porno escort diyarbakır iskenderun escort
5 sonuçtan 1 ile 5 arası

Konu: Baba Mansur Ocagı

  1. #1
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    dυѕLєяfσяυм üує

    Standart Baba Mansur Ocagı


    Tunceli ili Mazgirt ilçesinin doğusunda Darıkent (Muhundi) Bucağı’nda ünlü Alevi evliyalarından Baba Mansur’un yürüttüğüne inanılan bir duvar bulunur. Muhundi bulunan bu ziyaretin anısı nedeniyle Dersim ve çevresinin en ünlü ziyaretgahlarındandır.

    Ali Kemali’ye göre Baba Mansur Dedeleri seyyidlerdendir, kolları yoktur, üç büyük kabiledir. Bir kabilesi Mazgirt kazasının Darıkent (Muhundi) bucağında, İkincisi Pülümür’ün Tahti ve üçüncüsü yine Pülümür’ün Gersinot köylerinde bulunur. Gersinot’ta oturanlara Şahverdi Evladı derler ki, Sivas ve Koçgiri aşiretinin seyyitleridir. (Ali Kemali 1932: 193) Bu seyyitler ayrıca Erzincan’ın Kısmikör ve Erdene, Pülümür’ün Seyyitler Kapiri ve Tahsini köylerinde bulunurlar.

    Mazgirt kazasında da vardır. (Ali Kemali 1932: 184) Bir araştırmada Tunceli Pülümür Yeldeğen Bucağı’nda Şah Mansur’un evlatlarının türbesinin ve Sivas Zara Kızılkale Köyü’nde de Baba Mansurluların bulunduğu ifade edilmiştir. (Clarke 1998: 205)Baba Mansur’un Horasan’dan geldiğine inanılır. Halk Cuma akşamları buraya toplanır, kurbanlar keser, cem yaparlardı.

    Baba Mansurun bilinen en ünlü rivayeti şöyledir. Bir gün Baba Kureyş (Hac-ı Kureyş )vahşi bir ayıya binmiş ve bileğine de bir yılan dolamış, onunla ayıyı kamçılayarak yürütmüş. O sırada duvar yapmakta olan Baba Mansur ise bu duvara binerek Baba Kureyş’e doğru yürümüş. Kureyş Baba bu mucize karşısında hayran olarak “Sen taş duvara can verdin.” diyerek, Baba Mansur’un eline sarılıp öpmüş. Baba Kureyş Ocağı’nın talipleri, Kureyş Baba’nın Baba Mansur’a bağlılığı üzere, Baba Mansur Ocağı’nın da talipleridir.

    Yüzyıllardır Kureyşan Ocağı Dedeleri’nin mürşidleri de Baba Mansurlu Dedeler olmuştur. Pir ve seyitleriyle birlikte Koçgiri ve Hiran aşiretleri de Baba Mansur Ocağı’na bağlıdırlar.

    Baba Mansur Dedeleri , Kureyşanlar , Şavalanlar , Arelliler , Gaboranlılar , Butkanlılar Aşiretlerine Dedelik ve Lolanlılar, Çarekanlılar ve diğer aşiretlere de mürşidlik yapmaktadırlar. Yine Darıkent yakınlarında bulunan Şöbek, Lödek, Küpük Köylerinde de Baba Mansurlu seyyid aileleri vardır. Bir bölümü çeşitli nedenlerle Tunceli dışındadırlar ve özellikle de Sivas’ta yoğunlaşmışlardır.

  2. #2
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    1907

    Standart ---> Baba Mansur Ocagı

    Baba Mansur, Ocağı ve Doğu Anadolu’da Alevi İnancının Oluşumundaki Yeri


    1. Giriş

    Toplumların kültürel değerlerinin her bölümü saygıya değerdir ve bunlar vazgeçilmez değerlerdir. Bu değerler araştırılıp incelenmeli, üzerindeki tarihin unutturucu kalın örtüsü kaldırılmalıdır. Kısaca su yüzüne çıkarılmalıdırlar. Bu günümüz aydınlarının, yurtseverlerinin ve bilimsel çevrelerin kaçınılmaz görevidir. Bir yerde aydının, aydın olmasının gereği olarak toplumuna karşı olan sorumluluğunun bir gereğidir.

    Doğallıkla toplumsal, kültürel değerler aydınlığa kavuşturulurken ve değerlendirilirken; gerçeklerle bağdaşmayan duygusallıkların, gereksiz kimlik arayışlarının ve tartışmalarının, kısır soy-sop çekişmelerinin dar çerçevesi içinde kalınmaktan kaçınmalıdır. Aksi durumda yapılacak toplumsal çalışmalar kültürel gelişmeyi ve toplumsal kaynaşmayı engelleyebilecektir. Ayrıca, bu durum ortaya çıkarılan değerlerin yanlış algılanmasına ve işlevselliğinin yok edilmesine neden olabilecektir. Ancak, bilimsel çalışmalar ve kültürel değerler, tarihsel gerçeklik temelinde ulusal, evrensel ve toplumsal boyutlarıyla ele alındıklarında beklenen insansal ve toplumsal yararı sağlayabileceklerdir.

    Bu bakış yöntemiyle Baba Mansurun tarihsel kişiliğine ve ocağının Anadolu Alevi inancının oluşmasındaki yerine, toplum üzerindeki etkinliğine baktık. Baba Mansuru Anadolumuzda bin yıla yakındır varlığını sürdüren, kültürümüzü zenginleştiren ve Horasan erenleri yoluyla Asyadan Anadoluya ulaşan, Anadolu coğrafyasında Alevi inancının oluşumuna katkı sunan bir değer olarak görüyor ve bu anlayışla üzerine eğilme gereğini duyuyor, ona bilim çevrelerinin dikkatini çekmek istiyoruz. Baba Mansur ve ocağı Doğu Anadolu, giderek Anadolu inanç-kültürünün oluşmasında önemli bir addır. Bir temel taştır.

    Doğudaki Alevi dede ocakları, İç Anadoluda toplumsal ve siyasal koşulların bir sonucu olarak giderek birincil şahsiyet durumuna yükselen Hacı Bektaşın ötesinde, Anadolunun doğusunda, Hacı Bektaştan bağımsız birer Alevilik odakları olarak varlıklarını ortaya koymuş, Anadoludaki kültürel ve inançsal yapılanmaya katkı sunmuşlardır. Anadolunun doğusundaki bu ocakların Hacı Bektaş Dergâhını mürşit kabul etmeleri, onun çevresinde halkalaşmaları yakın yüzyılların ürünüdür. Başında bağımsız hareket edilmiştir. Özellikle doğudaki ocaklar ayrı hareket etmişlerdir. Birleşme ve bütünleşme İç Anadoluda Pirevine yakın çevrelerde olmuştur. Balkanlardaki dergâhlar da çoğunluk Pirevine bağlı ve onun yörüngesindedirler. Dönemin ulaşım ve iletişim olanaksızlıklarının bir sonucu olarak; doğudaki ocakların Hacı Bektaş Dergâhı ile birleşmesi ve bütünleşmesi, onu mürşit makamı olarak kabul etmeleri ve çevresinde halkalaşarak kurumlaşmaları, yakın yüzyıllara kadar gecikmiştir.

    İncelememizi olabildiğince tarihsel temellere oturtmaya, kıt da olsa kaynak ve belgelere inmeye, düşünce ve bilgilerimizi kaynak ve belgelere dayandırmaya ve yaşayış kesitlerini nesnel olarak yansıtmaya özen gösterdik. Doğallıkla, bunu tarih araştırmacılığının bir kaçınılmaz gereği olarak düşünüyoruz.

    2. Ata ve Baba Adlarının Kaynağı ve Türk Kültüründe Ata Adının Babaya Dönüşmesi

    Anadolulaşan Baba Mansur, Yesevi çevresinde iken ve bu dönemini yansıtan kaynaklarda Mansur Ata olarak adlandırılır. Ata, eski ve yeni Türk lehçelerinde baba anlamına gelir. Soy kavramını da içerir. Oğuzlar arasında geçen Korkut Ata, İrkıl Ata gibi. Halk arasında saygınlığı olan, dahası kutsallık kazanmış halk bilgeleri, ozanlar, Şamanlık dönemindeki büyük Kamlar çoğunluk ata adıyla anılmışlardır. Türkler içerisinde tasavvuf akımının yayılmasıyla; bu tür nitelikte olan kişilere, şeyh ve dervişlere ata lakabıyla birlikte baba da denilmeye başlanmıştır. Asya coğrafyasında ve Şamanilik döneminde ata adı, Anadolu coğrafyasına yerleşme ve İslamileşme döneminde baba adına dönüşmüştür. Kısaca, Anadolulaşma ve İslamileşme dönemi olan bu ikinci evrede baba, atanın yerini almış ve onun yerine kullanılmıştır. Yeseviliğin içerisinde yetişen ve Harzem-Türkistan bölgesinin önemli şeyhleri; Çoban Ata, Hakim Ata, Zengi Ata ve Mansur Atalardır ve tümüyle ata adıyla anılmışlardır. Anadolulaşıldıktan sonra ata, babaya dönüşmüştür. Örneğin Mansur Ata, Anadoluda Baba Mansur adıyla bilinmekte ve anılmaktadır. Bu, çoğunluk eski Türk dinleri ve töresiyle beslenen Alevilik-Bektaşilikte kendisini ortaya koyar. Baba, genelleşerek ve atanın yerini alarak kullanılır. O nedenle konu edindiğimiz Baba Mansurun Asyada iken adı Mansur Atadır.[1] Anadoluda ayrıca baba yerine ve aynı anlamda dede sözü de kullanılacaktır.

    Baba sözü, Sümerlerde tapınak ve tanrıça adları arasında geçer. Sümerlerde baba, Lagaş tanrıçasıdır. Görüldüğü kadarıyla baba adı tarihsel değişim sürecinde genellikle ulu kişileri, önderleri, aile yöneticilerini ifade eder olmuştur. Atanın babaya dönüşmesinde yine bir Asyatik toplum olan ve eski çağlardan beri Ortadoğu ve Anadolu toplumları üzerinde kültürel etkinliğinin izleri görülen Sümerlerin etkisinden kaynaklanıyor olmalıdır. Babanın Anadoluda kutsal anlama dönüşerek kullanılması, Sümer anlayışını yansıtmaktadır.
    FENERBAHCE

  3. #3
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    1907

    Standart ---> Baba Mansur Ocagı

    3. Baba Mansurun Tarihsel Kimliği

    a) Baba Mansurun Soyu ve Kimliği

    Baba Mansur, Yesevi tarikatındadır. Yesevi dervişleri arasındadır. Dervişler içerisinde en önemlilerden biridir. Ahmed Yesevinin Horasan tasavvuf okulunda yetişmiştir. Ahmed Yesevinin ilk halifesidir. Reşahât Tercümeside ölüm tarihi M. 1197-98 (H. 594) olarak verilir.[3] Ahmed Yesevinin mürşidi ve öğretmeni olan Arslan Babanın oğludur.

    Mansur Ata / Baba Mansurun babası Yesi kentinin ünlülerindendir. Kaynaklarda tarikat kurucusu olarak gösterilir.[4] Bir tasavvuf okulu önderidir. Birçok dervişin mürşididir. Ahmed Yesevi de Arslan Babanın okulunda / tarikatında yetişmiş ve onun önemli bir müridi olmuştur. Arslan Babaca eğitilmiş, yol bilgisi edinmiş ve sonraki olgunluğuna ulaşmıştır. Ahmed Yeseviye Baba Mansurun babası Arslan Baba nasip vermiştir. (9)

    Ahmed Yesevi menkıbesinde Alevi niteliği açık olan öğretmeni, mürşidi Arslan Babaya büyük yer ayrılmış ve bağlılığı bildirilmiştir. Onu küçüklüğünden beri mürşid edindiğini Divan-ı Hikmetinde de dile getirir.

    Yedi yaşta Arslan Babaya verdim selam

    Hak Mustafa emanetini eyleyin armağan

    İşte bu vakde dek binbir zikrini eyledim tamam

    Nefsim ölüp la mekana aştım ben işte[5]

    Uzun bir ömür süren Arslan Baba Ahmed Yeseviyi, Ahmed Yesevi de mürşidinin oğlu Mansur Atayı ve diğerlerini yetiştirir. Baba Mansur, Ahmed Yesevinin ilk ve önemli bir halifesi olur. İlişkilere ve yaşadıkları tarihlere bakılırsa bu ilişki ve el vermenin, yani halifesi olarak atamasının tarihe uyduğu ortadadır. Çünkü Ahmed Yesevi 1166, öğrencisi ve halifesi Baba Mansur ise 1198de ölmüşlerdir. Bu tür bir ilişki tarihsel olarak olasıdır.

    Arslan Baba ve Baba Mansurun soylarından gelen Seyyid Hasan Hoca Nakibül- Eşraf-ı Buhari Müzekkir-i Ahbâb adlı tezkiresi, Hazini ise Cevahirül- ebrâr min Emvâcil- Bihar adlı kitabıyla Arslan Babadan itibaren bu soydan gelen kişilerin adlarını şöyle belirtirler. Bu veri ailenin hem yol, hem de soy kütüğüdür:

    Arslan Baba → Baba Mansur → Abdülmelik Hoca → Tac Hoca → Zengi Ata → Sadr Hoca → Yahya Hoca → Süleymen Hoca → Abdül- Vahap Hoca.

    Hazini kendilerinin Baba Mansur, Seyyid Hasan ise Zengi Atanın soyundan geldiklerini yazarlar. Ahmed Yesevinin yerine ilk halifesi Mansur Ata / Baba Mansur geçer. Baba Mansurun yerine ise oğlu Abdül- Melik Ata, ondan sonra da tarikatın başına Abdül- Melikin oğlu Tac Hoca geçmiştir. Tac Hoca, 1199 / 1200 (H: 596) yılında ölmüştür. Ünlü Zengi Ata (ölm. M. 1258 / 59 - H. 566)nın babasıdır. Tarikat içerisinde Harzemli Said Ata (ölm. M. 1218 / 19 - H. 615) ve Süleyman Hakim Ata (ölm. M. 1186 / 87 - H. 582) gibi bu aileden olamayan ünlü halifeler de vardır. Mansur Atadan sonra zaman zaman bu kişiler tarikatın başına gelirler. Zengi Ata, Ahmed Yesevinin üçüncü halifesi Süleyman Hakim Atanın mürididir. Zengi Ata da bu yola oldukça ünlenen müridler kazandıracaktır. Uzun Hasan Ata, Seyyid Ata (ölm. M. 1302 / 03 - H. 702), Sadr Ata ve Bedr Ata bunlar arasındadır. Ahmed Yesevinin kurduğu Yesevilik Tarikatının yol kütüğü Seyyid Ata ile Sadr Atayla sürecektir.[6]

    b) Baba Mansurun Etnik Konumu

    Baba Mansurun soyundan gelen Hazini kitabında kök dedeleri Arslan Babanın siyah ırktan olduğunu yazar. Reşahat Tercümesinde Baba Mansurun torunlarından Zengi Ata için deve dudaklı zenci olarak söz edilir. Hakim Ata Kitabında Zengi Atanın Taşkent dağlarında sığır güden kalın dudaklı Zenci bir çoban olduğu vurgulanır. Bu iki kaynakta da şeyhi Hakim Atanın ölümünden sonra dul kalan eşi Anber Ana ile evlenmek isteyen Zengi Ata bu siyahlığı ve çirkinliği nedeniyle yadırganır. Anber Ana, onun siyahlığını öne sürer. Ancak, bir keramet nedeniyle bu evliliği kabul eder. Bu kaynaklara dayanan Köprülü de Arslan Babanın Arap, torunu Zengi Atanın da bu soydan geldiği için siyah tenli ve çirkin bir adam olduğunu belirtir.[7]

    Kaynaklara bakılırsa gerek Arslan Baba, gerekse oğlu Baba Mansur ve bu soydan gelen kişiler Türklere karşın siyah tenli, kalın dudaklı ve fiziki olarak çirkin görünümlüdürler. Kısaca, Baba Mansur soy olarak Araptır. Ama Türk bir çevrede ve Türklerin kurumlaştırdığı Ahmed Yesevi-Horasan tasavvuf okulunda yetişmiş; bu anlayışla kültürü, düşüncesi, inancı ve bilinci biçimlenmiştir. Buradan edindiği bilinçle Horasan erenleri arasına katılmış ve Türklüğün yeni oluşum merkezi olan Anadolunun yeniden yapılanmasında görev almıştır.

    Baba Mansurun babası Arslan Baba veya ataları Arabistandan Türkistana -o bilinen nedenle-, yani Ehlibeytten olanlara Emeviler ve Abbasilar döneminde yapılan aşırı baskılar nedeniyle gelmiş olmalıdırlar. Baba Mansur Ehlibeyttendir. Anadoludaki Baba Mansur Ocağının kendilerini Oniki İmamların 5. si olan İmam Muhammed Bakır (676-735)a bağlı görmeleri ve onun soyundan geldikleri bilgisini geleneksel yolla günümüze taşımaları, Baba Mansurun köken olarak Arap oluşunun, Hz. Ali soyundan, yani İmam Bakır evlatlarından olduklarının kanıtıdır.

    4. Baba Mansurun Anadoluya Gelişi ve Bir Alevi Ocağının Doğuşu

    Bütün söylenceler ve özellikle Hacı Bektaş Vilayetnamesi Yesevi tasavvuf okulunda yetişen binlerce dervişin bu okul, diğer bir deyişle dergâh tarafından Ortadoğunun çeşitli bölgelerine, özellikle Türk / Türkmen göçleriyle birlikte Anadoluya gönderilmişlerdir. Ömer Lütfi Barkanın Kolonizatör Türk Dervişleri olarak nitelediği bu Horasan erenleri, Türkistan-Harzem yöresinin Melami, Yesevi ve Kalenderi eğilimini almış kimselerdir. Türk / Türkmen boylarının başında, onlara önderlik ederek Anadoluya gelmişlerdir. Yine Anadoluda bu boyların yerleşmeleri, üretime geçmeleri, çevreleriyle toplumsal ilişki yürütmelerinde onlara önderlik etmişlerdir. Türk toplumunun Anadoluyu, giderek Balkanları yurt edinmelelerinde Horasan erenleri olan bu babalar (yani dedeler) aktif rol oynamışlardır.
    FENERBAHCE

  4. #4
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    1907

    Standart ---> Baba Mansur Ocagı

    Baba Mansurun Anadoluya gelişine de bu bağlamda bakmak gerekir. Yalnız, Baba Mansurun Anadoluya gelişi konusunda belirsizlikler vardır. Elde hiçbir belge ve kaynağın olmayışı, bizim bu konuda kesin konuşmamızı önlüyor. Durum karşısında akıl yürütmeden öte başka bir şey yapılamıyor. Bu durum karşısında akla çeşitli sorular gelebiliyor doğallıkla. Biz bu yaklaşımları irdeleyerek değerlendireceğiz. Akla ve tarihe uygun düşeni belirleyeceğiz:

    1) Baba Mansur Anadoluya gelmemiştir. Zaten Anadoluya geldiğine ilişkin kesin bilgilere sahip değiliz.

    2) Baba Mansur, Hacı Bektaşdan önce Anadoluya gelmiştir. Doğu Anadoluda kalmıştır. Ocağının Hacı Bektaş Dergâhından bağımsız kalmasının, ayrı bir mürşitlik kurumu olmasının nedeni budur.

    Bu görüş akılcı görünmektedir. Çünkü Baba Mansur 1197-98de ölmüştür. Hacı Bektaş ise onun ölümünden 10-11 yıl sonra, yani 1209larda doğmuştur. Bu durum karşısında Baba Mansurun Hacı Bektaşin Anadoluya gelişinden çok önceleri gelmesi gerekmektedir. Hacı Bektaşın yaklaşık 1230-35lerde Anadoluya geldiği düşünülmektedir. Baba Mansursa ya şeyhi Ahmed Yesevinin sağlığında, ya da onun ölümünden sonra gelmiş olmalıdır. Ahmed Yesevinin ilk halifesi olan Baba Mansur eğer şeyhinin sağlığında gönderildi ise, Ahmed Yesevinin 1166 yılında öldüğüne göre, Baba Mansur da bu tarihten önce Anadoluya gönderilmiş olmalıdır. Yok eğer şeyhinin ölümünden sonra geldi ise, 1166 ile kendi ölümü olan 1198 yılları arasında gelmiş olmalıdır. Eğer Baba Mansurun Anadoluya geldiği doğru ise, bu geliş, 12. yüzyılın ikinci yarısında gerçekleşmiş olmalıdır.

    3) Durum ne olursa olsun Baba Mansur aşiretlerin ve ocakların varlığını kabul eden ve onlara şecere düzenleyen 1. Alaeddin Keykubat (1219-1237) dönemine yetişmemiştir. Çünkü 1. Alaeddin Keykubat 1232 (H. 628) yılında oniki Türk / Türkmen aşiret ve ocağıyla (Şecerede bu oniki boyun Türk olduğu belirtiliyor) sözleşmesini yapıp, kendine bağlamış ve onlara soykütüğü (şecere) düzenlemiştir.

    Baba Mansur ise bu tarihten 34 yıl önce ölmüştür. 1. Alaeddin Keykubatın diğer aşiret ve ocaklarla birlikte Baba Mansur Ocağına da soykütüğü (şecere) düzenlediği doğrudur. Bu soykütüğü, bugün Tuncelinin Mazgirt ilçesinin Şöbek Köyünde Caferoğulları ailesinin elindedir. Keykubatla birlikte daha sonraki yıllara ait Osmanlı padişahlarının da onayını taşır. O zaman, 1. Aleaddin Keykubat bu soykütüğünü verdiği dönem ocağın başında Bizzat Baba Mansur değil, onun evlatlarından bir başkası olmalıdır. Çünkü soykütüğü kişiye değil, ocak ailesine, yani soya verilmiştir.

    1. Alaeddin Keykubatın düzenlediği soykütüklerine göre; Asyalı Türk boyları Horasandan Erzincana, oradan da Dersim dağları eteklerinde Karakoçanın kuzeyindeki günümüzde bir köy konumuna düşen Bağın ve Hüsnü Mansur kasabalarına göçerek yerleşmişlerdir. Şah Mansurla Mahmud Hayrani Hüsnü Mansur kasabasında dergâhlarını kurmuşlardır. Sultan Alaeddin Bağına gelir. Seyyid Mahmudun oğlu Hacı Kureyş, Baba Mansur ve Seyyid Ali adıyla anılan Derviş Beyaz Sultanın isteği üzerine mucize gösterirler. Şah Mansur duvar yürütür. Hacı Kureyş ile Derviş Beyaz fırına girerler. Sınavda başarılı çıkılır. Sultan, Türk boylarını pirlik ve mürşitlik olarak Şah Mansur ile Hacı Kureyşe, rehberliği ise Derviş Beyaza verir. Lokma hakkı tanınır.[8]

    Burada verilenler kimi çelişkiler taşırlar. Mahmud Hayrani, Baba Mansurun değil, Hacı Bektaş ile Mevlananın çağdaşıdır. Yani, 13. yüzyılda Konya-Akşehirde yaşamıştır. 1268 (H. 667) yılında ölmüştür. 1. Alaeddin Keykubat dönemine denk düşer ama, soykütüğünün de ileriki pasajlarında düzelttiği gibi Bağındaki Kureyşan Ocağının kurucusu Hacı Kureyştir. Baba Mansur, bu tarihten 34 yıl önce ölmüştür. Bağın ve Hüsnü Mansura bu Türk boylarıyla birlikte gelip, boyları buralara yerleştirdiği, dergâhını kurduğu doğru olabilir. Ama Alaedin Keykubat döneminde ocağın başındaki o değildir. Soykütüğü de zaten Şah Mansur adlı birinden söz eder. Bu, Baba Mansur evlatlarından biri olmalıdır. 1232 yılında soykütüğü düzenlendiği yıllarda ocağın temsilcisi Baba Mansur değil, Şah Mansurdur. Bu kişi ya Baba Mansur evlatlarından bu addan biridir. Ya da o dönem yaşayan kimsenin adına şecerede değinilmemiş, doğrudan ocak kurucusunun adıyla anılmıştır.

    4) Bir başka görüş Baba Mansurluların Ahmed Yesevinin birinci halifesi Mansur Atadan değil, Hallac-ı Mansurdan geldikleri yolundadır. Hallac-ı Mansurun ünlü ve tasavvufi niteliği kimi Baba Mansurluları da bu görüşü kabule götürmüştür. Oysa, olası değildir. Zorlama bir görüştür. Ad benzerliği bu görüşü öne çıkarmıştır.

    Bilindiği gibi, Hallac-ı Mansur 922 yılında ölmüştür. Anadoluya da kesinlikle gelmemiştir. O dönemler Anadoluya da Türk / Türkmen göçü pek yoktur. Bireysel ve küçük kümeler vardır. Türk göçü, daha sonraki yüzyıllarda yoğun olarak olmuştur. Hallac-ı Mansurun çalışma alanı Anadolu Türkleri üzerinde değil (zaten bu dönemler Anadolu Türklüğü yoktur), Asya Türklüğü üzerindedir. Hallacın çocukları ve torunları ise Anadoluya değil, Kahire, Şam, Filistin ve Kuveyte göç edip, oralara yerleşmişlerdir.[9] Yalnız Hallac-ı Mansur düşüncesi daha sonraki yıllarda Türk / Türkmen göçleriyle birlikte Anadoluya gelecek ve Alevi inancında yerini alacaktır. Alevi cemlerindeki Mansur Darı bu etkiden kaynaklanmaktadır.
    FENERBAHCE

  5. #5
    UYARI:
    Kullanıcıların Profil Bilgileri Misafirlere Kapatılmıştır. Görmek için KAYIT olmalısınız.~
    1907

    Standart ---> Baba Mansur Ocagı

    5. Baba Mansur Ocağının Etkinliği

    Baba Mansurlular Tunceli / Dersimnin Mazgirt ilçesinin Muhundu (Darıkent) bucağına ve yakınındaki Şöbek (Yeldeğen) Köyüne yerleşirler. Merkezleri burası olur. Dergâh, burada kurulur ve talipleri buradan denetlenir. Baba Mansur Duvarı olarak adlandırılan dergâhın duvarı halen durmaktadır. Naşit Hakkı (Uluğ) Beye göre, bu duvar Dersimlinin mihrabı ve Dersimli için bir ongun (tetem)dir. Söylencesel bir kutsallığı vardır. Burası Dersimin önemli ziyaret yerlerinden biridir. Söylencesinin değişik türevleri (varyantları) anlatılagelmektedir. Bir anlatıma göre, Sultan Alaeddinin Baba Mansurdan mucize göstermesini istemesi üzerine, o da yanına aldığı dört kişiyle Muhunduda fırına girer ve yanmadan çıkarlar. Bir başka söylence de, ayıya binip eline yılanı kamçı olarak alan Hacı Kureyşe karşın daha zor bir mucize göstererek Muhundudaki dergâhının duvarına binip yürütmesi, Hacı Kureyşi bu biçimde karşılaması ve onu utandırmasıdır. Bu olay üzerine Hacı Kureyş, Baba Mansura bağlanır ve onu mürşit edinir.[11]

    Bu söylencenin bir başka türevinde ise bu mucize gösterisi Baba Mansur ile Seyyid Mahmud Hayrani arasında geçer. Baba Mansur, cansız duvarı yürüterek Seyyid Mahmud Hayraniye ders vermiş olur. Bu durum, Baba Mansurluları Kureyşanlıların piri konumuna yükseltir.[12]

    Mucize göstermede zoru seçmesi Baba Mansurun etkinliğini arttırır, taliplerinin çoğalmasını sağlar ve diğer yöre Alevi ocakları arasında mürşitlik konumuna çıkmasına neden olur.

    Bir söylence de Baba Mansurun oğlu Düzgün Baba için anlatılır. Adı, Nazimiyedeki bir dağa (Düzgün Dağı) ve bu dağın tepesindeki ziyarete verilmiştir. Anlatılagelenlere göre, Düzgün Baba bir kış gecesi bu dağın doruğuna çıkar. Burada Hz. Aliye kavuşur. Bu söylencenin yarattığı etkinlikle Düzgün Baba, Dersim Alevi inancında namusluluğun, doğruluğun ve bağlılığın simgesi olarak bilinir. Büyük andlar burada veya buraya yönelinerek içilir. Kışın fırtınalı ve soğuk günlerinde dışarıda kurban kesilemediği anlarda içeride Düzgün Babaya yönelinerek kurbanlar kesilir.[13] Bu etkinin bir sonucu olarak, gerek Dersim bölgesinde ve gerekse Baba Mansur ailesinde Düzgün adı öteden beri çokca konulur.

    Ocak merkezi Mazgirt olmasına karşın Baba Mansurlular zamanla Tuncelinin tüm ilçelerine dağılırlar. Dersimde üç merkezleri oluşur. Bunlar; Mazgirtin Muhundu, Pülümürün Tahtı ve Gersinot köyleridir. Buralardan Erzincan, Tercan, Çayırlı, Aşkale, Sivas ve Divriğiye dağılmışlardır.[14] Günümüzde doğallıkla İstanbul gibi büyük kentlere göçmüşlerdir.

    Tunceli, Erzincan ve Sivas bölgesindeki Alevi aşiretlerinin çoğu Baba Mansur ocağına bağlıdırlar. Kimilerinin pirliklerini, kimilerininse mürşitliklerini üstlenmişlerdir. Bu bölgenin önemli aşiretlerinden Abdalanlılar, Şavalanlılar, Balabanlılar ve bir aşiretler konfederasyonu olan Koçgirililer tümüyle Baba Mansur Ocağının talibidirler.[15] Dahası Koçgiri aşiret topluluklarını Aleviliğe zamanıyla Baba Mansur dedeleri kazandırmışlardır. Bunların dışında daha birçok aşiretin ve ailenin pirlik ve ve mürşitliklerini yapmaktadırlar. Doğudaki Alevi ocakları içerisinde en etkini ve talibi en çok olanı Baba Mansur Ocağıdır.

    6. Sonuç

    Baba Mansurun ailesi Arap kökenli olmasına karşın, Türkistan-Horasan-Maveraünnehirde kurumlaşan Alevi çizgide İslam alaşımının oluşmasına ve Türk / Türkmen topluluklarının bu çizgiye kazandırılmasına katkı sunmuşlardır. Bu oluşumun merkezi ve faaliyet alanı Yesevi tarikatı çevresinde yürütülen Horasan tasavvuf okuludur. Bu tarikat, böylesi bir eğitimin üssü olmuştur. Yesevi tarikatının önde gelen bir adı olan Baba Mansur ve ailesi, Yesevi ve Horasan tasavvuf okulunun yarattığı Türklük bilinci içerisinde Türkleşmişlerdir. Giderek bu oluşan bilinci, bu aile, Horasan erenleri akınına katılarak Anadoluya taşımışlardır.

    Yesevilik ve Horasan tasavvuf okulu anlayışını, idealini ve ideolojisini Anadoluya taşıyanların -zaman olarak- öncülerinden Baba Mansur gelir. Dolayısıyla; Doğu Anadolunun kapılarının Türklere açılması, Anadolunun yurt tutulması ve bir Türk yurdu durumuna dönüşmesi olayının öncülerinden biri ve en önemlisi Baba Mansurdur. Bu tutumuyla, Anadolunun Türkleşmesi ve İslamlaşması olayına öncülük etmiş ve önemli ölçüde katkı sunmuştur.

    Baba Mansur, Horasan erenlerinin ilklerindendir. Bizzat Ahmed Yesevi tarafından gönderilme olasılığı büyüktür. Çünkü Ahmed Yesevi döneminde yaşamış, onun önemli bir müridi ve ilk halifesi olmuştur. Bu nedenle Anadoluda kendilerini Ahmed Yeseviye bağlayan Alevi dede ocaklarının doğmasında ve kurulmasında Baba Mansur temel rol oynamıştır.

    Baba Mansur Ocağı, yakın zamanlara kadar Anadolu halkına İslamiyetin Alevi yorumunu kazandırma çalışmalarını sürdürmüştür. Koçgiri boylarlarını Aleviliğe kazandırmaları bunun en belirgin örneğidir.

    Hacı Bektaştan önce Anadoluya gelerek özerk kurumlar durumuna gelen bu ocaklar, yakın dönemlere kadar Hacı Bektaş Dergâhından bağımsız hareket etmişlerdir.

    Alevilik-Bektaşilik ve bu bağlamda oluşan olaylar, olgular ve kurumlar yeterince araştırılıp su yüzüne çıkarılmamıştır. Alevi dede ocakları bunun başında gelir. Bunlardan birini sempozyum konusu etmekle bilim çevrelerinin bu işlenmemiş konulara yönelmelerini arzulamaktayım. Doğallıkla sonuçta Alevilik-Bektaşiliğin tüm sırları aydınlanacak, ham konusu kalmayacaktır. Çağdaş bilimin de amacı bu değil mi? Bilinmeyenlere yönelmek, onları bilinir duruma getirmek Bizim bu ham konuyu gündeme getirmemizdeki amacımız da budur.
    FENERBAHCE

Sistem Bilgileri

Bu sistem vBulletin® alt yapısına sahiptir!
Telif hakları, Jelsoft Enterprises Ltd'e aittir. Copyright © 2024

Uyarı

5651 Sayılı Kanun'un 4.cü maddesine göre üyeler yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. Yer sağlayıcı olarak hizmet veren sitemiz hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler ile ilgili iletişime geçilmesi halinde size dönüş yapacaktır.

gaziantep escort bayan gaziantep escort deneme bonusu veren siteler bahissitelerivip.com deneme bonusu deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler mjsanaokulu.com Maltepe Escort deneme bonusu deneme bonusu veren siteler maltepe escort kartal escort ataşehir escort pendik escort ankara escort sincan escort eryaman escort bayan ankara escort ankara escort bayan escort ankara ankara escort eryaman escort ankara escort çankaya escort ankara otele gelen escort eryaman escort adana escort eryaman escort Antalya Seo tesbih yetişkin sohbet kameralı sohbet aresbet casino siteleri Grandpashabet moldebet efesbet efesbet giriş getirbet efesbet deneme bonusu deneme bonusu veren siteler 2021 grandpashabet bahis siteleri bahis siteleri bonus veren siteler bahis siteleri canlı casino siteleri deneme bonusu En güvenilir bahis siteleri ankara olgun escort mimarsinanokullari.com