ortak girişimlerde bulunmamız gerektiğine karar verdik. Bu, bizim stratejimizin ilk ayağı. İkincisi, bu ortaklık sonrasında gelecek olan yeni pazarlar; üçüncüsü ise yeni teknolojik gelişmeleri yakından takip eden daha gelişmiş üretim alanları kurmak. Bunun için de çok hızlı hareket etmeliyiz.

Türkiye’den ürün alıyor musunuz?
Bu alandaki çalışmalarımıza başlayalı bir yıl bile olmadı henüz, bu nedenle almadık. Ama sanırım çok kısa bir süre sonra alımlara başlayacağız.

Türk tekstil ve hazır giyim sektörüne siz ve diğer Rus tekstilciler nasıl bakıyorlar acaba?
Hazır giyim benim alanımın biraz dışında, ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Türk tekstili, kuzeyindeki ülkelerde tüm pazarlara hakim. Ayrıca daha geniş baktığımızda da Avrupa’nın bu alanda, şu andaki bir numaralı ülkesi olduğunu düşünüyorum. Türkiye tekstilde, bölgedeki en elverişli konuma sahip ülke durumunda. Bence bunun bir numaralı nedeni de Türk tekstil firmalarının büyük bir deneyime sahip olması. Yaklaşık 20 yıldır, Türk firmalarını başarılarını daha da geliştirerek üretime ve ihracata devam ediyorlar. Bu da çok önemli bir gösterge.
Bir diğer önemli faktör de Türkiye’nin tarzı. Ben Türk insanının ve doğal olarak da Türk firmalarının son derece yaratıcı olduğunu düşünüyorum. Bu yaratıcılık hem İtalya’dakinden hem de İspanya’dakinden çok daha güçlü. Hem siz Rusya’da üretilmiş bir ürünü yüz rubleye satarken, aynı ürünün Türkiye’de üretilmiş olanını yüz elli rubleye -hatta daha yüksek fiyatlara-
rahatlıkla satabilirsiniz. Çünkü Rusya’daki herkes şunu biliyor: “Türk malı kalitelidir.” Rusya tekstil piyasasının tamamı 1 milyar doların üzerinde bir dönüşüm kapasitesine sahip. Bunun ancak yarısı Rusya’da üretilebiliyor. Geri kalan yarısı da çok ciddi bir rakam ve bunun yüzde 20’den fazlası, Türkiye’nin pozitif imajının ticarete bir yansıması olarak Türkiye’den ithal ediliyor. Rusya’da oldukça yaygın olan “Ramstore”lar, Türkiye’nin ne kadar güçlü bir ticaret altyapısına sahip olduğunu bize gösteriyor. Uluslararası olmayı başarmış, çok sayıda Türk markası var. Bunca firmanın/markanın olduğu ve her geçen gün küçülen global bir piyasada bu oldukça güç ve önemli bir şey.
Sanırım bunların hepsi de Türkiye’nin Rusya’daki imajının nasıl olduğunu anlatmak için yeterli. Kısaca, Rusya Türkiye’ye son derece pozitif bakılıyor.

Rus tüketicilerin genel yapısı ve beklentileri nasıl? Bu beklentileri karşılamak için Rus perakendeciler neler yapıyor?
Bu, bizim Roscontract olarak şu anda burada olmamızın temel nedeni…

Rusya 140 milyonu aşan nüfusu ile çok güçlü bir alım gücüne sahip ve perakendecilik çok büyük bir hızla gelişiyor. Her madalyonun iki yüzü vardır. Bu da madalyonun bir yüzü. Diğer taraftan ise Rusya’da üreticiler, bu yüksek nüfusun taleplerini hem miktar hem de nitelik bakımından karşılayacak imkânlara sahip değil. İşte bu nedenle Rusya’da bizim gibi firmalar, modayı yakından takip eden ve ileri teknoloji kullanan yabancı firmalarla birlikte çalışarak ya ürün almanın ya da ortaklığa gitmenin planlarını yapıyor.
Burada bulunmak, bizim bu planlarımızın ilk aşaması. Türkiye’den çok sayıda büyük tekstil üreticisini ziyaret ettik. Şu anda inceliyoruz. Daha sonra da ürün alımına ya da ortaklığa yöneleceğiz. Perakendecilik, üretim altyapısına sahip bir firma için hemen girişilecek ve başarılı olunacak bir alan değil. Adım adım ve öğrenerek gitmek gerekir.