Conkbayırı taarruzunda Türk askeri görülmemiş bir inanç ve cesaretle savaşıyor, tarihin en büyük kahramanlık sahneleri sergileniyordu. Dâhi komutan, kumandanlara verdiği emre şu cümleleri de ilâve etmişti: œBen, size taarruzemretmiyorum; ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler vekumandanlar geçebilir! Mustafa Kemal, Çanakkale Cephesindeki bu üstün başarıları üzerine 1 Haziran 1915²de Albaylığa terfi etti.
Düşman, Çanakkale™de başarı sağlayamamasına, ilerleme gösterememesine rağmen, yeni bir çıkarma yapmada kararlıydı. Ancak, Mustafa Kemal™in aldığı önlemler sayesinde düşmanın bu taarruzu da gelişme imkânı bulamadı. œAnafartalar Grubu Komutanlığı™na 8 Ağustos 1915 tarihinde Albay Mustafa Kemal. getirildi. 9 Ağustos 1915 günü komutayı ele alan Mustafa Kemal beklemeksizin aynı gün yaptığı taarruz ile ilerleyen İngiliz kuvvetlerini tekrar çıkarma yaptıkları kıyılara itti. Aynı günün akşamı Conkbayırı bölgesine geçerek buradaki kuvvetleri de 10 Ağustos 1915 sabahı taarruza geçirdi. Böylece düşmanın ilerlemesine imkân verilmemiş; aksine tutunduğu mevzilerden tamamen çıkarılarak Anafartalar bölgesine tam anlamıyla hâkim olunmuştu.
Mustafa Kemal, 25 Nisan 1915 taarruzunda olduğu gibi 9 ve 10 Ağustos taarruzlarında da bizzat ateş hattında bulunmuş, ateş hattından emirler vermiş, bu davranışı yanındaki subay ve erler için ifadesi imkânsız cesaret kaynağı olmuştu. Conkbayırı™nda kalbini hedef alan bir kurşun, cebindeki saate çarpıp geri döndüğünden mutlak bir ölümden kurtuldu. Bu muharebeler esnasında gösterdiği kahramanlık, azim ve yüksek kumanda kudreti, kendisine memleket içinde ve dışında büyük ün sağladı. Artık o, œAnafartalar Kahramanı olarak anılıyordu. Aylarca süren çıkarma ve savaşlar sonucu ilerleme kaydedemeyen İngilizler; nihayet 1915 yılı Aralık sonunda müttefikleriyle beraber Çanakkale™den çekildiler. Bu savaşlarda İngilizler insan, araç ve gereç yönünden Türklerden şüphesiz ki çok fazla idi; ancak onların unuttukları nokta, Türk askerinin tarihsel kahramanlığı ve bu kahramanlığı yönlendiren Mustafa Kemal faktörü idi.
Mustafa Kemal,10 Aralık 1915²te œAnafartalar Grubu Komutanlığını, Fevzi (Çakmak) Paşaya bırakarak izinli olarak Çanakkale den ayrıldı; İstanbul a döndü.
Mustafa Kemal, 27 Ocak 1916²da karargâhı Edirne™de bulunan On altıncı Kolordu Komutanlığına atandı. Kısa süre sonra bu Kolordunun aynı isimle Diyarbakır™da kurulması kararı üzerine yine Kolordu Komutanı olarak 11 Mart 1916²da Diyarbakır-Bitlis-Muş Cephesine tayin edildi. Mustafa Kemal, 26 Mart 1916²da Diyarbakır™a gelerek komutayı ele aldı.1 Nisan 1916 da Generalliğe yükseltildi. Diyarbakır™a gelişini takiben kısa bir hazırlıktan sonra 3 Ağustos 1916 sabahı emrindeki kuvvetleri Bitlis ve Muş yönünde taarruza geçirdi; Ruslarla iki tümenimiz arasında taarruz ve karşı taarruz şeklinde şiddetli çarpışmalar oldu. Nihayet 8 Ağustos 1916 sabahı Muş, aynı günün akşamı Bitlis kuvvetlerimiz tarafından düşman işgalinden kurtarıldı.
Şam ve Halep™teki kısa süreli görevlerinden sonra 1917²de İstanbul™a geldi. Veliaht Vahdettin Efendi™yle Almanya™ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyahatten sonra hastalandı. Viyana ve Karlsbad™a giderek tedavi oldu. 15 Ağustos 1918²de Halep™e 7. Ordu Komutanı olarak döndü.
Mustafa Kemal, bu cephede İngilizlere karşı başarılı müdafaa savaşları yaptı. Takviyeli İngiliz kuvvetleri karşısında,O™nun maharet ve dirayeti sayesinde, bu bölgedeki Türk Ordusu dağılmaktan kurtarılmış; büyük bir düzen içinde Halep™e kadar çekilme başarısını göstermişti. Fakat I. Dünya Savaşı Almanya ve müttefikleri aleyhine gelişiyordu. 29 Eylül 1918 tarihinde Bulgaristan savaştan çekilmiş, 4 Ekim 1918 tarihinde de Almanya mütareke istemişti.Bu gelişmeler karşısında Mustafa Kemal Paşa yetkili makamlara, askerî ve siyasî önerilerine devam etti ise de yine kabul ettiremedi. Nihayet 30 Ekim 1918 tarihinde de Osmanlı Devleti, itilâf devletleri ile Mondros Mütarekesi™ni imzalayarak l. Dünya Savaşından çekildi.
Mustafa Kemal Paşa, Mondros Mütarekesi™nin imza edildiği günün ertesi, 31 Ekim 1918 tarihinde Yıldırım Ordular Grubu Komutanlığına getirildi ise de artık yapacak bir şey kalmamıştı. 7 Kasım 1918 tarihinde bu Grup Kumandanlığı™nın da Padişah iradesiyle kaldırılması üzerine Adana™dan hareketle 13 Kasım 1918 günü İstanbul™a geldi. Artık Türkiye, mütareke şartlarını yaşıyordu ve kendisi de Harbiye Nezareti emrine verilmiş bir Ordu Kumandanı idi.