Bolu Beyi’ne baş kaldıran ünlü Köroğlu bir gün atını çaldırmış. Asil bir hayvan olan atını aramak için tebdil-i kıyafet (Kıyafet değiştirerek) ile diyar diyar dolaşmış ve sonunda yolu İstanbul’a düşmüş. Atını, satılmak üzere pazara getirilen hayvanlar arsında görünce hemen alıcı rolüne bürünüp;

-? ? ? ? ? ? Efendi, demiş, bu at güzele benziyor. Ancak binip bir denemek istiyorum. Satıcı onu tanımadığı için binmesine izin vermiş. At, üzerine binen eski sahibini tanıyıp dört nala koşmaya başlamış. Köroğlu, Sirkeci sahiline gelip bol para vererek bir sal kiralamış ve ver elini Üsküdar. Bu arada at satıcısı aldatıldığından dolayı kıvranır dururmuş. Köroğlu’yu atıyla birlikte bir sandal üzerinde gören satıcının dostlarından biri onu teselli için seslenmiş:

-? ? ? ? ? ? Üzülmeyi bırak! Atı alan Üsküdar’ı geçti. O adam Köroğlu’nun kendisi idi.

Bugün bu sözü, “İş işten geçti” manasında kullanırız.