ALEVI-BEKTASI KÜLTÜRÜNDE KADIN

ÖNSÖZ
Alevi ve Bektasiler, toplumumuzda farklı kültür ve yasayısları ile dikkat çeken,
ülke ve ulus birliğine, bütünlüğüne derinden bağlı, kültür ve düsünceye büyük bir değer ve önem veren yetmis iki milleti kardes bilen, kimseye hor bakmayan, sevgiyle, enginlikle yaklasan bir topluluktur. Alevi ve Bektasiler Türk inanç, gelenek, görenek ve adetlerinden etkilenmisler, kendilerine özgü bir hayat tarzı olusturmuslardır.
Alevilik ve Bektasilik anlayısı, zengin bir kültür birikimine sahiptir. Bu kültür
birikimi içinde edebiyattan folklora kadar bir çok bilim için materyaller
bulunmaktadır.
Alevi ve Bektasi kültürü, Türk kültürünün temel ve önemli bir bölümünü
olusturmaktadır. Kültürleri ve yasayısları ile her zaman merak edilen, bir çok
kültürden izler tasıyan Alevi ve Bektasilerin kadın anlayısı da dikkat çekmektedir.
Alevi ve Bektasi kültürü içinde Eski Türk kültürünün izleri yoğun olarak yer
almaktadır. Bu nedenle Alevi ve Bektasi kültürünün kadına bakısını anlayabilmek için kadının Eski Türk kültürü içindeki yerini bilmek gerekir.
Türk toplumunda kadın, geçmisten günümüze kadar büyük değisiklikler
geçirmistir. Destanlarda, Dede Korkut Hikayelerinde, Halk hikayelerinde, Kutadgu Bilig ve Divan u Lügat'it Türk'te kadın farklı sekillerde karsımıza çıkmaktadır. Bu eserlerde yer alan kadınla ilgili özelliklerin bir çoğu Alevi ve Bektasi kültüründe de devam etmektedir. Bu nedenle çalısmamızın birinci bölümünde burada sözü edilen eserlerden yararlanarak kadının tarih içinde geçmisten günümüze kadar geçirdiği değisim anlatılmıstır. Alevi ve Bektasi Kültürünün Eski Türk kültüründen etkilendiği ve izler tasıdığı ispat edilmeye çalısılmıstır.
Islamiyet Dönemi, Osmanlı Đmparatorluğu, Selçuklu Đmparatorluğu, Mesrutiyet dönemi ve Cumhuriyet dönemindeki kadın anlayısı da farklılık göstermektedir. Bu dönemlerdeki kadın anlayısına yer verilerek, Alevi ve Bektasi kültürünün kadına bakısı ile benzeyen ve ayrılan yönleri anlatılmıstır.

Kadının Eski Türk kültürü içindeki yeri ve bu kültürün Alevi-Bektasi kültürü
üzerindeki etkisi belirlendikten sonra ikinci bölümde , kadının Alevi-Bektasi kültürü içindeki konumu incelenmistir. Türk kültürünün en temel özelliklerini korumus olan Aleviler ve Bektasilerin kadına ayrı bir değer verdikleri anlatılmıstır. Alevi-Bektasi kültürü içinde herkese can gözüyle bakıldığı, kadın erkek ayrımı yapılmadığı ispat edilmeye çalısılmıstır.
Alevi-Bektasi kültürü hakkında bilgi verebilecek en zengin kaynak Alevi-Bektasi
siirleridir. Çoğunlukla saz esliğinde seslendirilen, Alevi-Bektasi adap ve erkanına ait kavramların islendiği bu siirler, sözlü kültüre asina olan halka hep yakın gelmistir.
Alevi-Bektasi düsüncesini yaymada aktif rol oynamıslardır. Bu nedenle Alevi-
Bektasi kültürünün kadın anlayısı hakkında bilgi verilirken, bu kültür içinde öne
çıkan kadınlar ve kadın sairler tanıtılırken Alevi-Bektasi siiri merkez alınarak bu
kültüre bakılmıstır.
Çalısmanın üçüncü bölümünde, Alevi-Bektasi edebiyatı içinde öne çıkan kadın
sairler tanıtılarak, Alevi ve Bektasi kadınlarının siir söyleyecek kadar cesur oldukları gösterilmistir. Ayrıca Alevi ve Bektasi kadınının duygu dünyası yansıtılmaya çalısılmıstır.
Alevi-Bektasi erkek ve kadın sairlerin siirlerinde, Hz. Fatma, Hz. Hatice, Hz.
Zeynep, Kadıncık Ana ve Hüsniye gibi kadınlara telmihte bulundukları, bu
kadınların Alevi ve Bektasi toplulukları tarafından örnek alındığı anlatılmıstır.
Ayrıca Alevi-Bektasi topluluklarının kendi kadınlarını siirlerde telmih edilen bu
kadınlarla özdeslestirdikleri gösterilmistir.
Alevi ve Bektasi sairlerinin siirlerinde kadının, ana, bacı, ana-bacı, es, disi, evliya, sevgili, melek, peri, sultan, kız, huri kızı ve gelin seklinde tasvir edildiği ifade
edilmistir. Erkek sairlerin siirlerinde kadının üstün varlıklara benzetilerek
yüceltildiği, kadın sairlerin siirlerinde ise kadını yüceltmenin yanında erkeklere karsı hep bir sitem bulunduğu anlatılmıstır.
Alevi ve Bektasi kültüründe kadın anlayısı anlatılırken bu alanda mevcut bulunan eserlerden yararlanılmıstır. Alan çalısması yapılmamıstır.